POST a. (fars. ).
1. Memeli bir hayvanın kıllı, yünlü ya da tüylü derisi.
2. Tüyüyle birlikte tabaklanmış ya da kurutulmuş hayvan derisi: Duvarda bir geyik postu asılıydı Koyun postu.
3. Önemli bir malam ya da görev: Bir post kapmaya çalışmak.
4. Post elden gitmek, bir kimse sözkonusuysa, öldürülmek ya da bulunduğu makamdan ayrılma zorunda kalmak. || Post kavgası, iş başına geçme ya da bir makamı ele geçirme çabası. || Post vermek, bir şeyin uğruna canını vermek, ölmek (esk.). || Postu deldirmek, kurşunla vurulmak, yaralanmak (arg.). || Postu kurtarmak, öldürülme tehlikesini atlatmak. || (Bir yere) postu sermek, kısa bir süre kalmak için gittiği yerden uzunca bir süre sorumsuz ve saygısızca oturup kalmak.
—Tasav. Tarikat şeyhi ya da pirinin oturduğu tabaklanmış, tüylü deri. (Bk. ansikl. böl.)
♦ sıf.
1. Esk. Ppsttan yapılmış şey için kullanılır: Post kaipak.
2. Post bıyık - POSBIYIK.
—ANSİKL. Memeli hayvanların kıllı ya da tüylü vücut örtüsü genellikle dokusuna ve kıllarının sıklığına göre tanımlanır, işlenerek kürk yapılan postlar için "kürk” terimi de kullanılır. Sığır ve at postu gibi çok kısa kıllı postlara “deri" denir. Post terimi özellikle koyun, keçi ya da lama gibi kıllı, yünlü ve yapağılı hayvanların derisine denir. Postun üstünde iki çeşit kıl ya da tüy vardır:
1. koruyucu kıllar, çoğunlukla boyarmaddeli ve bazen duyu organı görevi de yapan kıllardır; örneğin seyrekliğine ve sertliğine göre, diken kıllar (kirpi), yele ya da kuyruk kılı, domuz kılı. Bu kıllar hemen hemen bütünüyle, kök kısmı önde ve uzantısı arkaya yatık olmak üzere eğik durur. Bu çeşit kıllardan oluşan postların karın kısmı, sırt ve böğür kısmına göre daha açık renkli olur;
2. yün kılları, kısa ve yumuşaktır; örtü kıllarının arasında ya da altında yoğun demetler oluşturur ve ısı yalıtımını sağlar. Bu tip kıllara yün, tiftik, yapağı denir Post rengi çoğunlukla türlere özgüdür, ama cinsiyete, yaşa, mevsime ve bireye göre de çeşitlilik gösterir.
—Tasav. Post, bir tarikatı kuran ya da kurduğuna inanılan pirin makamını simgeler. Şeyh yerine posta oturan anlamında postnişin deyimi de kullanılır. Şeyhin önünde sınav geçiren müride "sahibi post" denir. Bektaşi tekkesi ayinlerinde tekkenin tabanı On iki imam'ın anısına on iki beyaz koyun postu ile kaplanırdı. Mevlevi tekkelerinde mukabeleden önce şeyhin postunda otururken okuduğu dua ile mukabeleden sonra şeyhin huzurunda dedenin okuduğu duaya “post duası”, sema başlamadan önce nâti şerifin ardından neyzenbaşının yaptığı taksime de “post taksimi” denirdi. Ayin bestesi hangi makamdan olacaksa post taksimi de o makamdan olurdu; bu sırada öteki neyzenler dem tutarlardı.
Kaynak: Büyük Larousse