SÜBUT, -tu a. (ar. şübut). Esk.
1. Sabit olma, kesinlik kazanma: "Mazide kabil otsa taayyün, beka, sübut / Ati nasıl hayal edilir" (Tevfik Fikret).
2. Sübut bulmak, ortaya çıkmak, gerçekleşmek.
—isi. huk. Sübut vasıtaları, davacının davasını ispata yarayan deliller; beyyinat.
SÜBUT çoğl. a. (ar. sebt, cumartesi'nin çoğl. sübut). Esk. Cumartesi günleri.
1. Sabit olma, kesinlik kazanma: "Mazide kabil otsa taayyün, beka, sübut / Ati nasıl hayal edilir" (Tevfik Fikret).
Sponsorlu Bağlantılar
—isi. huk. Sübut vasıtaları, davacının davasını ispata yarayan deliller; beyyinat.
SÜBUT çoğl. a. (ar. sebt, cumartesi'nin çoğl. sübut). Esk. Cumartesi günleri.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.