OH ünl.
1. Vurgulamaya bağlı olarak hayranlık, beğenme, rahatlama, sevinç, şefkat, şaşkınlık, kimi zaman da gizli bir kıskançlık ve alay belirtir: Oh, şu renklerin güzelliğine bak! Oh, ne güzel bir ev! Oh, sonunda gelebildiler! Oh, teşekkür ederim! Oh benim güzelim, elin çok mu ağrıyor? Oh, sen burada miydin? Oh, çok iyi olmuş, bunu hak etmişti. Oh, küçük hanım keyfinde, biz boşuna meraklanmışız.
2. Oh çekmek, bir kimsenin içine düştüğü kötü bir duruma sevinmek. || Oh de mek, rahata kavuşmak, rahat bir soluk almak, rahatlamak. || Oh olsun, verilen öğütlere, yapılan uyarılara kulak asmama yüzünden kötü bir duruma düşen kimseler için "iyi oldu, aklı başına gelsin" anlamında söylenen sevinme sözü.
1. Vurgulamaya bağlı olarak hayranlık, beğenme, rahatlama, sevinç, şefkat, şaşkınlık, kimi zaman da gizli bir kıskançlık ve alay belirtir: Oh, şu renklerin güzelliğine bak! Oh, ne güzel bir ev! Oh, sonunda gelebildiler! Oh, teşekkür ederim! Oh benim güzelim, elin çok mu ağrıyor? Oh, sen burada miydin? Oh, çok iyi olmuş, bunu hak etmişti. Oh, küçük hanım keyfinde, biz boşuna meraklanmışız.
Sponsorlu Bağlantılar
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.