NİŞANLAMAK g. f.
1. Bir kimseyi (bir kimseye, bir kimseyle) nişanlamak, iki kişiyi nişanlamak, yüzük takarak evlenme kararlarını açıklamak: Kızlarını bir mühendisle nişanladılar.
2. Nişan almak.
3. Bir şeyi nişanlamak, üzerine nişan koymak.
—Oy. Bilardoda, istekayla gidip gelme hareketi yaparak vuruşa hazırlanmak.
♦ nişanlanmak dönşl. f. Bir kimseyle ya da birbirieriyie nişanlanmak, ona ya da birbirine yüzük takarak karşılıklı evlenme sözü vermek. On sekiz yaşında nişanlandı. Dûn gece nişanlandılar Bir doktorla nişanlandı.
♦ nişanlanmak edilg. f.
1. işaretlenmek.
2. Nişan alınmak: Nişanlanan hedef vurulamadı.
1. Bir kimseyi (bir kimseye, bir kimseyle) nişanlamak, iki kişiyi nişanlamak, yüzük takarak evlenme kararlarını açıklamak: Kızlarını bir mühendisle nişanladılar.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir şeyi nişanlamak, üzerine nişan koymak.
—Oy. Bilardoda, istekayla gidip gelme hareketi yaparak vuruşa hazırlanmak.
♦ nişanlanmak dönşl. f. Bir kimseyle ya da birbirieriyie nişanlanmak, ona ya da birbirine yüzük takarak karşılıklı evlenme sözü vermek. On sekiz yaşında nişanlandı. Dûn gece nişanlandılar Bir doktorla nişanlandı.
♦ nişanlanmak edilg. f.
1. işaretlenmek.
2. Nişan alınmak: Nişanlanan hedef vurulamadı.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.