YARGILAMAK g. f.
1. Bir kimseyi yargılamak, onu mahkemeye çıkarmak; delilleri değerlendirerek onunla ilgili bir karara varmak: Bir sanığı yargılamak. Hırsızlıkla suçlanan birini yargılamak.
2. Bir kimseyi, bir şeyi yargılamak, onunla ilgili bir değer yargısına varmak; olumsuz bir yargıya ulaşmak: Böyle davrandığı için onu yargılama. Yapıtlarını yargılamak için vakit henüz çok erken. Sizi yargılamak bana düşmez.
—Mant. Aristotelesçi mantıkta, bir yüklemin bir önerme öznesine bağlanıp bağlanmadığını olumlamak.
♦ yargılanmak edilg. f.
1 .Bir kimse söz konusuysa, yargı tarafından kendisi hakkında bir karar verilmek: Cinayetten yargılanmak. On yıl hapis cezası istemiyle yargılanmak.
2. Kendisi hakkında bir değer yargısına varılmak: Hiç kimse dış görünüşüyle yargılanmamak.
1. Bir kimseyi yargılamak, onu mahkemeye çıkarmak; delilleri değerlendirerek onunla ilgili bir karara varmak: Bir sanığı yargılamak. Hırsızlıkla suçlanan birini yargılamak.
Sponsorlu Bağlantılar
—Mant. Aristotelesçi mantıkta, bir yüklemin bir önerme öznesine bağlanıp bağlanmadığını olumlamak.
♦ yargılanmak edilg. f.
1 .Bir kimse söz konusuysa, yargı tarafından kendisi hakkında bir karar verilmek: Cinayetten yargılanmak. On yıl hapis cezası istemiyle yargılanmak.
2. Kendisi hakkında bir değer yargısına varılmak: Hiç kimse dış görünüşüyle yargılanmamak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.