Arama

Ur Nedir?

Güncelleme: 11 Temmuz 2015 Gösterim: 913 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Temmuz 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
UR a. Patol. Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla dokularda meydana gelen ve büyüme eğilimi gösteren yumru. (Eşanl. NEOPLAZMA. TÜMÖR)

Sponsorlu Bağlantılar
—Ask. tar. Ur yarar, Yeniçeri ocağı'nın hendek ve siper kazmakla görevli asker lerine verilen ad. (Adlannı “kale hendeği" anlamında kullanılan "ur" deyiminden aldıkları sanılmaktadır.)

—Bitki patol. Çeşitli asalakların böcek, mantar, virüs vb.) bitkilerde meydana getirdiği şişlik, kabartı. (Birçok bitki asalağı bitkilerde zararsız urların oluşmasına neden olur; bunlar, Düyüme maddelerinin bir bireşiminden ya da bu maddelerin normal metabolizmasındaki oozukluklardan iteri gelir. Fakat Agrobactenum tumetaaens [bir mazı Dakıerısıj oıtkı Kanseri denebilecek bir ur yaratır. Bakterideki bir plazmidin taşıdığı genetik bilgi bitkisel hücreye geçer, bir kromozomla bütünleşir ve bitkide önemli değişikliklere yol açar.) || Böcek uru, bir böceğin etksiyle bitkide meydana gelen ur ya da mazı.

—Orm. san. Göknar uru, göknarın gövdesinde ve dallarında meydana gelen şişkinlik. (Göknarın kurumasına neden olmayabilir, ama hastalıklı göknardan alınan kerestenin pembe kısımları çabuk kırılır. İçi boş gövde urlan hemen her zaman çürüktür ve tomruğun bir kısmının yitimine neden olur.)

—ANSİKL. Ur oluşumu Süreci, organizmada bulunan her çeşit normal dokunun az ya da çok benzerinin üremesine yol açabilir, hatta bu yeni dokular eski dokunun işlevini bite yapabilir, (hiperkortisizm send- romu yaratan böbreküstü bezi urları; karaciğer uru hücrelerinde safra bulunması). Oluşan ur dokusu biyolojik özerkliğe yönelir ve nedeni ortadan kalksa bite ur gerilemez (ur oluşumu sürecini, iltihap sürecinden ayıran bu özelliktir). Urlar ikiye ayrılır: iyicil urlar ve kötücül urlar ya da kanserler.

iyicil ur. Başladığı yerde gelişir, bir kapsülle sınırlıdır; komşu dokulara yayılmaz. Metastaz yapmaz. Tümüyle tahrip edildikten sonra bir daha çıkmaz. Normal doku görünümüne çok yakın bir dokudan oluşur. Urun hızlı gelişmesi iyicil ya da kötücül olduğunu gösteren kesin bir kanıt değildir.

Kötücül ur ya da kanser Sınırı yoktur ya da çok belirsizdir, komşu dokulara ve damarlara yayılır. Büyümesi sınırsızdır. Metastaz yapar, çoğu zaman tahrip edildikten ya da çıkarıldıktan sonra yeniden ürer. Yapısını oluşturan doku, genellikle normal dokunun bir karikatürüdür. Ya da o kadar farklılık gösterir ki, onu bir ana dokuya bağlamak çok zorlaşır.
Kötücül urların hücrelerinde öyle hücresel ve çekirdeksel karakterlere rastlanır ki (anormal mitozlar, tomurcuklanan çekirdekler vb.) çoğu zaman bunlara bakılarak gerekli tespitler yapılabilir. Bununla beraber, bazı kötücül urlar ana dokunun tam benzerini üretirler, hücrelerinde anormal bir şey bulunmaz; sadece evrimleri, metastazları, yinelemeleri, yayılmaları onları kötücül olarak adlandırma olanağı sağlar.

Ara urlar. Şu çeşitleri kapsar: gizil kötücül urlar (kanser öncesi durum); yerel kötücül urlar (nüksederler, ama metastaz yapmazlar); evrimleri kendisinden yavaş olan düşük güçlü kötücü urlar.

Urların sınıflandınlması.
1. Malpighi tabakası (mukoza, deri) urları: iyicil olanlar (papilomlar, kondilomlar); kötücül olanlar (karsinomlar/ya da epitel- yomalar);
2. silindir hücreli örtenek, parankima ve salgı bezi urları: iyicil olanlar (adenomlar); kötücül olanlar (adenokarsinomlar, silindir hücreli epitelyomalar ya da salgı bezi epitelyomaları);
3. bağdokusu ve türevleri urlan: iyicil olanlar (fibrom, miksom, miyom, lipom, osteom, kondrom, anjiyom, histiyositofibrom); kötücül olanlar (fibrosarkom, miksosarkom, miyosarkom, liposarkom, osteosarkom, kondrosarkom, anjiyosarkom);
4. Hemopoyez dokusu urlan: (tenfosarkom ve miyelosarkom);
5. sinir dokusu urları;
6. pigmentli urlar: (iyicil ya da kötücül melanom);
7. embriyon dokusu ve embriyon urlan: (dizembriyoplazi ve teratom).


UR çoğl. a. (ar. 'averiin çoğl. ‘Ot). Esk
1. Tek gözlü kimseler.
2. Silahlı olmayanlar.

