YALAMAK g. f.
1. Bir şeyi (nesne) yalamak, üstünde ya da içinde olanı yutmak için dilini üzerinde gezdirmek: Kaşığı, tabağı yalamak. Çukulata yedikten sonra parmaklarını yalamak.
2. Bir şeyi (sıvı) yalamak, diliyle (bir şeyin üzerindeki™, içindekini) alıp yutmak: Kesik parmağındaki kam yalamak. Parmaklarına bulanmış reçeli yalamak.
3. Bir hayvanı, bir şeyi, bir kimseyi yalamak, bir hayvandan söz ederken, sevgi belirtisi olarak, dilini üzerlerine sürmek ve özellikle yavrusunu, bedeninin bir bölümünü diliyle temizlemek: Köpek sahibinin elini yalıyordu. Kedi yavrularını yalıyor.
4. Bir şeyi yalamak, bir şeyden söz ederken, hafifçe değmek, dokunmak, sıyırarak geçmek: Alevler yapının ön cephesini yalıyordu. Ayaklarımızı yalayan dalgalar.
5. Yalayıp yutmak, iştahla yemek, silip süpürmek; ağır bir söz ya da kötü bir davranış karşısında susmak, onu kabullenmek: Ağza alınmadık küfürleri yalayıp yutmuş, gık bile dememişti.
—Denize. Dalgalardan söz ederken, güvertenin bir tarafından girip diğer tarafından çıkmak.
♦ yalanmak dönşl. f.
1. Bir hayvan söz- konusuysa, temizlenmek amacıyla dilini üzerinde gezdirmek.
2. Tkz. Ağzını, dudaklarını diliye yalamak: Ne yalanıp duruyorsun?
♦yalanmak edilg. f. Yalamak eylemine konu olmak.
♦yalatmak ettirg. f. Bir şeyi yalatmak. yalamak eylemini yaptırmak.
1. Bir şeyi (nesne) yalamak, üstünde ya da içinde olanı yutmak için dilini üzerinde gezdirmek: Kaşığı, tabağı yalamak. Çukulata yedikten sonra parmaklarını yalamak.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir hayvanı, bir şeyi, bir kimseyi yalamak, bir hayvandan söz ederken, sevgi belirtisi olarak, dilini üzerlerine sürmek ve özellikle yavrusunu, bedeninin bir bölümünü diliyle temizlemek: Köpek sahibinin elini yalıyordu. Kedi yavrularını yalıyor.
4. Bir şeyi yalamak, bir şeyden söz ederken, hafifçe değmek, dokunmak, sıyırarak geçmek: Alevler yapının ön cephesini yalıyordu. Ayaklarımızı yalayan dalgalar.
5. Yalayıp yutmak, iştahla yemek, silip süpürmek; ağır bir söz ya da kötü bir davranış karşısında susmak, onu kabullenmek: Ağza alınmadık küfürleri yalayıp yutmuş, gık bile dememişti.
—Denize. Dalgalardan söz ederken, güvertenin bir tarafından girip diğer tarafından çıkmak.
♦ yalanmak dönşl. f.
1. Bir hayvan söz- konusuysa, temizlenmek amacıyla dilini üzerinde gezdirmek.
2. Tkz. Ağzını, dudaklarını diliye yalamak: Ne yalanıp duruyorsun?
♦yalanmak edilg. f. Yalamak eylemine konu olmak.
♦yalatmak ettirg. f. Bir şeyi yalatmak. yalamak eylemini yaptırmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.