TEBRİYE a (ar. berâ’etten tebri'e). Esk.
1. Temize çıkarma, aklanma, suçsuzluğunu kanıtlama.
2. Birini borçtan kurtarma.
3. Tebriye etmek, aklanmak, temize çıkarmak: "İçinde yuvarlandığım hayatı böyle görüşümde haksızsam bu satırlar beni tebrie ettiremez" (R. C. Ulunay).
4. Tebriyei zimmet, aklanıp temize çıkma: "... acizane vuku bulan ihtaratım kabul buyurulmadığı halde bu defa dahi tebriye-i zimmet etmiş olurum" (Cevdet Paşa, XIX. yy.).
—isi. huk. Bir kimsenin suç işlediğini gösteren delil bulunmaması, suç işlemediğinin anlaşılması ya da işlediği fiilin suç niteliğinde olmaması gibi durumlarda, kişinin suçtan sorumlu tutulmaması; beraat etmesi.
Kaynak: Büyük Larousse