Arama

Ö Nedir?

Bu Konuya Puan Verin:
Güncelleme: 11 Aralık 2015 Gösterim: 763 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ö a.
1. Türk abecesinin on dokuzuncu harfi.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Geniş, yuvarlak ön ünlü.
—ANSİKL. Latin abecesinde yoktur. 1928'de kabul edilen türk abecesinde geniş yuvarlak, art ünlü (o) ile geniş, yuvarlak, ön ünlüyü (ö) birbirinden ayırmak için kullanılmıştır.
Sesbilgisı. Geniş, yuvarlak, ön ünlü olan ö, incelik ve kalınlık yönünden geniş, yuvarlak, art ünlü ö’ye karşıttır Bu harfle gösterilen ünlü eski türkçe döneminden beri kurallı olarak yalnızca ilk hecede bulunur. Ödünçleme sözcüklerde (organizatör, rejisör, aktör), yansımalı sözcüklerde (öhö) ve bileşik sözcüklerde (önsöz, karagöz, özbeöz, İnönü, Gülören) birinci heceden sonraki hecelerde de ö sesi görülür.
Tarihsel sesbilgisi. Türkçenin tarihsel gelişimi içinde sözcüklerin ilk hecesinde bulunan ya da bileşik sözcüklerin ilk hecesinde görülen o sesinin kimi etkilerle ö'ye dönüştüğü görülür. Eski türkçede yon- biçiminde olan fiil, yürü- biçimini almadan önce yöri- > yörü- biçiminde kullanılmış olmalıdır. Nitekim bugünkü Anadolu ağızlarında yörü- olarak görülür, öyle < o eyle, böyle < bu eyle, sözlüklerinde o sesi y'nin inceltici etkisiyle ö olmuştur, uş eyle > şöyle gelişmesi ise böyle ve şöyle'ye örnekseme ile ortaya çıkmış olmalıdır.
v sesi, yanındaki e’yi yuvarlaklaştırarak ö'ye çevirebilmektedir: ev > öv > öy (kumanca), tövbe < ar. tevbe, nöbet < növ- bet < ar. nevbet. b dudak ünsüzü de yanında bulunan e sesini yuvarlaklaştırarak ö'ye çevirebilmektedir: bedük > beyuk > böyük (sonradan y'nin daraltıcı etkisiyle büyük olmuşsa da Anadolu ağızlarında genellikle böyük biçimi sürmektedir).
Eski türkçede töpü olan sözcük, Türkiye türkçesinde tepe olmuştur. Ayrıca v sesinin yanındaki e'yi yuvarlaklaştırma eğilimi azeri türkçesinde çok yaygındır: sev-> söv-, devlet > dövlet, mevzu > möv- zü, sevin- > söyün-. Eski türkçedeki -egü heceleri de diftonglaşarak öv olur: bilegü > bilöv.
Kırgız ve altay lehçelerinde dudak benzeşmesi olduğundan yuvarlak ö ve ü ünlüsünden sonra gelen e sesleri ö olur: köz- gö < közge 'göze', ölgön < ölgen 'ölen', özünçö < özinçe ‘kendince’, köldön < kölden 'gölden', küngöçö < küngeçe ‘güne kadar', küröş- < küreş- ‘güreşmek’.
Çeşitli türk lehçelerinde e > ö, ö > ü, ö > e, ö > o, ö > ü gelişmeleri görülür: e > ü: er > ör (soyon), eçki > öske 'keçi' (tarançı), eki > ökü 'iki' (karakal- pak), kebelek > köbelek 'kelebek' (kara- çay).
ö > ü: kölige > külük 'gölge' (yakut), törü- > türe- (Türkiye türkçesi).
ö >e: öküz > egiz (karaçay), köz > kez 'göz' (karaçay), kör/lek > kelmek 'gömlek > (karaçay).
ö >o: köp > kop 'çok' (doğu türkçesi), gön > gor- (Kayseri).
ö >ü: sön- > sün- (Kazan), öl- > ül- (Kazan).
Batı Trakya ağızlarında da kurallı olarak ö > ü gelişmesi görülür. Batı Anadolu ağızlarında ö > ü, Orta Anadolu ağızlarında ö > o gelişmesi oldukça yaygındır.
Azeri türkçesinde, eski türkçeden gelen kimi yuvarlak biçimler korunmuştur: böyük, gözel. Bunların yanında ülke sözcüğü de ölke olmuştur.


Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.