ŞEHİR -hri a, (fars. şehri).
1. Halkı çeşitli profesyonel etkinliklerde bulunan (özellikle hizmet kesiminde) önemli büyüklükte yerleşim alanı; kent.
2. Bu yerleşim alanında oturanların tümü: Olay şehri ayağı kaldırdı.
3 Şehir eşkıyası, kent içinde yol kesen, soygun yapan, kan döken haydut. || Şehir hatları, kent içi yollar ve kent içi iletişimi. || Şehir rehberi, tentin belli başlı yerlerini gösteren, açıklamalı ve haritalı kılavuz.
—Esk. Şehr-âra, şehri süsleyen, şehre güzellik katan. || Şehr-azub, şehri karıştıran; ortalığı birbirine katan. || Şehr-i Siyam, Siyam kenti.
—Ask. Açık şehir, savaş zamanında savunulmayan şehir.
—Esk. ida. Şehir beyi, Osmanlılar'da bir kenti yönetmekle görevli kurulun başında bulunan kimseye verilen ad. || Şehir kethüdası, Osmanlılar'da kentlerde parasal ve yönetsel işlere bakmakla görevli kimsenin unvanı. (Bk. ansikl. böl.)|| Şehir naibi, Osmanlılar'da eyalet ve sancaklardaki görevlilerden birine verilen ad. (Bunlar Anadolu ve Rumeli kazaskerlerinin vekili durumundaydı. Kentteki divanlara katılırlardı.)
—Huk. Şehir meclisi - BELEDİYE MECLİSİ.
—Telekom. Şehir kod numarası, şehirlerarası otomatik telefon konuşmalarında her kent için belirlenen numara. (Örneğin, İzmir'in kod numarası 51 ‘dir; İzmir'deki 84 22 28 numaralı abone ile şehirlerarası otomatik telefon görüşmesi yapmak isteyen kişi, önce 9’u, sonra 51 kod numarasını ve arkasından 84 22 28 numarayı çevirmelidir.)
—ANSİKL. Esk. ida. Şehir kethüdası, "cemaat usulü" denilen genel vergileri cemaate bildirir ve toplardı. Şehir kethüdalığı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) kuruldu ve başlangıçta çok yararlı oldu. Ancak, giderek rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi nedenlerle, şehir kethüdaları halk arasında hoşnutsuzluk yarattı. Çoğu, sağladıklan haksız kazançlarla mal vartıklannı artırıp güçlendiler. Bu durumu önlemek amacıyla, önceleri atama ile göreve getirilen şehir kethüdalarının halk tarafından seçilmeleri yoluna gidildi. Ancak, bu önlemden de olumlu bir sonuç alınamayınca, şehir kethüdalığı Mahmut II döneminde (1808-1839) kaldırıldı.
1. Halkı çeşitli profesyonel etkinliklerde bulunan (özellikle hizmet kesiminde) önemli büyüklükte yerleşim alanı; kent.
Sponsorlu Bağlantılar
3 Şehir eşkıyası, kent içinde yol kesen, soygun yapan, kan döken haydut. || Şehir hatları, kent içi yollar ve kent içi iletişimi. || Şehir rehberi, tentin belli başlı yerlerini gösteren, açıklamalı ve haritalı kılavuz.
—Esk. Şehr-âra, şehri süsleyen, şehre güzellik katan. || Şehr-azub, şehri karıştıran; ortalığı birbirine katan. || Şehr-i Siyam, Siyam kenti.
—Ask. Açık şehir, savaş zamanında savunulmayan şehir.
—Esk. ida. Şehir beyi, Osmanlılar'da bir kenti yönetmekle görevli kurulun başında bulunan kimseye verilen ad. || Şehir kethüdası, Osmanlılar'da kentlerde parasal ve yönetsel işlere bakmakla görevli kimsenin unvanı. (Bk. ansikl. böl.)|| Şehir naibi, Osmanlılar'da eyalet ve sancaklardaki görevlilerden birine verilen ad. (Bunlar Anadolu ve Rumeli kazaskerlerinin vekili durumundaydı. Kentteki divanlara katılırlardı.)
—Huk. Şehir meclisi - BELEDİYE MECLİSİ.
—Telekom. Şehir kod numarası, şehirlerarası otomatik telefon konuşmalarında her kent için belirlenen numara. (Örneğin, İzmir'in kod numarası 51 ‘dir; İzmir'deki 84 22 28 numaralı abone ile şehirlerarası otomatik telefon görüşmesi yapmak isteyen kişi, önce 9’u, sonra 51 kod numarasını ve arkasından 84 22 28 numarayı çevirmelidir.)
—ANSİKL. Esk. ida. Şehir kethüdası, "cemaat usulü" denilen genel vergileri cemaate bildirir ve toplardı. Şehir kethüdalığı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) kuruldu ve başlangıçta çok yararlı oldu. Ancak, giderek rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi nedenlerle, şehir kethüdaları halk arasında hoşnutsuzluk yarattı. Çoğu, sağladıklan haksız kazançlarla mal vartıklannı artırıp güçlendiler. Bu durumu önlemek amacıyla, önceleri atama ile göreve getirilen şehir kethüdalarının halk tarafından seçilmeleri yoluna gidildi. Ancak, bu önlemden de olumlu bir sonuç alınamayınca, şehir kethüdalığı Mahmut II döneminde (1808-1839) kaldırıldı.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.