NÂZIM sıf. (ar. nazım). Esk. Düzenleyen, düzene koyan: Nâzım plan.
—Ask. denize. Nâzım gemi, bir kolona nizamının en ilerisinde bulunan ve kolona nizamında seyreden gemilere rehberlik ederek, istenilen yönde bu gemilerin şevkini sağlayan gemi.
—Esk. fiz. Düzenleyici.
—Esk. mat. Normal.
—Şehirc. Nâzım plan, bir kenti ekonomik, toplumsal ve fiziksel tüm boyutlarıyla biçimlendirmek ve düzenlemek için gerekli işlemleri belirleyen ve bu işlemlerin uygulanmasını zorunlu kılan plan ve raporlar bütünü (bu işlemlerden hiçbiri iptal edilemez, ancak gerekli eklemeler yapılabilir). [Bk. ansikl. böl.]
♦ a. Esk.
1. Nazım şekline koyan, manzume yazan kimse.
2. Nâzım-ı mena- zım-ı cumhur, halkın işlerini düzenleyen.
—ANSİKL. Şehirc. Ülkemizde nâzım plan kavram ve yorumu, ilk kez, 1936'da, Atatürk'ün isteği üzerine İstanbul'a ilişkin planlama çalışmaları yapmak amacıyla davet edilen Fransa Şehircilik enstitüsü üyelerinden Prof. Henri Prost tarafından gerçekleştirildi. Kentlerimizin imarı için önerilen bu etkin araç, daha sonraları, imar hukukumuzda da yerini aldı. Bununla birlikte merkezi hükümetlerce 1950' lerden sonra hızla büyüyen şehirlerimizi fiziksel, toplumsal, ekonomik, hukuki, idari ve mali bazda inceleme-araştırma ve nâzım planlar hazırlama çalışmalarını yürütmek üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehir nâzım plan bürolarının kurulması, ancak 1965'te gerçekleştirilebildi. 1972'de imar ve iskân bakanlığı'na doğrudan plan yapma, onay ve uygulama yetkisi verildi. Bu yetki ile bakanlık, uygulamayı gerçekleştirmek üzere idari, mali, hukuki ve teknik girişimlerde bulunmak yükümlülüğünü üstlendi. Bakanlığın büyük kent nâzım plan büroları ve uygulayıcı kuruluşları (Karayolları gibi) arasında işbirliği yapıldı; birçok konuda uygulamaya geçildi. Köprüler, çevre yolları, su, kanalizasyon, elektrik vb. konularda yerel uygulayıcı kuruluşların işbirliğiyle yabancı özel firma ve uluslararası kuruluşların (Dünya bankası, AİD, WHO, OECD gibi) girişimleri daha da yoğunlaştı; planlama ve uygulamada yakın ilişkiler kuruldu. Ancak tüm bu girişimler nâzım planlarla eşgüdümlü yürütülemedi. Şehirlerin imarını yönlendirme işlevini üstlenen nâzım planlar, imar yasalarında sık sık yapılan değişiklikler sonucunda, sıradan fiziki planlara dönüştü. 1982 ve 1983'te çıkarılan 3194 sayılı imar yasası ve 3030 sayılı Büyükşehir belediyelerinin yönetimi yasası; yla nâzım planları hazırlama, onama ve uygulamanın denetimi yetkisi, merkezi hükümetlerden, imar ve iskân bakanlığından alınıp büyükşehir yönetimlerine verildi; nâzım plan büroları kapatıldı.
Türkiye'de, 1990 verilerine göre, nüfusun % 43'ünden fazlası büyükşehir statüsündeki yerleşmelerde yaşamaktadır. Ancak 3194 sayılı İmar yasası ile 3030 sayılı Büyükşehir belediye yönetimi yasası'nda, tüm ilçelerin ilişkilerini düzenleyen "büyükşehir nâzım planfndan söz edilmediğinden, belediyeler çalışmalarını, şehri bir bütün olarak ele alan bir nâzım plan teknik ve disiplinine bağlı kalmadan yönlendirmektedirler.
