Arama

Olgunlaşma Nedir?

Güncelleme: 17 Aralık 2015 Gösterim: 1.209 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
17 Aralık 2015       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
OLGUNLAŞMA a. Olgun bir duruma gelmek, olgunlaşmak eylemi.

Sponsorlu Bağlantılar
—Antropol. İnsan vücudunun yetişkin durumuna doğru evrimi. (Bu terim genellikle, nitel farkları olan özelliklerin ortaya çıkışını ya da betimleyici niteliklere ilişkin ve bilimsel olarak saptanmış aşamalara ulaşılmış olduğunu belirtmek için kullanılırken, "büyüme" terimi beden ölçümlerindeki evrimi belirtir.) [Bk.ansikt. böl.]

—Biyol. Erkek ya da dişi eşey hücrelerinin, meyoz bölünmeyi ve gamet oluşumunu kapsayan gelişme evresi. (Bk.ans. böl.)

—Bot. ve Meyve. Bitkilerde toplanacak organların gelişimlerini tamamladıkları ve toplanmaya ve kullanılmaya elverişli duruma ulaştıkları yaşam evresi. (Bk.an.böl.)

—Patol. Sınırlı bir iltihap odağında (apse ya da flegmon) irin oluşma devresi.

—Pedol. Bir toprakta bulunan organik maddenin yavaş yavaş dönüşmesi olayı; bu olay taze organik maddenin nemlenmesini kapsayan ilk evreden hemen sonra görülür ve art arda gelen mevsimsel iklim değişikliklerinin ve mineral ortamın etkisiyle, humus ve başta killer olmak üzere ince mineral bölümlerin pekleşmesini ve giderek daha sıkı bir biçimde birbirine bağlanmasını sağlar. || Profili tam gelişmiş ve çevre koşulları tümüyle dengeye ulaşmış bir toprağın durumu.

—Polim. Doymamış polyesterlerin, çeşitli metal oksitler, özellikle magnezyum oksit yanında akışmazlıklarının artması.

—Psik. Olgunlaşma bozukluğu, olgunlaşma sürecinde zihinsel, duygusal, heyecansal ya da psikomotor düzensizlik biçiminde ortaya çıkan bozukluk. (Bk. ansikl. böl.)

—Ruhbil. A. Gesell'e göre, çocuğun olgunlaşmasını sağlayan fizyolojik, psikolojik ve toplumsal olayların tümü. (Gesell, bu sürecin biri anatomik [sinir sisteminin miyelinleşmesi], öbürü psikofizyolojik [öğrenme yardımıyle büyük işlevsel sistemler oluşması] olmak üzere, iki ayrı yanı bulunduğunu ileri sürer)

—Sütç. Peynir yapımında sütün ve tereyağı yapımında kremanın, daha kaliteli ürün verebilmesi için mayalanmaya bırakılarak uygun derecede asitlik ve aroma edinmeleri olgusu. (Burada sözkonusu olan laktik asit mayalanmasıdır ve düşük sıcaklıkta gerçekleşir [12° -16 °C'ta saatlerce kalarak].)

—Tarım. Meyvelerin, özellikle üzümün yenebilecek duruma gelmesi. (Bk. ansikl. bçl.) || Aşırı olgunlaşma, zamanında toplanmayan bir bitkide ya da bir ekinde olgunlaşmayı izleyen biyolojik olgu. (Bk. ansikl. böl.)

—Yapış. Bir yapıştırıcının ayırtedici özelliklerinin, zaman içinde ve sıcaklık gibi kimi etkenlerin etkisiyle yavaş yavaş gelişmesi. (Olgunlaşma, yapışkanın etkin kullanımı için öngörülen nitelik düzeyine ulaşmasını sağlar.)

—ANSİKL. Antropol. Fizik olgunlaşmanın çoğunlukla incelenen görünümleri şunlardır:
1. kemik olgunlaşması, 18 aydan başlayarak elin ve bilek kemiğinin, bölgenin kemikleşme derecesini gösteren radyografileriyle saptanır;
2. diş olgunlaşması, çıkan dişlerin sayısıyla saptanır (desidua dişleri yaklaşık 6 ay-2 yaş arasında, kalıcı dişler yaklaşık 6-13 yaş arasında çıkar);
3. cinsel olgunlaşma, bedenin gözle görülür görünümlerinin (erkek çocuklarda dış üreme organları ve kıllılık, kız çocuklarda göğüsler ve etek kıllılığı) evrim aşamasıyla ve ayrıca kız çocuklarda ilkâdet'lerle saptanır.
Diş olgunlaşmasıyla kemik olgunlaşması arasında belli bir bağıntı vardır. Kemik olgunlaşmasıyla cinsel olgunlaşma, özellikle de ilkâdet arasında daha büyük bir bağıntı vardır. Her insan topluluğunda, ana kütle ortalamasına göre çok erken bir olgunlaşmadan çok geç bir olgunlaşmaya kadar bireyler arasında geniş bir olgunlaşma hızı değişimi görülür. Bu farklılığın nedeni bir ölçüde genom (genler topluluğu), bir ölçüde de çevredir. İnsan toplulukları arasında ortalama farklılıklar da gözlemlenmiş, ancak buna yol açan genetik bir öğenin varlığı açıkça ortaya konulamamıştır.