UR, günümüzde. Tel Mukayyar (Irak), aşağı Fırat'ta Sümer kenti. Bu sıtta VI. birv yıl'dan beri büyük bir köy yer alıyordu; tüccarlar daha o zamandan Arabistan'ın doğu kıyılanna ulaşmışlardı. V. binyıl'da, köy deniz sulan altında kaldı. Bu olayın bıraktığı izler; arkeolog WooHey tarafından Tu- fan’ın izleri olarak kabul edildi. IV. binyıl' da oluşan ve ay-tanrısı Nanna'ya (sonraları Sin adıyla anıldı) adanan kBnt hakkında bilinenler her şeyden önce esrarlı kral mezarlarıdır (XXVI. yy.); hükümdarların olağanüstü bir sihirli gücü bulunduğuna inanılan bir dönemde yapılmış olan bu mezarlarda, hükümdarların öbür dünyadaki yaşama hazırlıklı olmaları için, mahzenlere hazineler ve hizmetkârlar konuluyordu. Bundan sonra, Sümer’in bir bölümünü egemenliği altında tutan 1. Ur hanedanı (XXV. yy.) geldi. Daha sonraki krallar, Akkad’ın (XXIII. yy.), Lagaş ve Uruk' un (XXII. yy.) egemenliğine girdiler. Ur -Nammu III, ur hanedanını (2111-2003) başlattı ve giderek Mezopotamya’nın sınırlarını aşan bir imparatorluk kurdu. Bu kral ve onun ilk ardılları (Şulgi, Amar -Suenna, Şu-Suenna), saray yazıcıları tarafından, tapınak mallarının yönetiminden sağlanan çok büyük gelirler elde ettiler. Aşağı Mezopotamya'daki sitelerde ve özellikle başkentlerinde kutsal binaların -tapınaklar ve ilk zigguratlar sayısını artırabildiler. Fakat Ur İmparatorluğu İbbi-Sin döneminde çöktü ve Elamlılar büyük kenti yağmaladılar (2003). Kent, bir yüzyıl daha Dilmun’la yapılan ticaretin limanı olarak kaldı, ama politik rolünü kaybetti, isin ve Larsa arasında çekişme konusu olan ve sonunda Babil'in egemenliği altına giren Ur, artık kutsal bir kentten başka bir şey değildi. Keyhüsrev'e kadar, Mezopotamya’ya egemen bütün hükümdarlar kentin tapınaklarını tamir ettirdiler. Daha sonra dini töreler ortadan kalktı (IV. yy.) ve İ.Û. II. yy.’a doğru kent bırakıldı. Bununla birlikte, Ur'un anısı hiçbir zaman unutulmadı ve özellikle onu İbrahim’in vatanı olarak gören bazı Kutsal Kitap metinlerinde korundu.

—Arkeol. Daha 1854’te eski Ur'a ait olduğu saptanan (Taylor) höyük, 1919-1934 arasında kazıldı (Hail, ardından VVoolley). Irak eski eserler servisi, kalıntıların en yüksek noktasında bulunan zigguratı restore etti. Surlarla çevrili kentin merkezinde geniş bir dinsel kompleks yer alır: Kent tarihinin en eski dönemleri, derin sondajlar aracılığıyla bilinmektedir. Bu sondajların çoğunda, Ubeyd, Uruk ve Cemdet-Nasr dönemlerine (İ.Ö. 4000-3000) tarihlenen mezarlar ortaya çıkarıldı. Kutsal alanın güney kesiminde yüzlerce mezar içeren geniş bir nekropolis bulundu. Bunların arasında, İ.Ö. 2600-2500 yıllarından kalan on altısı içerdikleri buluntuların zenginliğinden dolayı, kazıyı yapan arkeolog tarafından "kral mezarı" olarak nitelendirildi. Tuğla ve taşlarla yapılmış tonozlu mezar odaları birçok ceset içermekteydi: bunlar, çevrelerinde hizmetkârları bulunan "kral" soyundan kişilerdi. Buradaki ölülerin adları hanedan listelerinde yer almamaktadır. Bunların, I. Ur hanedanından önceki dönemden oldukları sanılır. Hizmetkârların toplu intiharıyla belirginleşen cenaze töreleri pek iyi bilinmemektedir. Ele geçen ölü eşyaları hiçbir yerde bu kadar zengin değildir: altın ve gümüş tabakalar, lacivert taşı takılar, kakmalarla süslü çalgılar Sümer kökenli Ur hükümdarlarının zenginliğine ve ticaret ağının genişliğine (Afganistan’dan gelen laciverttaşı, İran platosunun orta kesiminden gelen steatit) tanıklık eder.
III. Ur hanedanıyla büyük yapılar yapılmaya başlandı: pişmemiş tuğlalarla yapılmış ve pişmiş tuğlalarla kaplanmış ziggu- ratı, Mezopotamya'nın en iyi korunmuş örneklerinden biri olan Nanna tapınağı; Sin'in karısı tanrıça Nin-Gal'ın Giparku tapınağı, "E. nun. matı" adı verilen depo ya da saray vb. Kutsal bölümün güneyinde, III. binyıl nekropolisinin yakınında, kral Şulgi'nin yeraltı mezarı bulunur. III. Ur hanedanı mezarlarının en ünlülerinden olan bu mezarın üzerinde, cenaze kültüne ayrıldığı düşünülen ve daha sonra kralın oğlu Amar-Suenna tarafından genişletilmiş olan bir yapı yükselir. III. binyıl'ın ortalarından kalma krallık nekropolisinin tersine, III. hanedanının yeraltı mezarları boş olarak bulunmuştur.
isin ve Larsa kralları döneminden kalan ve kutsal bölümün güneyinde yer alan geniş mahalleler, güzel evleri ve dar sokaklarıyla, II. binyıl'daki bir mezopotamya kentinin kusursuz bir örneğini sergiler. Kral Nabukodonosor, kutsal bölümün çevresine geniş kapıları bulunan bir çevre duvarı yaptırmıştır.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.