MUTLAKIYET, -ti a. (ar. mutfak ve -iyyet'ten mutfatfıyyet).
1. Anayas. huk. ve Siyas. bil. Bütün iktidarın (yasama, yürütme ve yargı yetkileri) bir tek kişinin elinde toplandığı siyasal sistem. (Bk. ansikl. böl.)
2. iktidarın sınırsız ve paylaşımsız kullanılması durumu
3. Mutlakıyyet-i idare, yönetimin tek kişinin elinde olduğu sistem.
—ANSİKL. XVI. yy.'da feodaliteye karşı tepkiden kaynaklanan ve kral iktidarını yerleştirme işlevim yüklenen mutlakıyet, XVII. yy. Avrupa monarşilerinin siyasal niteliğini belirten bir kavram ve olgudur. Mutlakıyetçi sistemler ya da mutlak monarşiler, bu dönemden başlayarak, merkezi siyasal birliğin ve ülkesel bütünlüğün oluşmasını sağlamışlardır. Bir siyasal sistem olarak mutlakıyet, devletin temel güç ve yetkilerinin (yasama, yürütme ve yargılama) bir tek kişinin elinde toplanmasını, dolayısıyla gerçek anlamda bir kuvvetler bir yasal iktidarı tekeline almış olan güç (monark), üstün hukuku simgeleyen bir "anayasa" ile sınırlanmış değildir. Bu açıdan iktidarı sınırsız ve mutlaktır. Tarihsel olarak mutlakıyet, anayasalı monarşiyi ifade eden meşrutiyet sistemlerinden önce gelmiştir. Buna karşın mutlakıyet, her türlü kural ve sınırlamadan yoksun bir düzen de değildir. Despotluk ya da despot yönetimlerin, hiçbir kural ve sınırla bağlı olmayan tam anlamıyla keyfi sistemler olmalarına karşılık, mutlakıyette, iktidar sahibinin gücünü belli ölçüde çerçeveleyen ahlakı, dinsel, geleneksel ve hatta birtakım hukuk kuralları vardır.
1. Anayas. huk. ve Siyas. bil. Bütün iktidarın (yasama, yürütme ve yargı yetkileri) bir tek kişinin elinde toplandığı siyasal sistem. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
3. Mutlakıyyet-i idare, yönetimin tek kişinin elinde olduğu sistem.
—ANSİKL. XVI. yy.'da feodaliteye karşı tepkiden kaynaklanan ve kral iktidarını yerleştirme işlevim yüklenen mutlakıyet, XVII. yy. Avrupa monarşilerinin siyasal niteliğini belirten bir kavram ve olgudur. Mutlakıyetçi sistemler ya da mutlak monarşiler, bu dönemden başlayarak, merkezi siyasal birliğin ve ülkesel bütünlüğün oluşmasını sağlamışlardır. Bir siyasal sistem olarak mutlakıyet, devletin temel güç ve yetkilerinin (yasama, yürütme ve yargılama) bir tek kişinin elinde toplanmasını, dolayısıyla gerçek anlamda bir kuvvetler bir yasal iktidarı tekeline almış olan güç (monark), üstün hukuku simgeleyen bir "anayasa" ile sınırlanmış değildir. Bu açıdan iktidarı sınırsız ve mutlaktır. Tarihsel olarak mutlakıyet, anayasalı monarşiyi ifade eden meşrutiyet sistemlerinden önce gelmiştir. Buna karşın mutlakıyet, her türlü kural ve sınırlamadan yoksun bir düzen de değildir. Despotluk ya da despot yönetimlerin, hiçbir kural ve sınırla bağlı olmayan tam anlamıyla keyfi sistemler olmalarına karşılık, mutlakıyette, iktidar sahibinin gücünü belli ölçüde çerçeveleyen ahlakı, dinsel, geleneksel ve hatta birtakım hukuk kuralları vardır.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.