—Biyol. Spermatogenez ve ovogenezde olgunlaşma evreleri özdeş değildir.
Spermatogenezde olgunlaşma evresi, spermatogonilerin birinci kuşak spermatositlere dönüşümünün (çok hafif bir dönüşüm) hemen ardından gelir Diploit olan her spermatosit "I", art arda iki kez bölünerek önce iki spermatosit "II", sonra dört haploit spermatit verir. Buna meyoz bölünme denir.
Ovogenezde, ovogonin önemli ölçüde ve erken büyümesinin sonucu olan ovosit “I" eşeysel olgunluğa kadar durgun kalır ve sonra, birbirine denk olmayan iki hücreye bölünür: ikinci kuşak ovosit ve birinci kutup yuvarı denen, yozlaşmaya aday küçük bir hücre, ikinci kuşak ovosit de bazen döllenmenin etkisiyle bölünerek bir ovotit ile yine yozlaşacak olan ikinci bir küçük kutup yuvarına ayrılır. Spermatit gibi ovotit de haploit sayıda kromozom içerir.

—Bot ve Meyve.
Meyvelerde olgunlaşma. Bir meyve gelişmesinin sonuna ulaştığı ve kendisini meydana getiren bitkiden doğal olarak kopup ayrıldığı ya da tohumlarını salıverdiği zaman olgunlaşmış demektir. Etli ve üzümsü meyveler ham iken yeşil, tanence zengin ve birtakım asitler içerirler: sitrik asit (limon, portakal), tartrik asit (üzüm), malik asit (elma, üvez). Ham meyvenin plastlarında nişasta bulunur (muz gibi unlu meyveler.) Olgunlaşma sırasında, sıcağın ve ışığın etkisiyle bu maddeler yavaş yavaş soğurulur; nişasta glukoza dönüşür, klorofil ve tanen tükenir: yalnız organik asitler kalır; hatta öyle olur ki, bazı meyveler (portakal ve limon) olgunlaştıkça daha çok asit yüklenir. Başka meyveler (zeytin) etli kısmında yağ biriktirir.
Bazı meyveler yapay olarak erken olgunlaştırılabilir. Bunun için ya ağacın kabuğu ve soymuğu çepeçevre kesilir (BESİSUYU), ya bitkiler cam altında yetiştirilir (seralar, vb.) ya da meyveler etilence zengin bir atmosfer içinde tutulur. Bazı meyveler (incir, kiraz ve genellikle çekirdekli meyveler) ağaç üzerinde olgunlaşmalıdır: küçük çekirdekli meyvelerin çoğu da, tersine tam olgunlaşmadan toplanmak ister.

Tohumlarda olgunlaşma. Bitki türlerine göre son derece değişik olabilir: kahve tohumu oluşur oluşmaz çimlenebilir; diğerleri serbest kaldıktan sonra haftalarca, hatta aylarca (gürgende bir yıldan biraz fazla) bir olgunlaşma süreci geçirir. Tohumların olgunlaşması çeşitli yöntemlerle hızlandırılır: kışlama (soğuk,nem), kimyasal maddelerle işleme (gibberellin asidi, kükürtlü bileşikler, nitratlar), tohum kabuğunu mekanik, kimyasal ya da mikrobiyolojik etmenlerle etkileme. Genellikle bir hayvanın yuttuğu, sonra dışkısıyla dışarı attığı bir tohum daha çabuk çimlenir, çünkü kabuğu enzimlerin etkisiyle zayıflamıştır.

Cinsel organlarda olgunlaşma. Çiçektozu ya da yumurtacık döllemeye ya da döllenmeye elverişli oldukları, yani içlerindeki eşeysel çekirdekler birbirleriyle birleşmeye elverişli duruma geldikleri zaman olgunlaşma tamamlanmış demektir.

—F’sik. Çocuk psikiyatrisinde olgunlaşma bozukluğu, istatistiksel bir kavramdır. Doğuştan gelen organik bozukluklardan, kişiliğin dinamik organizasyon bozukluklarına kadar uzanan iyice belirlenmemiş bir alanı kapsar, Rsikomotor olgunlaşma bozukluğu motor debillik zihinsel olgunlaşma bozukluğu'zihinsel yetersizlik duygusal ve heyecansal olgunlaşma bozukluğu ise duygusal hamlık adını alır.

—Tarım. Bağcılıkta olgunlaşma, yeşil ve sert olan üzüm tanesinin renk değiştirerek beyaz asmalarda saydamlaşmasıyla, kırmızı ya da siyah asmalarda kırmızılaşmasıyla belli olur Renk değişimiyle birlikte üzümün kıvamında da değişiklik olur: yumuşama ve irileşme.
Aşırı olgunlaşma. Hasat edilecek bitkisel organlar, özellikle taneler tam olgunlaşınca toplanmaya ve saklanmaya elverişli duruma gelmiş sayılamazlar. Bu evrede taneler °/o 25-40 su içerebilir, bu da onlann kurutulmadan saklanmasına elvermez. O zaman fazla suyun kendiliğinden uçup gitmesi için aşırı olgunlaşmanın gerçekleşmesi beklenir.
Olgunlaşma enstitüleri, kız enstitüleri ile akşam sanat okullarını bitirenleri uygulamalı eğitim ve öğretim programlarıyla mesleki ve teknolojik bilgilerle donatarak yetiştirmek amacıyla kurulan öğretim kurumlan. Milli eğitim bakanlığı Kız teknik öğretim genel müdürlüğü'ne bağlı bu okulların ilki İstanbul'da açıldı (1945). Bunu, Ankara (1958), İzmir (1959), Eskişehir (1960) ve öteki kentlerde açılanlar izledi. Ticari işler de yapan ve döner sermayeli bu okullarda başlıca uzmanlık alanları şunlardır: konfeksiyon, biçki- dikiş, çiçek, moda, çamaşır, türk işleri, sırma, renkli nakış, fantezi nakış.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.

Benzer Konular

27 Ekim 2011 / Misafir18 Taslak Konular
24 Şubat 2016 / ahmetseydi X-Sözlük