SADIR, -drı a (ar. şadı). Esk.
1. Göğüs.
2. Yürek,kalp.
3. Her şeyin önü, ilerisi, başı.
4. En iyi, en yüce yer.
5. Başkan, lider.
6. “Sadrazam" sözcüğünün kısaltılmışı.
7. Sadra şifa vermek, gönül kandırıcı, isteği karşılayıcı, inandırıcı, ferahlatıcı olmak: Ona da sordum ama, sadra şifa bir karşılık vermedi.
8. Sadr-ı ali, sadrazam. || Sadr-ı Anadolu, Anadolu kazaskeri. || Sadr-ı azam -» SADRAZAM. || Sadr-ı rum, Rumeli kazaskeri. || Sadrgâh, çok önemli yer. || Sadr-nişin, bir toplantıda başköşede oturan.
1. Göğüs.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Her şeyin önü, ilerisi, başı.
4. En iyi, en yüce yer.
5. Başkan, lider.
6. “Sadrazam" sözcüğünün kısaltılmışı.
7. Sadra şifa vermek, gönül kandırıcı, isteği karşılayıcı, inandırıcı, ferahlatıcı olmak: Ona da sordum ama, sadra şifa bir karşılık vermedi.
8. Sadr-ı ali, sadrazam. || Sadr-ı Anadolu, Anadolu kazaskeri. || Sadr-ı azam -» SADRAZAM. || Sadr-ı rum, Rumeli kazaskeri. || Sadrgâh, çok önemli yer. || Sadr-nişin, bir toplantıda başköşede oturan.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.