MUSİBET, -ti a. (ar işsbet'ten musibet).
1. Ansızın başa gelen felaket, kötü, sıkıntılı durum; bela: Musibete uğramak. Bir musibet bin nasihattan evladır (atasözü).
2. Kötülük, pislik: O her türlü musibete bulaşmış bir insandır.
♦ sıf. ve a. Sürekli rahatsızlık, sıkıntı veren, baş belası olan şey ya da kimse için kullanılır: Bu musibet arabayı artık satmanın zamanı geldi. Musibet herif, bir gün eve ayık dönmüyor. Şu musibeti kaldır ortadan.
1. Ansızın başa gelen felaket, kötü, sıkıntılı durum; bela: Musibete uğramak. Bir musibet bin nasihattan evladır (atasözü).
Sponsorlu Bağlantılar
—Esk. Musibet zede, felakete uğramış.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.