TURŞU a. (fars. turşı'den).
1. Bazı sebze ve meyvelerin tuzlu su ya da tuz, su ve sirke karışımında bekletilmesiyle yapılan ekşi yiyecek. (Bk. ansikl. böl.)
2. Arg. Çok sarhoş.
3. Turşu gibi, çok yorgun ve halsiz. || Turşu kurmak, turşu yapmak, turşuluk sebze ya da meyveleri kaplarına yerleştirmek. || Turşu olmak, sözkonusu yiyecekse, ekşimek, bozulmak; bir kimseyse, güçsüz bir duruma düşmek, bitkinleşmek. || Turşusu çıkmak, söz konusu bir şeyse, iyice ezilmek; bir kimseyse, çok yorgun, bitkin bir duruma gelmek. || Turşusunu kurmak, harcanması, elden çıkarılması gerekli bir şeye bir türlü kıyamamak anlamında kınama ya da alay yollu kullanılır. || Turşuya dönmek, yorgunluktan Ayakta duracak hali kalmamak, bitkinleşmek: Bütün gün temizlik yapmış, turşuya dönmüştü.
—ANSİKL. Mutf. Turşu lahana, patlıcan, salatalık, pancar, havuç, fasulye, kelek, domates vb. sebze ve meyvelerden yapılabilir. Sebze ve meyveler ayıklandıktan sonra bütün ya da parçalanmış halde tuzlu ya da tuzlu, sirkeli suya yatırılır. Koku ve tat vermesi için kavanozun içine kereviz sapı, sarmısak, kırmızı biber, hardal, maydanoz vb.; mayalaşmayı kolaylaştırmak için de nohut, fasulye, üzüm, koruk vb. atılır. Üzerine hava alınmasını önlemek için bir ağırlık konarak kapağı iyice kapatılır, suyu sık sık savrulur ve üzerinde biriken beyaz köpük alınır Sebzelerin rengi sararınca olgunlaşmaya başladığı anlaşılır. Turşuyu kaba tuz, su ve sirkeyle tenekeye basıp ağzını lehimleyerek ya da sebzeleri haşlayarak da turşu yapılır. Günümüzde kimi kimyasal bileşimler kullanılarak fabrikalarda da üretilmektedir.
Kaynak: Büyük Larousse