Sponsorlu Bağlantılar
—Esk. fiz. Düzenleyici.
—Esk. mat. Normal.
—Şehirc. Nâzım plan, bir kenti ekonomik, toplumsal ve fiziksel tüm boyutlarıyla biçimlendirmek ve düzenlemek için gerekli işlemleri belirleyen ve bu işlemlerin uygulanmasını zorunlu kılan plan ve raporlar bütünü (bu işlemlerden hiçbiri iptal edilemez, ancak gerekli eklemeler yapılabilir). [Bk. ansikl. böl.]
♦ a. Esk.
1. Nazım şekline koyan, manzume yazan kimse.
2. Nâzım-ı mena- zım-ı cumhur, halkın işlerini düzenleyen.
—ANSİKL. Şehirc. Ülkemizde nâzım plan kavram ve yorumu, ilk kez, 1936'da, Atatürk'ün isteği üzerine İstanbul'a ilişkin planlama çalışmaları yapmak amacıyla davet edilen Fransa Şehircilik enstitüsü üyelerinden Prof. Henri Prost tarafından gerçekleştirildi. Kentlerimizin imarı için önerilen bu etkin araç, daha sonraları, imar hukukumuzda da yerini aldı. Bununla birlikte merkezi hükümetlerce 1950' lerden sonra hızla büyüyen şehirlerimizi fiziksel, toplumsal, ekonomik, hukuki, idari ve mali bazda inceleme-araştırma ve nâzım planlar hazırlama çalışmalarını yürütmek üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehir nâzım plan bürolarının kurulması, ancak 1965'te gerçekleştirilebildi. 1972'de imar ve iskân bakanlığı'na doğrudan plan yapma, onay ve uygulama yetkisi verildi. Bu yetki ile bakanlık, uygulamayı gerçekleştirmek üzere idari, mali, hukuki ve teknik girişimlerde bulunmak yükümlülüğünü üstlendi. Bakanlığın büyük kent nâzım plan büroları ve uygulayıcı kuruluşları (Karayolları gibi) arasında işbirliği yapıldı; birçok konuda uygulamaya geçildi. Köprüler, çevre yolları, su, kanalizasyon, elektrik vb. konularda yerel uygulayıcı kuruluşların işbirliğiyle yabancı özel firma ve uluslararası kuruluşların (Dünya bankası, AİD, WHO, OECD gibi) girişimleri daha da yoğunlaştı; planlama ve uygulamada yakın ilişkiler kuruldu. Ancak tüm bu girişimler nâzım planlarla eşgüdümlü yürütülemedi. Şehirlerin imarını yönlendirme işlevini üstlenen nâzım planlar, imar yasalarında sık sık yapılan değişiklikler sonucunda, sıradan fiziki planlara dönüştü. 1982 ve 1983'te çıkarılan 3194 sayılı imar yasası ve 3030 sayılı Büyükşehir belediyelerinin yönetimi yasası; yla nâzım planları hazırlama, onama ve uygulamanın denetimi yetkisi, merkezi hükümetlerden, imar ve iskân bakanlığından alınıp büyükşehir yönetimlerine verildi; nâzım plan büroları kapatıldı.
Türkiye'de, 1990 verilerine göre, nüfusun % 43'ünden fazlası büyükşehir statüsündeki yerleşmelerde yaşamaktadır. Ancak 3194 sayılı İmar yasası ile 3030 sayılı Büyükşehir belediye yönetimi yasası'nda, tüm ilçelerin ilişkilerini düzenleyen "büyükşehir nâzım planfndan söz edilmediğinden, belediyeler çalışmalarını, şehri bir bütün olarak ele alan bir nâzım plan teknik ve disiplinine bağlı kalmadan yönlendirmektedirler.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.