LAKAP a. (ar. lakab).
1. Bir kimseye kendi adından ayrı olarak genellikle o kimsenin kişiliğinin ya da yaşamının niteleyici bir özelliğinden esinlenerek takılmış ad; takma ad: Lisedeki lakabı "Şişko"ydu.
2. (Bir kimseye) lakap takmak, ona ağır basan belirgin bir özelliğini yansıtacak bir ad vermek: Bir olaydan sonra arkadaşları ona "Pinti" lakabını taktılar.
—ANSİKL. Tar. Müslüman büyüklerinin lakapları belirleyici anlam taşıyan birkaç sözcükten oluşurdu. Halifeler genellikle “el-Müteyekkil Alallah" (Tanrı'ya güvenen; Allah'ın çizdiği kader yolundan ayrılmayan kişi), emirler de “Seyfüddevle" (devletin kılıcı) lakaplarıyla anılırlardı. OsmanlI padişahlarına da özelliklerini belirten lakaplar verilirdi: savaşlarda çok çabuk karar verip hemen harekete geçtiği için “Yıldırım" lakabıyla anılan Bayezit I, sert bir kişi olduğu kadar yiğitliği ile de ün kazandığı için "Yavuz" lakabıyla anılan Selim I, devleti çıkardığı kalıcı yasalarla yönettiği için "Kanuni” lakabıyla anılan Süleyman I, ava çok düşkün olduğu için “Avcı" lakabıyla anılan Mehmet IV vb.
Kaynak: Büyük Larousse