SEKMEK gçz. f.
1. Tek ayak üzerinde ya da iki ayak birlikte zıplamak ya da zıplayarak ilerlemek: Çocuklar sekerek yürümeyi çok severler. Kangurular seke seke yürürler.
2. Atılan bir şeyden söz ederken, su yüzüne ya da sert bir yüzeye çarparak sıçramak: Attığı taş denizin üstünde beş kere sekti.
3. (Bir yerden) sekmek, bir engele çarparak başka bir yöne gitmek: Seken kurşun yoldan geçen bir çocuğun ölümüne neden oldu.
4. Bir olaydan söz ederken, kesintiye uğramadan sürüp gitmek (genellikle olumsuz biçimiyle): Haftalık ziyaretleri bugüne kadar hiç sekmedi.
sektirmek ettirg. f.
1. Sekmesine sıçrayarak yürümesine yol açmak.
2. Bir şeyi su yüzeyine ya da sert bir yüzeye birçok kez çarptırarak sıçratmak: Çocuklar deniz kenarında taş sektiriyorlar.
3. Bir şey yapmayı, bir işi aksatmak (genellikle olumsuz): Hastalığımda beni ziyaret etmeyi bir gün bile sektirmedi.
4. Sektirmemek, büyük bir dikkat içinde olmak: Alacağını son kuruşuna kadar alır, santim sektirmez.
1. Tek ayak üzerinde ya da iki ayak birlikte zıplamak ya da zıplayarak ilerlemek: Çocuklar sekerek yürümeyi çok severler. Kangurular seke seke yürürler.
Sponsorlu Bağlantılar
3. (Bir yerden) sekmek, bir engele çarparak başka bir yöne gitmek: Seken kurşun yoldan geçen bir çocuğun ölümüne neden oldu.
4. Bir olaydan söz ederken, kesintiye uğramadan sürüp gitmek (genellikle olumsuz biçimiyle): Haftalık ziyaretleri bugüne kadar hiç sekmedi.
sektirmek ettirg. f.
1. Sekmesine sıçrayarak yürümesine yol açmak.
2. Bir şeyi su yüzeyine ya da sert bir yüzeye birçok kez çarptırarak sıçratmak: Çocuklar deniz kenarında taş sektiriyorlar.
3. Bir şey yapmayı, bir işi aksatmak (genellikle olumsuz): Hastalığımda beni ziyaret etmeyi bir gün bile sektirmedi.
4. Sektirmemek, büyük bir dikkat içinde olmak: Alacağını son kuruşuna kadar alır, santim sektirmez.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.