TUZLU sıf.
1. Tuz içeren ya da tuzlanmış olan bir şey için kullanılır: Deniz suyu tuzludur. Tuzlu badem.
2. içine gereğinden çok tuz katılmış olan yemek için kullanılır: Çorba çok tuzlu.
3. Fiyatı aşırı ölçüde yüksek; çok pahalı olan bir şey için kullanılır: Burada kiralar epey tuzlu.
—Denizbil. Tuzlulukla ilgili.
—Deric. Tuzlu nemli deri, hiçbir kurutma yöntemi kullanılmadan saklanan, nemli ortamda tuzlanmış deri.
—Foto. Tuzlu kâğıt, sodyum klorüre batırılmış, sonra da bir gümüş nitrat çözeltisinde duyarlaştırılmış kâğıt; eskiden fotoğraf baskısında kullanılırdı.
—Pedol. Evrimi ve özellikleri sodyum tuzlarından, ikincil olarak da magnezyum ve kalsiyumdan etkilenen toprakların tümü için kullanılır; bu tuzlar ya kurak iklimde kayaçların ayrışmasıyla, ya deniz kökenli olan ve olmayan tuzlu bir su tablasında (polderler ve tropikal mangrov) ya da atmosfer katkılarıyla oluşur (deniz serpintileri). [Eşanl. HALOMORF] (Bk. ansikl. böl.) || Tuzlu toprak, kurak bölgelerde ya da deniz kıyısında (polderler ve mangrovlar) bulunan. kara ve geçici kökenli bir tuzlu su örtüsünde ya da tuzlu deniz örtüsünde oluşabilen yüksek derişimli sodyum tuzları içeren toprak. (Kara topraklarında [so- lonçak], tatlı suyla ya da az tuzlu suyla sulama ve akaçlamadan sonra bu tür topraklar değerlendirilebilir [çayırlar, çeltik tarlaları). Kıyı polderlerinde yapılan şeddeler, toprakları depiz suyunun etkisinden kurtarır; bu topraklar, bazı önlemler alındığında ve kireçle iyileştirildiğinde değerlendirilebilir.)
—Ted. Tuzlu ilaç, tuzlu tedavi, etkisi madensel bir tuzdan ileri gelen ilaç ya da tedavi.
—Yerbil. Evaporit düzeyleri içeren tortul bir kayaç için kullanılır. || Bu kayacı içeren arazi için kullanılır || Tuz katmanlarındaki özelliklerin etkisi altında kalan bir örtü tektoniği için kullanılır. || Tuzlu kayaç, temel bileşeni bir klorür (halit, silvinit), bir nitrat ya da bir sülfat (alçıtaşı) olan kayaç.
♦ a. Tuzluya mal olmak, tuzluya oturmak, tuzluya patlamak, büyük paralar karşılığında elde edilmiş olmak; elde edilmesi ya da meydana getirilmesi için çok para harcamak.
—ANSİKL. Pedol. Kıyı ovalarında ve kurak bölgelerin alçak vadilerinde sıkça rastlanan tuzlu topraklara bugün sodyumlu topraklar da denmektedir. Bununla birlikte tümü tuz içermez; en tuzluları, kurak bölgelerde rastlanan so/onçak'lardır. Solonçak- ların yüzeyinde tuz çiçeklenmeleri oluşur (sodyum klorür, alçıtaşı vb.); bunlar tuzlu kabuklara dönüşür ve kimi kez göçebe topluluklar tarafından işletilir. Daha az kurak ve sulanabilen bölgelerde tuzlu topraklar solonetz'e dönüşür ya da alkali toprak halini alır: yeraltı suyu hafifçe tuzludur; ancak, buna karşılık bu topraklar, soğurucu kompleks üstüne tutunmuş sodyum bakımından zengindir ve pH'ları alkalidir. Nihayet, sodyumun bozulması ve tümüyle yıkanması sonucu alkali topraklar asitle- şir ve verimliliklerini kaybederek soloth tar'a dönüşür. Kıyı bölgelerinde polderler ve tropikal mangrovlar alanındaki topraklar sülfür bakımından zengin ve gleylere benzeyen tuzlu topraklardır.
