TUL a. (ar. tul). Esk.
1. Boy, uzunluk.
2. Zaman çokluğu.
3. Çokluk, fazlalık.
4. Tuli emel, tükenmez istek, hırs, tamah: "Tuli emel neticesi kâkül müsün nesin" (Nabi, XVIII. yy.). || Tuli hayat, tuli ömr, hayatın uzunluğu. || Tuli müddet, uzun zaman: "Harbiyeden mezun umum yerli zabitan ile tuli müddet oralarda istihdam edilip lisana ve arazinin vaziyetine kesbi vukuf etmiş olan diğer zabitan heman kamilen kaldırıldı" (İsmail Suphi, XIX. yy ). || Tul saati, kronometre.
—Esk. coğ. Boylam. || Tuli belde, bir yerin boylam dairesi. || Tuli belde tayini, bir yerin boylam çizgisinin ölçülmesi. || Tuli garbi, 180°'ye kadar olan batıdaki yerlerin boylamı. || Tuli şarki, 180°’ye kadar doğuda olan yerlerin boylamı.
—Esk. fiz. Tuli mevc, dalga boyu.
—Marangl. Metre tul, mobilyacıların birim fiyat saptamakta kullandıkları uzunluk ölçüsü birimi.
1. Boy, uzunluk.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Çokluk, fazlalık.
4. Tuli emel, tükenmez istek, hırs, tamah: "Tuli emel neticesi kâkül müsün nesin" (Nabi, XVIII. yy.). || Tuli hayat, tuli ömr, hayatın uzunluğu. || Tuli müddet, uzun zaman: "Harbiyeden mezun umum yerli zabitan ile tuli müddet oralarda istihdam edilip lisana ve arazinin vaziyetine kesbi vukuf etmiş olan diğer zabitan heman kamilen kaldırıldı" (İsmail Suphi, XIX. yy ). || Tul saati, kronometre.
—Esk. coğ. Boylam. || Tuli belde, bir yerin boylam dairesi. || Tuli belde tayini, bir yerin boylam çizgisinin ölçülmesi. || Tuli garbi, 180°'ye kadar olan batıdaki yerlerin boylamı. || Tuli şarki, 180°’ye kadar doğuda olan yerlerin boylamı.
—Esk. fiz. Tuli mevc, dalga boyu.
—Marangl. Metre tul, mobilyacıların birim fiyat saptamakta kullandıkları uzunluk ölçüsü birimi.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.