Arama

Yüklemek Nedir?

Güncelleme: 29 Haziran 2015 Gösterim: 681 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Haziran 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YÜKLEMEK g. f.
1. Bir şeyi bir şeye (üzerine, içine) ya da bir hayvana yüklemek, taşınacak, kaldırılacak, nakledilecek bir şeyi (yük, eşya, araç, gereç vb.) ona koymak, yerleştirmek: Bavulları arabaya yüklememe yardım edin. Görevliler kasaları, sandıkları vagonlara yüklüyorlardı. Yükü bir katıra yüklemek.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir taşıtı yüklemek, taşınması gereken belli ağırlıktaki yükü onun içine ya da üstüne koymak, yerleştirmek: Kamyonu yüklemek.
3. Bir şeyi bir kimseye yüklemek, ağır bir işi, bir sorumluluğu o kimseye vermek, o kimseyi yükümlülük altına sokmak: Bu görevi de size mi yüklediler? Parçaların denetlenmesi işini bana yüklediler.
4. Bir suçu, kusuru vb. bir kimseye yüklemek, onun hesabını ondan sormak, onu sorumlu tutmak, onun üstüne atmak: Tüm kabahati zavallı kıza yüklediniz.

—Bilş. Bir yükleme gerçekleştirmek. || Bir programı, yürütülmesi amacıyla ya da birtakım verileri işlenmeleri amacıyla, bir bilgisayarın merkezi belleğine yerleştirmek. || Bir manyetik şeridi bir şerit sürücüsüne takmak, bir delikli kart paketini bir okuyucuya yerleştirmek.

—Denize. Aşırı yelken yüklemek, yelkenle seyreden bir gemiden söz ederken, aşırı rüzgârda, yelkenleri camadana vurmadan açmak.

—Elektrotekn. Bir düzeneği (motor, üreteç vb.) güç üretecek duruma getirmek. || DOLDURMAK’ın eşanlamlısı.

—Isıt, havld. Kazanı yüklemek, sürekli yanmasını sağlamak için katı yakıtla beslemek.

—Mad. oc. Cevher ya da taş yüklemek, bir taşıma aracı içine cevher ya da taş doldurmak.

—Metalürj. Bir fınnı yüklemek, bu fınna işlenecek ürünleri koymak.

yüklenmek dönşl. f.
1. Bir şeyi yüklenmek, bir yükü kendi üzerine yüklemek: Sırt çantasını yüklenip yola çıktı.
2. Bir şeyi yüklenmek, bir işi yapmayı kabul etmek, sorumluluğunu üzerine almak, üstlenmek: Bir çocuğun bakımını yüklenmek.
3. Bir kimseye, bir şeye yüklenmek, kendi ağırlığını onlara vermek, onlara yaslanmak, bedeniyle üzerlerine abanmak: Tüm gücüyle kapıya yüklenip kırdı.
4. Bir kimseye yüklenmek, o kimsenin bir şey yapması için üstüne düşmek, onu zorlamak: Boşuna bana yüklenmeyin, istediğinizi yapmayacağım.

—Org. Yüklenmiş ilmik, iğnenin gagasında tutulan uzun bir ilmikten ve bir ya da birden çok britten oluşan ilmik. Bu iplikler, iğnenin örmekte olduğu ilmik sırasına katılarak işlenir.

yüklenmek edilg. f. Yüklemek eylemine konu olmak, yüklemek eylemi yapılmak: Bavullar arabaya yüklendi.

yüklenilmek edilg. f. Yüklenmek eylemine konu olmak.

yükletmek ettirg. f. Bir şeyi bir kimseye yükletmek, yüklemek eylemini ona yaptırmak.

yükletilmek edilg. f Yükletmek eylemine konu olmak: Bavullar hamallara yükletildi.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

20 Ağustos 2012 / alper_9595 Bilgisayar
16 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap
8 Ocak 2012 / Lepaune Soru-Cevap