KAÇAMAK a.
1. Gündelik yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak için kimileyin hoş karşılanmasa da yapılan şey, özellikle de çapkınlık: Kocasının bu kaçamaklarından bıkmıştı. Bir kaçamağa göz yummak.
2. Zor bir durumu ya da yanıtı açıklıkla istenen bir soruyu geçiştirmek için başvurulan yol: Bu sorum karşısında bir kaçamak imkânı bulamayacaksınız.
3. Otlaklarda hayvan sığınağı olarak yapılan küçük ağıl.
4. Kaçamak göstermek, savaşta düşmana kaçıyormuş izlenimi vermek (esk.). || Kaçamak yapmak, yapılması genellikle hoş karşılanmayan bir şeyi zaman zaman yapıvermek: Sizin de hiç kaçamak yaptığınız, işi asıp gitmediğiniz günler olmadı mı? || Kaçamak yol, kaçamak yolu, kendini bir sorumluluktan ya da sıkıntılı bir durumdan kurtarmak için yeterince düşünülmeden öne sürülmüş, inandırıcılıktan yoksun özür: Bütün bunlar boşuna, hiçbir kaçamak yol yok, suç senin.
—Avc. Kaçamak yolu, ormanda avcıların ve gezinenlerin gidip gelmeleriyle oluşan patika, keçiyolu.
—Mim. Düşman baskını ve benzeri durumlarda kale ya da saraydan gizlice kaçabilmek için yapılan kapı. (Yangın gibi tehlike zamanlarında kaçmak için yapılan yol ve kapılara da "kaçamak’’ denir. Eski belgelere ve yazılı kaynaklara göre bunun yerine, arapça türce de kullanılıyordu.)
—Mutf. Mısır unuyla yapılan bir tür yemek. (Kaynamakta olan suya azar azar mısır unu eklenip bulamaç kıvamına gelinceye değin karıştırılarak pişirilir. Üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilir. Peynirli de yapılır. Karadeniz ve Trakya bölgesine özgü yemeklerdendir. Balkan ülkelerinde de yapılır ve buralarda "mamalika” diye adlandırılır.)
—Müz. İki akor arasındaki, birinci akora aykırı olan ve ayrık aralıkla içinde yer alacağı ikinci akoru hazırlayan bağlantı notası.
♦ sıf.
1. Başkalarına belli etmeksizin, gizlice yapılmaya çalışılan şey için kullanılır: Bir kimseye kaçamak bakışlar fırlatmak.
2. Yanıtı açıklıkla istenen bir soruyu geçiştirmek için verilen yanıt için kullanılır: Geçmişiyle ilgili sorulara kaçamak yanıtlar vermek.
—Mad. oc. Kaçamak yol, bir kuyuda kafeslerin dolaşım yolundan bir perdeyle ayrılan ve gereğinde imdat merdivenleriyle donatılan ya da bazen yalnızca havalandırma amacıyla kullanılan bölme.
1. Gündelik yaşamın tekdüzeliğinden kurtulmak için kimileyin hoş karşılanmasa da yapılan şey, özellikle de çapkınlık: Kocasının bu kaçamaklarından bıkmıştı. Bir kaçamağa göz yummak.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Otlaklarda hayvan sığınağı olarak yapılan küçük ağıl.
4. Kaçamak göstermek, savaşta düşmana kaçıyormuş izlenimi vermek (esk.). || Kaçamak yapmak, yapılması genellikle hoş karşılanmayan bir şeyi zaman zaman yapıvermek: Sizin de hiç kaçamak yaptığınız, işi asıp gitmediğiniz günler olmadı mı? || Kaçamak yol, kaçamak yolu, kendini bir sorumluluktan ya da sıkıntılı bir durumdan kurtarmak için yeterince düşünülmeden öne sürülmüş, inandırıcılıktan yoksun özür: Bütün bunlar boşuna, hiçbir kaçamak yol yok, suç senin.
—Avc. Kaçamak yolu, ormanda avcıların ve gezinenlerin gidip gelmeleriyle oluşan patika, keçiyolu.
—Mim. Düşman baskını ve benzeri durumlarda kale ya da saraydan gizlice kaçabilmek için yapılan kapı. (Yangın gibi tehlike zamanlarında kaçmak için yapılan yol ve kapılara da "kaçamak’’ denir. Eski belgelere ve yazılı kaynaklara göre bunun yerine, arapça türce de kullanılıyordu.)
—Mutf. Mısır unuyla yapılan bir tür yemek. (Kaynamakta olan suya azar azar mısır unu eklenip bulamaç kıvamına gelinceye değin karıştırılarak pişirilir. Üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilir. Peynirli de yapılır. Karadeniz ve Trakya bölgesine özgü yemeklerdendir. Balkan ülkelerinde de yapılır ve buralarda "mamalika” diye adlandırılır.)
—Müz. İki akor arasındaki, birinci akora aykırı olan ve ayrık aralıkla içinde yer alacağı ikinci akoru hazırlayan bağlantı notası.
♦ sıf.
1. Başkalarına belli etmeksizin, gizlice yapılmaya çalışılan şey için kullanılır: Bir kimseye kaçamak bakışlar fırlatmak.
2. Yanıtı açıklıkla istenen bir soruyu geçiştirmek için verilen yanıt için kullanılır: Geçmişiyle ilgili sorulara kaçamak yanıtlar vermek.
—Mad. oc. Kaçamak yol, bir kuyuda kafeslerin dolaşım yolundan bir perdeyle ayrılan ve gereğinde imdat merdivenleriyle donatılan ya da bazen yalnızca havalandırma amacıyla kullanılan bölme.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.