TAB a. (fars. tab). Esk.
1. Güç, kuvvet, derman.
2. Sıcaklık, hararet: "Pervane otur tâb ü ziyadan mütelezziz" (Namık Ke mal, XIX. yy.).
3. Kıvrım, büklüm: Tabı gisu (saç büklümü). Tabı zülf (perçem kıvrımı).
4. Aydınlık, parıltı: "Yavaş yavaş azalan tabı talatiyle kamer" (Tevfik Fikret).
5. Sıkıntı, keder.
6. Öfke, kızgınlık.
7. Tazelik.
TAB sıt. (fars. tabiden, parlamak, aydınlatmaksan tab). Esk. “Parlayan”, “aydınlatan" anlamında bileşik sözcükler oluşturur: Âlemtab, cihantab (dünyayı aydınlatan) vb.
TAB a. Müz. Mağrib makam sistemini belirten arapça sözcük. (Notaların ıskalasını, yapısını, ayrıcalıklı ezgisel formülleri ve bunların insanda uyandırdıkları psikofiz- yolojik tepkileri belirler.)
1. Güç, kuvvet, derman.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Kıvrım, büklüm: Tabı gisu (saç büklümü). Tabı zülf (perçem kıvrımı).
4. Aydınlık, parıltı: "Yavaş yavaş azalan tabı talatiyle kamer" (Tevfik Fikret).
5. Sıkıntı, keder.
6. Öfke, kızgınlık.
7. Tazelik.
TAB sıt. (fars. tabiden, parlamak, aydınlatmaksan tab). Esk. “Parlayan”, “aydınlatan" anlamında bileşik sözcükler oluşturur: Âlemtab, cihantab (dünyayı aydınlatan) vb.
TAB a. Müz. Mağrib makam sistemini belirten arapça sözcük. (Notaların ıskalasını, yapısını, ayrıcalıklı ezgisel formülleri ve bunların insanda uyandırdıkları psikofiz- yolojik tepkileri belirler.)
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.