ÖLMEK gçz. f.
1. Bir canlı varlıktan söz ederken, yaşamı sona ermek ya da sona ermek üzere olmak; son nefesini vermek: Kalp krizinden ölmek. Genç ölmek. Dağda insan soğuktan ölebilir. Köpek, yaşlılıktan öldü. Ölürken kızını kardeşine emanet etti.
2. Canlı bir şey (bitki) sözkonusuysa, hayati işlevleri azalmak; can çekişmek: Bu çiçekler susuzluktan ölüyor.
3. Yok olmak, kaybolmak, varlığı sona ermek: Ölen uygarlıklar, diller, sözcükler.
4. Bir şeyden (soyut) ölmek, o şeyin son derece etkisinde kalındığını belirtir: Gülmekten, susuzluktan, açlıktan ölmek. Sabırsızlıktan ölüyorum. Burada sıcaktan ölüyoruz.
5. Bir aygıt sözkonusuysa, kullanılamaz duruma gelmek, iyice eskimek: Bu buzdolabı ölmüş, yenisini almanız gerek.
6. Bir zaman sözkonusuysa, boşa geçmek: Oraya buraya koştururken bütün günüm öldü.
7. Öldü fiyatına, yok pahasına. || Öldüm öldüm dirildim, güç bir durumda korkulu, heyecanlı anlar yaşandığını belirtir. || Öldün mü, bir şey yapmaya istekli olmayan, yorgunluğunu bahane eden kimseye söylenir. ||Ölenle ölünmez, “her şeye rağmen hayat devam ediyor" anlamında söylenen avutma sözü. ||Ö/ey/m mi, ölelim mi, bütün yolların denendiğini ve tükendiğini belirtmek için kullanılır. || Öldüm, çok beğendim; çok yoruldum. || Ölme eşeğim ölme (çayır çimen bitecek), beklemenin bir işe yaramayacağını, şimdi gerekli olan bir şeyi ilerde elde etmenin bir yararı olmayacağını belirtmek için kullanılır. || Ölmek var dönmek yok, tasarlanan ya da başlanılan bir işten ne pahasına olursa olsun dönülmeyeceğim, sonuna değin gidileceğini anlatmak için söylenir. || Ölmezsin ya, o kadar da korkunç değil. || Ölüp ölüp dirilmek, çok ağır ve tehlikeli bir hastalıktan kıl payı kurtulmak, üst üste çok sıkıntılı ve üzüntülü durumlara düşerek sonunda kurtulmak. || ...san ölür müsün, bir işi yapmaya yüksünen kimseye söylenir. || Ölür müsün, öldürür müsün?, çok kızılacak, ters ve kötü bir durum karşısında ortaya çıkan tersliğin doğuracağı belayı göze almada duraksandığı zaman söylenir.
♦ öldürmek ettirg. f.
1. Nesnesiz olarak kullanıldığında, bir kimsenin yaşamına isteyerek ve şiddet kullanarak son vermek: Para için öldürüyor Öldürmekten zevk alan bir sapık.
2. Bir kimseyi, bir hayvanı öldürmek, isteyerek yaşamına son vermek: Haydutlar bekçiyi iki el ateş ederek öldürdüler Kuduz bir köpeği öldürmek.
3. Canlı bir varlığı öldürmek, onun ölümüne neden olmak: Onu öldüren bu kurşundu. Aldığınız haplar sizi öldürebilirdi.
4. Bir kimseyi öldürmek, bir kimse ya da bir şey sözkonusuysa, birini çok yormak, yıpratmak, üzmek, bitkin duruma getirmek: Bu çocuklar beni öldürecek. Bu gürültü, bu merdivenler beni öldürüyor
5. Bir şeyi öldürmek, onu yok etmek, kaybolmasına, yıkılmasına neden olmak: Bencillik sevgiyi öldürür. Sanayinin gelişmesi kimi el sanatlannı öldürdü.
6. Bir şeyi öldürmek, ovarak, kızgın yağda çevirerek vb. bir sebzenin sertliğini, diriliğini gidermek: Yağda soğanları öldürmek.
7. Bir kimseyi bir şeyden öldürmek, bir şeyi dayanmanın son sınırına getirmek (bağlama göre tümleçsiz de kullanılır): Gülmekten, sıkıntıdan öldürmek. Dayaktan öldürdü çocuğu. 8. Öldür Allah, ne kadar zorlarsan zorla. || Öldürdün!, aşırı derecede zorlanmayı belirtir. || Öldüreceğim, öldürürüm (seni), korkutmak amacıyla tehdit yollu söylenir. || Öldürme, üstüne varma, zorlama. || Kendini öldürmek, intihar etmek. || Sen insanı öldürürsün, bir şeyde direnen, bir şeyi anlamamakta, yapmamakta ısrar eden, sabır taşıran kimseye söylenir. || Zaman, vakit öldürmek - ZAMAN, VAKİT.
♦ öldürtmek ettirg. f. Bir kimseyi öldürtmek, onun öldürülmesini sağlamak: Kiralık bir katil tutup hasmını öldürtmek.
♦ öldürülmek edilg. f. Öldürmek eylemine konu olmak, yaşamına kasten son verilmek: Sokak ortasında kimliği belirsiz kişilerce öldürüldü.
♦ ölünmek edilg. t. Ölmüş, artık yaşamıyor olmak: Bir hiç uğruna ölünür mü?
