Arama

Ödemek Nedir?

Güncelleme: 11 Aralık 2015 Gösterim: 613 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
11 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
ÖDEMEK g. f.
1. (Bir kimseye) bir şey ödemek, borçlu olunan şeyin karşılığını o kimseye vermek; tediye etmek: Bir alacaklıya borçlannı ödemek. Kira parasını ödemek. Tahsildarın su parasını ödemek.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Bir kimseye para, ücret ödemek, çalışmasının, emeğinin karşılığı olarak haket- tiği parayı ona vermek: işçilerin, memurların aylıklarını ödemek. Çalıştığınız her saat için size para ödenir.
3. Bir kimseye belli bir miktar para ödemek, satın alınan bir mal karşılığında o miktarda parayı ona vermek: Araba için on milyon ödedik. Ev için ne kadar ödediniz?
4. Bir şeyi ödemek, zarar verilen bir şeyin aynısını ya da değeri kadar para vererek zararı karşılamak; tazmin etmek: Kırdığı vazoyu ödemek zorunda kaldı. Kırılan camların parasını kim ödeyecek?
5. Bir şeyi bir şeyiyle ödemek, o şeyi büyük bir çaba, büyük bir özveriyle kazanmak: Bu büyük zaferi kanımızla ödedik.
6. Bir hatayı, bir yanlışı ödemek, cezasını çekmek: Bu ihmalkârlığın cezasını çok pahalıya ödeyeceksin. Tedbirsizliğinin cezasını hayatıyla ödedi.
7. Bir masrafı ödemek, bir girişimden söz ederken, yatırılan para
yı çıkarmak: Dükkân, masrafını iki yılda ödedi.
8. Hesabı ödemek, yapılan masrafı karşılamak: Hesabı kim ödeyecek?
9. Cepten, cebinden ödemek - CER

—Tic. Bir borcu ortadan kaldırmak, bir borç hesabını kapatmak.

ödeşmek işt. f.
1. Bir kimseyle ödeşmek, (bildirleriyle) ödeşmek, karşılıklı olarak birbirlerine alacak verecek bırakmamak, birbirlerine borçlu olmamak; kendisine yapılan olumlu ya da olumsuz bir davranışa aynı biçimde karşılık vermek: Hesabı ben vereyim, seninle sonra ödeşiriz. Hayatımı kurtarmıştı, şimdi ödeşmiş olduk. Yaptığı kötülüğü unutmadım, bir gün ödeşeceğiz.
2. Ödeş gödeş olmak, kimi yörelerde “ödeşmek” yerine kullanılır.

ödenmek edilg. f. Ödemek eylemine konu olmak.

—işi. ikt. Ödenmemiş sermaye, ticari ortaklıklarda ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermayenin henüz ödenmemiş bölümü. || Ödenmiş sermaye, bir ortaklık sözleşmesinde yatırılması kararlaştırılan sermayenin fiilen ödenmiş bölümü.

ödetmek ettirg. f.
1. Bir şeyi (somut) [bir kimseye] ödetmek, bir hesabı, bir borcu, bir parayı (bir başkasının) ödemesini sağlamak; ödemek eylemini yaptırmak: Dün gece lokantada hesabı ona ödettik.
2. Bir şeyi (soyut) bir kimseye ödetmek, bir zararı onun karşılamasını, ödemesini sağlamak: Yaptıklannın hesabını ona ödeteceğiz.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.