YOLMAK g. f.
1. Bir şeyi yolmak, sabit durduğu yerden çekip çıkarmak, koparmak: Zararlı otlan yolmak. Kafasındaki beyaz saçları yolmak. Tavuğun tüylerini yolmak.
2. Tkz. Bir kimseyi yolmak; hileyle, kurnazlıkla parasını elinden almak: Birini kumarda yolmak. Kadın, adamcağızı iyice yolduktan sonra terk edip gitti.
—Deric. Sepilemeden önce, derilerdeki kılları almak. || Kireç banyosunun etkisiyle yumuşayan ve hafif bir çekmeyle kendini bırakan kıl ya da tüyü deriden almak.
—Tekst. Yünü, koyun postundan ayırmak.
♦ yolunmak dönşl. f. Büyük bir üzüntüye kapılarak çırpınmak.
♦ yolunmak edilg. f.
1. Çekilip çıkarılmak, koparılmak.
2. Hile ve kurnazlıkla, parası elinden alınmak, kumarda kaybetmek: Dün gece iyice yolunduk.
♦ yoldurmak ettirg. f. Yolmak eylemini yaptırmak: Tavuğun tüylerini yoldurmak.
1. Bir şeyi yolmak, sabit durduğu yerden çekip çıkarmak, koparmak: Zararlı otlan yolmak. Kafasındaki beyaz saçları yolmak. Tavuğun tüylerini yolmak.
Sponsorlu Bağlantılar
—Deric. Sepilemeden önce, derilerdeki kılları almak. || Kireç banyosunun etkisiyle yumuşayan ve hafif bir çekmeyle kendini bırakan kıl ya da tüyü deriden almak.
—Tekst. Yünü, koyun postundan ayırmak.
♦ yolunmak dönşl. f. Büyük bir üzüntüye kapılarak çırpınmak.
♦ yolunmak edilg. f.
1. Çekilip çıkarılmak, koparılmak.
2. Hile ve kurnazlıkla, parası elinden alınmak, kumarda kaybetmek: Dün gece iyice yolunduk.
♦ yoldurmak ettirg. f. Yolmak eylemini yaptırmak: Tavuğun tüylerini yoldurmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.