1. Tuz içeren ya da tuzlanmış olan bir şey için kullanılır: Deniz suyu tuzludur. Tuzlu badem.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Fiyatı aşırı ölçüde yüksek; çok pahalı olan bir şey için kullanılır: Burada kiralar epey tuzlu.
—Denizbil. Tuzlulukla ilgili.
—Deric. Tuzlu nemli deri, hiçbir kurutma yöntemi kullanılmadan saklanan, nemli ortamda tuzlanmış deri.
—Foto. Tuzlu kâğıt, sodyum klorüre batırılmış, sonra da bir gümüş nitrat çözeltisinde duyarlaştırılmış kâğıt; eskiden fotoğraf baskısında kullanılırdı.
—Pedol. Evrimi ve özellikleri sodyum tuzlarından, ikincil olarak da magnezyum ve kalsiyumdan etkilenen toprakların tümü için kullanılır; bu tuzlar ya kurak iklimde kayaçların ayrışmasıyla, ya deniz kökenli olan ve olmayan tuzlu bir su tablasında (polderler ve tropikal mangrov) ya da atmosfer katkılarıyla oluşur (deniz serpintileri). [Eşanl. HALOMORF] (Bk. ansikl. böl.) || Tuzlu toprak, kurak bölgelerde ya da deniz kıyısında (polderler ve mangrovlar) bulunan. kara ve geçici kökenli bir tuzlu su örtüsünde ya da tuzlu deniz örtüsünde oluşabilen yüksek derişimli sodyum tuzları içeren toprak. (Kara topraklarında [so- lonçak], tatlı suyla ya da az tuzlu suyla sulama ve akaçlamadan sonra bu tür topraklar değerlendirilebilir [çayırlar, çeltik tarlaları). Kıyı polderlerinde yapılan şeddeler, toprakları depiz suyunun etkisinden kurtarır; bu topraklar, bazı önlemler alındığında ve kireçle iyileştirildiğinde değerlendirilebilir.)
—Ted. Tuzlu ilaç, tuzlu tedavi, etkisi madensel bir tuzdan ileri gelen ilaç ya da tedavi.
—Yerbil. Evaporit düzeyleri içeren tortul bir kayaç için kullanılır. || Bu kayacı içeren arazi için kullanılır || Tuz katmanlarındaki özelliklerin etkisi altında kalan bir örtü tektoniği için kullanılır. || Tuzlu kayaç, temel bileşeni bir klorür (halit, silvinit), bir nitrat ya da bir sülfat (alçıtaşı) olan kayaç.
♦ a. Tuzluya mal olmak, tuzluya oturmak, tuzluya patlamak, büyük paralar karşılığında elde edilmiş olmak; elde edilmesi ya da meydana getirilmesi için çok para harcamak.
—ANSİKL. Pedol. Kıyı ovalarında ve kurak bölgelerin alçak vadilerinde sıkça rastlanan tuzlu topraklara bugün sodyumlu topraklar da denmektedir. Bununla birlikte tümü tuz içermez; en tuzluları, kurak bölgelerde rastlanan so/onçak'lardır. Solonçak- ların yüzeyinde tuz çiçeklenmeleri oluşur (sodyum klorür, alçıtaşı vb.); bunlar tuzlu kabuklara dönüşür ve kimi kez göçebe topluluklar tarafından işletilir. Daha az kurak ve sulanabilen bölgelerde tuzlu topraklar solonetz'e dönüşür ya da alkali toprak halini alır: yeraltı suyu hafifçe tuzludur; ancak, buna karşılık bu topraklar, soğurucu kompleks üstüne tutunmuş sodyum bakımından zengindir ve pH'ları alkalidir. Nihayet, sodyumun bozulması ve tümüyle yıkanması sonucu alkali topraklar asitle- şir ve verimliliklerini kaybederek soloth tar'a dönüşür. Kıyı bölgelerinde polderler ve tropikal mangrovlar alanındaki topraklar sülfür bakımından zengin ve gleylere benzeyen tuzlu topraklardır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.