RİKAB a (ar rikab) Esk
1. Üzengi
2. Büyük bir kimsenin huzuru.
—Kur. tar. OsmanlIlar da padişahın maiyetinde bulunan görevlilere verilen ad. Rikâb kaymakamı, rıkâp defterdarı denirdi || Rıkâb ağaları, yeniçeri ağası, kapıcılar kethüdası, emırı âlem, kapıcıbaşılar, şikâr ağaları, çavuşbaşı, şahincibaşı, atmaca cıbaşı, imrahor, altı bölük ağaları, topçu, cebeci, at arabacıları, çaşnıgırbaşı gibi padişahın atının yanında yürüyen saray görevlileri. (Rıkâbı hümayun da denirdi.) || Rikâb defterdarı, ordu ile sefere çıktığında İstanbul’da defterdara vekâlet eden görevli. || Rikâb kaymakamı, ordu ile sefere çıktığında İstanbul'da sadrazama vekâlet eden görevli. || Rikâb reisi, ordu ile sefere çıktığında İstanbul'da reısülküttaba vekâlet eden görevli. || Rikâb solakbaşlari, Yeniçeri ocağı solak ortalarının başı. || Rikâb solakları kethüdası, rikâb solakları zabitlerinden birine verilen ad.
RİKAB çoğl. a (ar. rakabe'nin çoğl. rikab) Esk
1. Boyunlar, enseler.
2. Köleler ve carıyeler
RİKAB a Müz. Türk müziğinde XV. yy'da kullanılmış bir makam. (Günümüze ulaşabilen örneği yoktur.)
1. Üzengi
Sponsorlu Bağlantılar
—Kur. tar. OsmanlIlar da padişahın maiyetinde bulunan görevlilere verilen ad. Rikâb kaymakamı, rıkâp defterdarı denirdi || Rıkâb ağaları, yeniçeri ağası, kapıcılar kethüdası, emırı âlem, kapıcıbaşılar, şikâr ağaları, çavuşbaşı, şahincibaşı, atmaca cıbaşı, imrahor, altı bölük ağaları, topçu, cebeci, at arabacıları, çaşnıgırbaşı gibi padişahın atının yanında yürüyen saray görevlileri. (Rıkâbı hümayun da denirdi.) || Rikâb defterdarı, ordu ile sefere çıktığında İstanbul’da defterdara vekâlet eden görevli. || Rikâb kaymakamı, ordu ile sefere çıktığında İstanbul'da sadrazama vekâlet eden görevli. || Rikâb reisi, ordu ile sefere çıktığında İstanbul'da reısülküttaba vekâlet eden görevli. || Rikâb solakbaşlari, Yeniçeri ocağı solak ortalarının başı. || Rikâb solakları kethüdası, rikâb solakları zabitlerinden birine verilen ad.
RİKAB çoğl. a (ar. rakabe'nin çoğl. rikab) Esk
1. Boyunlar, enseler.
2. Köleler ve carıyeler
RİKAB a Müz. Türk müziğinde XV. yy'da kullanılmış bir makam. (Günümüze ulaşabilen örneği yoktur.)
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.