SIDK, -dkı a. (ar. şıdk),
1. Doğruluk, ger çeklik.
2. Açık yüreklilik, her türlü Itötü düşünceden uzak olma.
3. Birine, bir şeye yürekten bağlanma, sadakat.
4. (Birinden) sıdkı sıyrılmak, bir kimseden soğumak, tiksinmek, ona karşı duyduğu inancı ve güveni tümüyle yitirmek Bu davranışına tanık olduktan sorıra ondan sıdkım sıyrılmıştı. 5. Sıdkı derun, yürek temizliği. ]| Sıdk u kizb, doğruluk ve ytalan. || Sıdk u sebat, doğruluk ve sebat, yürekten bağlanma ve bu bağlılığı sürdürme.
—Ed. Sıdkım tahkik, halk şairlerinin “lişık” unvanını kazanmak için verdiği sınav, (Usta bir âşık, dinleyiciler önünde, verdiği uyağı kullanarak, adayın doğaçtan bir şiir söylemesini isterdi, bunu başaranların sıdkı tahkik edilmiş (doğruluğu araştırılmış] olur, söylediği şiirlerin kendisine ait olduğu kabul edilirdi.)
—isi. Sözcük, içtenlikle inananlar vş> tüm söz ve davranışlarında doğruluğu İlker edinenler için kullanılır (Bk. ansikl. böl.)
—AnsIkl, Kuran'da bu gibilerden “sıddıklar diye sö? edilir ve Allah katında en yüksek derecelere ulaşan dört grup insan arasında peygamberlerden sonra sıddıklar sayılır (IV, 69). Hz. Muhammiet de "Sızı doğruluktan (sıdk) başka hiçbir şey kurtaramaz , "Allah, beni doğruluk (sıdk) sayesinde kurtuluş ve başarıya ulaştırdı. Benim ilkem, yalnız doğru olanı konuşmaktır" der
Bu nedenle İslam ahlaürçıları "sıdk" erdemine büyük önem verirler ve değişik tutum ve davranışlara göre bu erdemi üç bölümde ele alıp incelerler:
1. kalp ve niyette sıdk (doğruluk), iyi niyet ve içtenliğe (ihlas) dayanmayan hiçbir amelin makbul olmayacağı İslam dininin ana ilkeleri arasında yer alıı. Bununla ilgili ola rak Hz Muhammet’in şöyle bir hadisi örnek gösterilir: "Ödemek niyeti olmadan borçlanan kişi, hırsızdır”;
2. konuşmada sıdk, bu konuda ise Hz. Muhammet şöyle der "Kendiniz için tehlikeli ve zararlı görseniz bile doğruluğu (sıdk) izleyiniz; çünkü, gerçekte sıdk esenlik yoludur. Ya- rarlı görseniz bile yalandan satanınız, çimkû gerçek tehlike yalandır",
3. amelde sıdk, İslam ahlakçıları bunu, insanın ödevlerini hakkıyla yerine getirmesi, eylemlerinin dinsel ve ahlaksal yasalara uygun düşmesi biçiminde açıklarlar.
1. Doğruluk, ger çeklik.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Birine, bir şeye yürekten bağlanma, sadakat.
4. (Birinden) sıdkı sıyrılmak, bir kimseden soğumak, tiksinmek, ona karşı duyduğu inancı ve güveni tümüyle yitirmek Bu davranışına tanık olduktan sorıra ondan sıdkım sıyrılmıştı. 5. Sıdkı derun, yürek temizliği. ]| Sıdk u kizb, doğruluk ve ytalan. || Sıdk u sebat, doğruluk ve sebat, yürekten bağlanma ve bu bağlılığı sürdürme.
—Ed. Sıdkım tahkik, halk şairlerinin “lişık” unvanını kazanmak için verdiği sınav, (Usta bir âşık, dinleyiciler önünde, verdiği uyağı kullanarak, adayın doğaçtan bir şiir söylemesini isterdi, bunu başaranların sıdkı tahkik edilmiş (doğruluğu araştırılmış] olur, söylediği şiirlerin kendisine ait olduğu kabul edilirdi.)
—isi. Sözcük, içtenlikle inananlar vş> tüm söz ve davranışlarında doğruluğu İlker edinenler için kullanılır (Bk. ansikl. böl.)
—AnsIkl, Kuran'da bu gibilerden “sıddıklar diye sö? edilir ve Allah katında en yüksek derecelere ulaşan dört grup insan arasında peygamberlerden sonra sıddıklar sayılır (IV, 69). Hz. Muhammiet de "Sızı doğruluktan (sıdk) başka hiçbir şey kurtaramaz , "Allah, beni doğruluk (sıdk) sayesinde kurtuluş ve başarıya ulaştırdı. Benim ilkem, yalnız doğru olanı konuşmaktır" der
Bu nedenle İslam ahlaürçıları "sıdk" erdemine büyük önem verirler ve değişik tutum ve davranışlara göre bu erdemi üç bölümde ele alıp incelerler:
1. kalp ve niyette sıdk (doğruluk), iyi niyet ve içtenliğe (ihlas) dayanmayan hiçbir amelin makbul olmayacağı İslam dininin ana ilkeleri arasında yer alıı. Bununla ilgili ola rak Hz Muhammet’in şöyle bir hadisi örnek gösterilir: "Ödemek niyeti olmadan borçlanan kişi, hırsızdır”;
2. konuşmada sıdk, bu konuda ise Hz. Muhammet şöyle der "Kendiniz için tehlikeli ve zararlı görseniz bile doğruluğu (sıdk) izleyiniz; çünkü, gerçekte sıdk esenlik yoludur. Ya- rarlı görseniz bile yalandan satanınız, çimkû gerçek tehlike yalandır",
3. amelde sıdk, İslam ahlakçıları bunu, insanın ödevlerini hakkıyla yerine getirmesi, eylemlerinin dinsel ve ahlaksal yasalara uygun düşmesi biçiminde açıklarlar.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.