SIÇRAMAK gçz. f.
1. Bir yüzeyle ya da yerle bağlantısını keserek yukarıya doğru fırlamak: Olabildiğince yükseğe sıçramak. Kedi, masanın üzerine sıçradı.
2. Bir heyecanın, yoğun bir duygunun ya da bir sesin, bir gürültünün etkisiyle irkilmek, zıplamak: Uykudan sıçrayarak uyanmak. Ani bir zil sesiyle sıçradım.
3. Bir şey sözkonusuysa, havaya fırlayıp düşmesine neden olan bir hareketle savrulmak; (sıvı için) savrulup değdiği yerde leke bırakmak: Bardak yere düştü ve kırıldı, sıçrayan bir cam kırığı gözüne battı. Eteğime çamur sıçradı. Duvara sıçrayan kan damlaları.
4. Bulunduğu yerden başka bir yere atlamak, geçmek, orayı da etkisi altına almak, yayılmak: Yangına sobadan sıçrayan bir kıvılcım neden olmuştu. Yangın karşı çatıya sıçradı. Yanağındaki sivilce dudağına da sıçradı.
♦ sıçratmak ettirg. f.
1. Bir kimsenin sıçramasına, irkilmesine neden olmak.
2. Bir şeyin fırlamasına, bir yerden bir yere atlamasına yol açmak.
3. Bir sıvının bir kimseye (üstüne), bir yere sıçramasına yol açmak: Yoldan geçenlere çamur sıçratan bir araba.
1. Bir yüzeyle ya da yerle bağlantısını keserek yukarıya doğru fırlamak: Olabildiğince yükseğe sıçramak. Kedi, masanın üzerine sıçradı.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir şey sözkonusuysa, havaya fırlayıp düşmesine neden olan bir hareketle savrulmak; (sıvı için) savrulup değdiği yerde leke bırakmak: Bardak yere düştü ve kırıldı, sıçrayan bir cam kırığı gözüne battı. Eteğime çamur sıçradı. Duvara sıçrayan kan damlaları.
4. Bulunduğu yerden başka bir yere atlamak, geçmek, orayı da etkisi altına almak, yayılmak: Yangına sobadan sıçrayan bir kıvılcım neden olmuştu. Yangın karşı çatıya sıçradı. Yanağındaki sivilce dudağına da sıçradı.
♦ sıçratmak ettirg. f.
1. Bir kimsenin sıçramasına, irkilmesine neden olmak.
2. Bir şeyin fırlamasına, bir yerden bir yere atlamasına yol açmak.
3. Bir sıvının bir kimseye (üstüne), bir yere sıçramasına yol açmak: Yoldan geçenlere çamur sıçratan bir araba.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.