KAĞŞAMAK gçz. f.
1. Bir yapı söz konusuysa, yıkılmaya yüz tutmak, çok eskimek: Dedesinden kalma bu asırlık konak kağşamış, artık oturulamaz duruma gelmişti.
2. Birbirine tutturulmuş birçok parçalardan oluşmuş bir şey söz konusuysa, ek yerlerinden ayrılmak, gevşemek: Masa ve sandalyelerin ayakları kağşamış.
3. Bir kimse sözkonusuysa, ihtiyarlamak, çok yaşlanmak; yaşlılık nedeniyle güçsüz kalmak.
♦ kağşatmak ettirg. f. Bir şeyi kağşatmak, onun kağşamasına neden olmak.
1. Bir yapı söz konusuysa, yıkılmaya yüz tutmak, çok eskimek: Dedesinden kalma bu asırlık konak kağşamış, artık oturulamaz duruma gelmişti.
Sponsorlu Bağlantılar
3. Bir kimse sözkonusuysa, ihtiyarlamak, çok yaşlanmak; yaşlılık nedeniyle güçsüz kalmak.
♦ kağşatmak ettirg. f. Bir şeyi kağşatmak, onun kağşamasına neden olmak.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.