AYDINLATMAK Nedir?
1. Bir şeyi, bir yeri (bir şeyle) aydınlatmak, bir ışık kaynağı (bir ışık kaynağı taşıyan ya da onu yönlendiren kimse ya da şey) sözkonusuysa, bir başka şeyin üstüne, içine ışık yaymak: Farlarıyla yolu aydınlatmak.
Sponsorlu Bağlantılar
Farlar yolu aydınlatıyor.2. Bir şeyi (soyut) aydınlatmak, onu daha açık, anlaşılır kılmak; onu ortaya çıkarmak:
Ay parlak ışığıyla terası aydınlatıyordu.
Gecenin karanlığını aydınlatan şimşekler.
Bu lamba çok küçük, odayı yeterince aydınlatmıyor.
Metnin içeriğini aydınlatan bir inceleme yazdı.3. Bir kimseyi, bir topluluğu (bir konuda) aydınlatmak, daha iyi anlaşılması, kavranılması için ona, onlara o konuda bilgi vermek, açıklamalar getirmek:
Tanığın ifadesi cinayeti aydınlattı.
Bizi son durum hakkında biraz aydınlatır mısınız?4. Bir kimsenin içini, ruhunu, gönlünü vb. aydınlatmak, bir kimse için sevinç, mutluluk konusu olmak:
Doğum kontrolü konusunda halkı aydınlattı.
Bu müjde içini aydınlattı.aydınlatılmak edilg. f. Aydınlatmak eylemine konu olmak, ışıklandırılmak, ortaya çıkarılmak, bilgilendirilmek:
Bu oda yeteri kadar aydınlatılmıyor.—Res. Tablonun aydınlatılması (bir), bir tabloda, resim olanaklarından yararlanarak ışığı dağıtma tarzı.
Olay aydınlatıldı.
Bu konuda halkın uyarılıp aydınlatılması gerekir.
Kaynak: MsXLabs & Büyük L.
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
theMira