SAYDAMUK a.
1. Saydam bir şeyin özelliği: Suyun saydamlığı.
2. Yarı saydam bir şeyin özelliği: Bir kâğıdın saydamlığı.
3. Gizlenmeyen, gizli kapaklı olmayan; açık, anlaşılır, bir şeyin özelliği.
—Dilbil. Alıcının bildiriyi dolaysız biçimde kavraması amacıyla vericinin söyleminde ki kişisel öğeleri çıkardığı bir sözcenin özelliği. (Örneğin pedagojik söylemin durumu böyledir.)
—Fels. Hegel’de, aralarındaki gerçek ayrımların unutulması ya da ortadan kaldırılmasıyla, totolojik bir biçimde tamamen örtüşen iki gerçeklik arasında varolan ilişki. (Bu bakımdan, her zaman biçimcilik belirtisi olan saydamlık [alm. Durchsich. tigkeit], saydamsızlık ve yoğunluk nedeniyle tam bir bağlantı yokluğunu belirten “yabancılık'Yn [Fremdheit] gerçek karşı- savıdır; saydamlık ayrıca bir başka terim tarafından silinmeye göz yuman bir terimin silinmesini de belirtir. Böylece, "kendi arasından ancak mutlakın geçmesine izin veren sonlunun saydamlığı, sonunda bütünüyle yok olur’' [VVİssenschaft der Logik (Mantık bilimi), “Öz”, 3, 1].)
—Opt. Bir ortamın, bir ışık akışını iletme etmeniyle ayırt edilen özelliği. (Camlar ya da plastikler "renkli filtre” olarak kullanılabilir. Görünür ışımaları ışığı geçirmeyen ancak morötesi [örneğin Wood camı] ya da kızılaltı bölgede saydam olan filtreler de vardır. Buna karşılık, görünür ışıma bölgesinde saydam olan filtreler morötesi ve kızılaltı ışımaları soğurabilir.)
—Verg. huk. Vergi saydamlığı, bir tüzel kişiliğin, üyelerine vergi bağışıklığı sağlamaması durumu. (Tüzel kişilik, kurumlar vergisinden istisna edilirken ortaklar ya da pay sahipleri tüzel kişilikten elde ettikleri gelir bölümü için gelir vergisine tabi olurlar.)
1. Saydam bir şeyin özelliği: Suyun saydamlığı.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Gizlenmeyen, gizli kapaklı olmayan; açık, anlaşılır, bir şeyin özelliği.
—Dilbil. Alıcının bildiriyi dolaysız biçimde kavraması amacıyla vericinin söyleminde ki kişisel öğeleri çıkardığı bir sözcenin özelliği. (Örneğin pedagojik söylemin durumu böyledir.)
—Fels. Hegel’de, aralarındaki gerçek ayrımların unutulması ya da ortadan kaldırılmasıyla, totolojik bir biçimde tamamen örtüşen iki gerçeklik arasında varolan ilişki. (Bu bakımdan, her zaman biçimcilik belirtisi olan saydamlık [alm. Durchsich. tigkeit], saydamsızlık ve yoğunluk nedeniyle tam bir bağlantı yokluğunu belirten “yabancılık'Yn [Fremdheit] gerçek karşı- savıdır; saydamlık ayrıca bir başka terim tarafından silinmeye göz yuman bir terimin silinmesini de belirtir. Böylece, "kendi arasından ancak mutlakın geçmesine izin veren sonlunun saydamlığı, sonunda bütünüyle yok olur’' [VVİssenschaft der Logik (Mantık bilimi), “Öz”, 3, 1].)
—Opt. Bir ortamın, bir ışık akışını iletme etmeniyle ayırt edilen özelliği. (Camlar ya da plastikler "renkli filtre” olarak kullanılabilir. Görünür ışımaları ışığı geçirmeyen ancak morötesi [örneğin Wood camı] ya da kızılaltı bölgede saydam olan filtreler de vardır. Buna karşılık, görünür ışıma bölgesinde saydam olan filtreler morötesi ve kızılaltı ışımaları soğurabilir.)
—Verg. huk. Vergi saydamlığı, bir tüzel kişiliğin, üyelerine vergi bağışıklığı sağlamaması durumu. (Tüzel kişilik, kurumlar vergisinden istisna edilirken ortaklar ya da pay sahipleri tüzel kişilikten elde ettikleri gelir bölümü için gelir vergisine tabi olurlar.)
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.