
Ziyaretçi
ÖLÜ

sıf.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Canlı, güncel olmaktan çıkmış, geçmişe mal olmuş bir şey için kullanılır: Ölü medeniyetler. Ölü bir kent.
3. Canlılıktan yoksun, durgun bir yer, bir şey için kullanılır: Ölü bir taşra kenti.
4. Sönük, güçsüz bir ışık için kullanılır: Ölü bir mum ışığında kitap okumaya çalışmak.
5. Ölü gibi, hareketsiz bir biçimde, olduğu gibi duran: Köşeye uzanmış, ölü gibi yatıyor. ll Ölü mevsim, herhangi bir etkinlikte işlerin, alışverişin çok az ve durgun olduğu dönem. ll Ölü renk, parlak olmayan, donuk renk.
—Denizbil. Ölü sular kabarması - DÖRDÜN.
—Denize. Ölü dalga, rüzgâr olmadan kabaran dalga. ll Ölü deniz, yüzeyinde fırtına dindikten sonra bir süre devam eden ve fırtına anındakinden daha az güçlü, ancak düzenli bir biçimde birbirini izleyen köpüksüz dalgalar görülen deniz. ll Ölü sular, yol alan bir gemiyi izlermiş gibi görünen su kütlesi. ll Ölü süratle seyir, makineleri stop etmiş bir teknenin, üzerindeki hızla tamamen duruncaya kadar yol alması. ll Ölü yol, bir teknenin, yalnız yakınındaki sabit bir cisimle karşılaştırıldığında anlaşılabilen hızı.
—Dilbil. Ölü dil, bir topluluk tarafından artık konuşulmayan dil.
—Elektroakust. ve Bilş. Ölü bölge bir manyetik şeritte, kayıt için ayrılmış alanın başlangıcını ve bitimini göstermeye yarayan ve manyetik katmanı bulunmayan bölüm.
—Elektrotekn. Ölü saat, elektrik enerjisi tüketiminin en düşük düzeyde olduğu saat. (Dolu saatlere ya da yüklü saatlere karşıt olarak.)
—Havc. Ölü koni, bir radyoelektrik biykının üzerinde bulunan, bir koni biçimindeki uzay hacmi; bu hacmin içine giren bir uçak biykından hiçbir vurum alamaz. (Eşanl. SESSİZLİK KONİSİ.)
—Hırist. Ölüler bayramı ya da günü, özellikle katoliklerde, ölüler için dua ile geçirilen 2 kasım günü.
—Jeomorfol. Ölü buz, bir buzul dili ya da gerileme halindeki bir inlandsis tarafından bırakılmış buz kütlesi. (Buzultaş malzemeleriyle ne kadar iyi örtülmüşse erime olayından o kadar iyi korunur; sonunda erimeye yol açan yüzeysel çökme, kettle ya da sölle denen kapalı bir çukurun oluşmasına neden olur.) yanardağ ölü buzu.
—Nüfbil. Ölü doğum, bir çocuğun ölü olarak dünyaya gelmesi.
—Belirli bir yerde ve belirli bir süre içinde ölü doğumların sayısı. ll Ölü doğum oranı, belirli bir nüfusta ve belirli bir süre içinde ölü doğumların toplam doğumlara oranı. (Bk. ansikl. böl.)
—Oy. Oyunu kaybettiği için ya da geçici olarak oyun dışı kalma. ll Ölü top, bilardoda, oynanılan topun iki toptan birine dokunduktan sonra, üçüncü topun üzerine çok hafif gelerek kalan top.
—Radiletiş. Ölü bölge, bir yayının yer dalgasıyla alınabildiği bölge ile iyonosfer dalgasıyla alınabildiği bölge arasında ve sıçrama uzaklığının ötesinde yer alan halka biçimli bölge. (Eşanl. SÜKÛT BÖLGESİ.)
—Sil. Ölü bölge, yaklaşık 80-85° ile yukarıya ateş edebilen uçaksavar toplarının namlularında, düşey doğruya göre ateş altına alınamayan ve namlu ağzına göre tam tepede meydana gelen koni biçiminde bölge.
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 10 Eylül 2016 02:46
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.