SALABET, -tl a. (ar. şala bet). Esk.
1. Sağlamlık, peklik: "Tazyik ile ağaç salabetini iktisap etmiş mukavvadan ufacık bir masanın üzerinde.." (E. E. Talu).
2. Metanet, dayanıklılık: "...onun muhteşem salabeti önünde bir küçük duman haline in- kılab ederek dağılmıştı" (Neyzen Tevfik).
1. Sağlamlık, peklik: "Tazyik ile ağaç salabetini iktisap etmiş mukavvadan ufacık bir masanın üzerinde.." (E. E. Talu).
Sponsorlu Bağlantılar
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.