Arama

Kaime Nedir?

Güncelleme: 12 Şubat 2016 Gösterim: 1.197 Cevap: 2
_EKSELANS_ - avatarı
_EKSELANS_
Kayıtlı Üye
29 Ağustos 2013       Mesaj #1
_EKSELANS_ - avatarı
Kayıtlı Üye
Kaime Nedir?
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Kaime, Osmanlı'da sadrazam ve yüksek rütbeli memurlar tarafından yazılan veya iki daire arasında ilmühaber niteliği taşıyan yazı. Klasik dönemde üst makamdan alt makama yazılan yazılara kaime, tersine arîza denirdi.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Şubat 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KAİME a. (ar. kadime). Esk.
1. Uzun bir kâğıt üzerine yazılmış ferman, buyruk.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Kâğıt para; kayme.
3. Kitap yaprağı.
4. Fatura.

—Esk. mal. ve Nümism. Abdülmecit döneminde (1839-1861), Maliye nazırı Hacı Saip Paşa tarafından bastırılan kâğıt para (1840). [Bk. ansikl. böl.]

—isi. huk. Altın ya da gümüş karşılığı olarak basılan ve dolaşımı zorunlu kılınan para. || Kaime-i mutebere-i nakdiye, OsmanlI devletinde, 1840 tarihinde Sultan Abdülmecit'in ikinci saltanat yılında dolaşıma çıkarılan ilk kâğıt para.

—ANSİKL. Esk. mal. ve Nümism. Kaimeler bir tür borç senetleriydi; Hazine'ye getirildiklerinde karşılıkları altın sikke olarak ödeniyordu, ancak yasal düzenlemeye göre de kâğıt para niteliğindeydiler. Mahmut II döneminde yeniçeriliğin kaldırılması, yunan ayaklanması, OsmanlI -Rus savaşı’yla devlet hâzinesinin zayıflaması, ilk kaimelerin dolaşıma çıkarılmasına heden oldu. Bunlar, Kavaimi nakdiyei mûteberri olarak bilinen, iki milyon kuruş faizli, otuz iki bin keselik muacceleli (yüz altmış bin lirası derhal ödemeli), % 8 faizli ve sekiz yıl sonra dolaşımdan çekilecek karşılıksız kâğıt paralardı. Seri numarası bulunmadığından ve gerçek-itibari değerleri arasmda büyük fark olduğundan kısa sürede sahteleri yapılmış, halkın rağbeti de azalmıştır. Buna karşılık önlem olarak ikinci tertiplerinin üzerlerine soğuk damga ile tuğra, arkalarına Maliye nazırının mührü basıldı. Bu ilk kaimeler Abdülaziz döneminde dolaşımdan çekilmiş (1862) ve banknot çıkarma hakkı ve yetkisi Bankı osmani’ye verilmiştir (4 şubat 1863). Murat V döneminde kaimelerin dolaşıma çıkarılması için yeni bir tüzük hazırlandı (7 ağustos 1876); Abdülhamit II döneminde (1876 -1909) gerçekleştirilen bu faizsiz kaimeler, OsmanlI bankası'nın denetiminde ve Maliye nezareti'nin sorumluluğundaydı. Hicaz, Yemen ve Trablusgarp gibi uzak yöreler dışında kullanımı zorunlu olan bu kaimelerin sahtelerini önlemek amacıyla özel ithal kâğıt ve Avrupa'dan ustalar getirilmesi, uzmanlarla denetimin yaygınlaştırılması tasarlandı. Bu önlemler de kaimelerin uzun ömürlü olmasını sağlayamadı ve 6 aralık 1878’de resmen piyasadan çekilecekleri açıklandı. Mehmet V (Reşat) döneminde. Birinci Dünya sava- şı'nın çıkması, OsmanlI devletinin Avus- turya-Macaristan cephesinde savaşa girmesiyle düşülen mali bunalım yüzünden üçüncü kez kaime çıkarılması yoluna gidildi (1915). Ödeme tarihleri üzerlerinde belirtilmiş olan bu kaimelerin karşılıkları vardı ve barış antlaşmasının imzalanmasından sonra on iki yıla kadar ortadan kalkacaklardı. 30 mart 1915'te 6 583 094 lira tutarında kaime bastırıldı. Birinci Dünya savaşı sırasında çıkarılan 160 milyon tutarındaki kaimelere yalnızca 2 milyonluk karşılık ödenmiş ve 158 milyon lira karşılıksız olarak Türkiye Cumhuriyeti' ne kalmıştır. OsmanlI bankası'nın yetki süresi birkaç kez uzatıldıktan sonra 31 aralık 1946'da kaldırılarak 1 nisan 1947 tarihinden başlamak üzere ödemelere geçilmesi kararlaştırıldı. Bu tarihten sonra Ösmanlı bankası banknotları da tarihe karıştı.

KAİME sıf. (ar. kâhm’in dişi, ka’ime). Esk.
1. Bir şeyin yerine kullanılan.
2. Dik, dik duran.
3. Duran, ayakta olan.
4. Namaz kılan.

—Denize. Baş ve kıç kaime, baş ve KIÇ DİKEY’'in eşanlamlısı. ||Orta kaime, ORTA DİKEY”in eşanlamlısı.

Kaynak: Büyük Larousse

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
12 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kaime
isim, eskimiş (ka:ime) Arapça

1 . Buyruk, resmî kâğıt, ferman.
2 . Kâğıt para, kâğıt lira, kayme:
"Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak..."- H. R. Gürpınar.