YÖNETİCİ a
1. Bir kurumu, bir kuruluşu, bir topluluğu, vb yöneten, onun başında bulunan kimse; idareci: Bu adam şirketin yöneticilerinden biridir. Orkestra yöneticisi.
2. Apartman yöneticisi, kat mülkiyeti esasına dayanan binalarda yönetim işlerini üstlenmiş kimse.
—Astrol. Bir burcu etkisi altında tutan, dolayısıyla o burçta bulunan horoskopik etkenleri, özellikle de o burcun kapsadığı tüm evi, hatta bazen bitimi o burca yakın olan evj yöneten gezegen.
—Bilş. Makine tarafından art arda işlenen diğer programların bilgisayarda yürütülmesini yöneten, denetleyen ve düzenleyen bir bilgisayar işletim sistemine ait program.
—Müz. Koro yöneticisi, bir vokal topluluğun başında yşr alan kimse. || Müzik yöneticisi, orduya ya da polis örgütüne bağlı bir müzik topluluğunu yöneten askeri ya da sivil müzikçi. || Orkestra yöneticisi, konserde ve lirik tiyatroda bir topluluk tarafından seslendirilmesi gereken yapıtların icrasını yönetmekle görevli müzikçi (Bk an- sM. böl.)
—Sirk Hava yöneticisi, özellikle Amerika' da, sirklerde havada yapılan gösterilerin (trapez, kaygan ip) tasarımcı ve sorumlusu yasal iktidarı elinde tutan kişi.
♦ sıt. Yönetici durumunda olana denir.
—Fels. Yönetici ilke, bir araştırmayı, bir akılyürütmeyi, bir davranış biçimini yönlendiren temel.
—Siyas. bil. ve Topbil. Yöneten, siyasal iktidara sahip olan kişi ve grup için kullanılır. || Yönetici sınıf, ekonomik, politik ve ideolojik açıdan, öteki toplum grupları üzerinde büyük bir etkisi olan grup.
—ANSİKL. Müz. XVII. ve XVIII. yy.'larda orkestra yöneticisine "tempo tutucu" denirdi. Görevi yere bir değnekle vurarak ya da bir kâğıt tomannı sallayarak zamanla belirtmekti. Bu işi bir kemancı üstlenince orkestrayı yayıyla yönlendirir, bir klavsenci ya da orgcu ise yerinden yönetirdi. Yavaş yavaş orkestra yöneticisi çalgıcılar kitlesinden ayrıldı ve sonunda nota sehpasının önünde ayakta durarak herkese egemen bir konuma geçti. Değnek 1810'a doğra kullanılmaya başladı ve yavaş yavaş benimsendi.
Kaynak: Büyük Larousse