
Ziyaretçi
BALIK

1. Suda yaşayan ve yaşam boyu solungaçla soluyan ve yüzgeçleriyle hareket eden omurgalı hayvan.
Sponsorlu Bağlantılar
3.
- Balık gibi yüzmek, çok iyi yüzımek.
- Balık istifi, çok kalabalık, üst üste,sıkışık durumda: Otobüse balık istifi doluştuk.
- Balık kavağa çıkınca, bir şeyin hiçbiı zaman gerçekleşemeyeceğini belirtmek için alay yollu söylenir.
- Balığa çıkmak, balık avlamaya gitmek.
—Balıkç. Cam balık, Hindistan’da acı sularda yaşayan, akvaryum meraklılarınca çok beğenilen ve beslenen saydam gövdeli balık. (Bil. a. Ambassis lala; hanigiller familyası.) ll Cennet balığı ll imparator balık, Hint okyanusu ile Büyük okyanus'taki mercan kayalıklarında yaşayan ve yaşlandıkça deri renkleri, desenleri ve motifleri değişikliğe uğrayan koyu mavi gövdeli balık. (Bil. a. Pomacanthus imperator; Pomacanthidae familyası.) ll Kemikli balıklar Kırmızı balık, HAVUZBALlĞı’nın eşanlamlısı. ll Uçan balık. ll Yassı balık.
—Balık avcılık
- Balık çakısı, morina avcılarının balığın dilini, karaciğerini ve bağırsaklarını kesip çıkarmak ya da balığın karnını yarmak için kullandıkları bıçak.
- Balık gemisi, kendisi balık avlamayan, ama avlanan gemilerin balık yükünü almak ve hızla limana getirmek için balık avı yerlerine giden gemi.
- Balık tutmak, avlamak, herhangi bir araçla balık yakalamak ya da yakalamak amacıyla işe girişmek: Boğaz da balık tutmak; Karadeniz'de hamsi tutmak.
- Balık yemi, balığı oltaya çekmeye yarayan madde.
- Elektrikle balık avı, balıkların elektrik akımına gösterdiği tepkiden yararlanan balık avlama tekniği.
- Yem balık, etçil balıkların yemlenmesi için hazırlanan ve beyaz etli balıklardan oluşan yem.
—Denizbil. Bir denizbilim gemisinin çektiği kalafatlanmış mahfaza; belli derinliklere indirilen ölçme ya da dinleme aygıtlarını içerir.
—Kaynakç. Balık gözü, deney çubuğunun çekme dayanımı deneyinde çelik kaynağın erimiş bölgesinde oluşan kırık yüzeyinin koyu, kırılgan görünümlü fonu üstünde, genellikle daire biçiminde sünek ve parlak bölüm. (Balık gözleri, hidrojenin metali gevrekleştirmesinden kaynaklanır; hidrojen ise deney sırasındaki biçim değişimi yüzünden metal olmayan katışkı noktalarına göç ederek yığılır; bu tür kusurlar her balık gözünün orta kısmında sürekli olarak görülür.)
—Koregr. Klasik dans pozu. (Vücudu hafifçe eğilmiş, gergin kolları ve bacakları bilek hizasında çaprazlanmış durumdaki kadın dansçı, onu belinden tutan erkek dansçının kalçasında yanlamasına durur.)
—Mutf. Balık çorbası, beyaz etli balıklarla yapılan çorba. (Balık; koku verici sebzeler, soğan ve sarmısakla birlikte haşlanır. Süzülen suyuna balık etleri, domates, çok az safran, beyaz şarap, defne yaprağı, bir çorba kaşığı rakı karıştırılarak pişirilir.) ll Balık suyu, beyaz etli balıkları ya da bunların baş, kuyruk ve kemiklerini suda kaynatarak elde edilen su. (Balık Dasında ya da bazı balıkların pişirilmesinde kullanır. Koku vermesi için haşlama suyura havuç, kereviz yaprağı, pırasa, soğan, maydanoz, sarmısak vb. katılır. Bir saate yakın kaynadıktan sonra, ince süzgeçten geçirilir.)
—Oy. Balık kaçtı, bir çocuk oyunu
—San.
- Balık nefsi, balinanın başından alınan ve kozmetik sanayisi ile mumculukta kullanılan yağ. (Halk arasında nefes darlığına karşı küçük parçalar halinde yutularak kullanılıyordu.)
- Balık tutkâlı, balık kemiklerinden, özellikle mersin balığının yüzme kesesinden çıkarılan beyaz yapıştırıcı madde. (Arap zamkı, Edirne tutkalı ile birlikte ahar yapımında da kullanılırdı. Eskiden özellikle iyi beyaz şarapları durultmaya yarardı. Günümüzde yerini jelatin almıştır.) [Halk arasında kemik tutkalı, ağaç tutkal da denir.]
—Tekst, iplik üzerinde, lif topluluklarının dağılmadan iplik bünyesine girmesi sonucu oluşan, balık biçimli küçük kabartılara
verilen ad. (Daha çok kamgam ve ştrayhgarn ipliklerde görülür. Bu hata, bazı fantazi kumaş ipliklerinde, kumaşa değişik bir görünüm vermek amacıyla, özel olarak düzensiz aralıklarla tekrarlanır.)
Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 1 Ağustos 2017 19:28
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.