—Huk. Ölünceye kadar bakma sözleşme Si - BAKMA.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir canlı varlıktan söz ederken, yaşamı sona ermek ya da sona ermek üzere olmak; son nefesini vermek: Kalp krizinden ölmek. Genç ölmek. Dağda insan soğuktan ölebilir. Köpek, yaşlılıktan öldü. Ölürken kızını kardeşine emanet etti.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Yok olmak, kaybolmak, varlığı sona ermek: Ölen uygarlıklar, diller, sözcükler.
4. Bir şeyden (soyut) ölmek, o şeyin son derece etkisinde kalındığını belirtir: Gülmekten, susuzluktan, açlıktan ölmek. Sabırsızlıktan ölüyorum. Burada sıcaktan ölüyoruz.
5. Bir aygıt sözkonusuysa, kullanılamaz duruma gelmek, iyice eskimek: Bu buzdolabı ölmüş, yenisini almanız gerek.
6. Bir zaman sözkonusuysa, boşa geçmek: Oraya buraya koştururken bütün günüm öldü.
7. Öldü fiyatına, yok pahasına. || Öldüm öldüm dirildim, güç bir durumda korkulu, heyecanlı anlar yaşandığını belirtir. || Öldün mü, bir şey yapmaya istekli olmayan, yorgunluğunu bahane eden kimseye söylenir. ||Ölenle ölünmez, “her şeye rağmen hayat devam ediyor" anlamında söylenen avutma sözü. ||Ö/ey/m mi, ölelim mi, bütün yolların denendiğini ve tükendiğini belirtmek için kullanılır. || Öldüm, çok beğendim; çok yoruldum. || Ölme eşeğim ölme (çayır çimen bitecek), beklemenin bir işe yaramayacağını, şimdi gerekli olan bir şeyi ilerde elde etmenin bir yararı olmayacağını belirtmek için kullanılır. || Ölmek var dönmek yok, tasarlanan ya da başlanılan bir işten ne pahasına olursa olsun dönülmeyeceğim, sonuna değin gidileceğini anlatmak için söylenir. || Ölmezsin ya, o kadar da korkunç değil. || Ölüp ölüp dirilmek, çok ağır ve tehlikeli bir hastalıktan kıl payı kurtulmak, üst üste çok sıkıntılı ve üzüntülü durumlara düşerek sonunda kurtulmak. || ...san ölür müsün, bir işi yapmaya yüksünen kimseye söylenir. || Ölür müsün, öldürür müsün?, çok kızılacak, ters ve kötü bir durum karşısında ortaya çıkan tersliğin doğuracağı belayı göze almada duraksandığı zaman söylenir.
♦ öldürmek ettirg. f.
1. Nesnesiz olarak kullanıldığında, bir kimsenin yaşamına isteyerek ve şiddet kullanarak son vermek: Para için öldürüyor Öldürmekten zevk alan bir sapık.
2. Bir kimseyi, bir hayvanı öldürmek, isteyerek yaşamına son vermek: Haydutlar bekçiyi iki el ateş ederek öldürdüler Kuduz bir köpeği öldürmek.
3. Canlı bir varlığı öldürmek, onun ölümüne neden olmak: Onu öldüren bu kurşundu. Aldığınız haplar sizi öldürebilirdi.
4. Bir kimseyi öldürmek, bir kimse ya da bir şey sözkonusuysa, birini çok yormak, yıpratmak, üzmek, bitkin duruma getirmek: Bu çocuklar beni öldürecek. Bu gürültü, bu merdivenler beni öldürüyor
5. Bir şeyi öldürmek, onu yok etmek, kaybolmasına, yıkılmasına neden olmak: Bencillik sevgiyi öldürür. Sanayinin gelişmesi kimi el sanatlannı öldürdü.
6. Bir şeyi öldürmek, ovarak, kızgın yağda çevirerek vb. bir sebzenin sertliğini, diriliğini gidermek: Yağda soğanları öldürmek.
7. Bir kimseyi bir şeyden öldürmek, bir şeyi dayanmanın son sınırına getirmek (bağlama göre tümleçsiz de kullanılır): Gülmekten, sıkıntıdan öldürmek. Dayaktan öldürdü çocuğu. 8. Öldür Allah, ne kadar zorlarsan zorla. || Öldürdün!, aşırı derecede zorlanmayı belirtir. || Öldüreceğim, öldürürüm (seni), korkutmak amacıyla tehdit yollu söylenir. || Öldürme, üstüne varma, zorlama. || Kendini öldürmek, intihar etmek. || Sen insanı öldürürsün, bir şeyde direnen, bir şeyi anlamamakta, yapmamakta ısrar eden, sabır taşıran kimseye söylenir. || Zaman, vakit öldürmek - ZAMAN, VAKİT.
♦ öldürtmek ettirg. f. Bir kimseyi öldürtmek, onun öldürülmesini sağlamak: Kiralık bir katil tutup hasmını öldürtmek.
♦ öldürülmek edilg. f. Öldürmek eylemine konu olmak, yaşamına kasten son verilmek: Sokak ortasında kimliği belirsiz kişilerce öldürüldü.
♦ ölünmek edilg. t. Ölmüş, artık yaşamıyor olmak: Bir hiç uğruna ölünür mü?
—Huk. Ölünceye kadar bakma sözleşme Si - BAKMA.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.