KALYONCU a. Esk. denize.
1. Kalyonlarda görevli deniz eri.
2. Osmanlı donanmasında, bahriye askerlerine verilen ad.
—El sant. Kalyoncu bıçağı, eskiden daha çok kalyoncuların kullandığı bir tür uzun bıçak. (Yaklaşık bir arşın [68 cm) uzunluğundaydı. Sapı ince ve zarif, ağzı düz olurdu.)
—ikt. tar. Kalyoncu bedeliyesi, Osmanlılarca, Tanzimat'tan önce, yelkenli gemilerde kürekçi ve yelkenci olarak çalışanların gündeliklerini ödemek üzere halktan toplanan para. Bu para, yerine göre dört, yedi, sekiz, dokuz ve on eve bir kürekçi hesabıyla alınırdı.
—Kur. tar. Kalyoncu kulluğu, OsmanlIlar' da kaptanpaşalığa bağlı olarak kurulan karakollara verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Denize. Osmanlı donanmasında kullanılan yelkenli büyük savaş gemilerine kalyon denildiğinden, denizcilerede bu ad verilmiştir. Kalyoncu sınıfı 1682’de kuruldu ve buharlı gemilerin icadına kadar devam etti. Bu sınıf gerek mali gerek idari bakımdan bahriyenin diğer sınıflarından tamamen farklıydı. Bu nedenle kalyoncular başlı başına bir ocak sayılırdı. Kalyoncu.terimi daha sonra bütün bahriye için kullanıldı.
—Kur. tar. Cezayirli Gazi Haşan Paşa, kalyoncuları disiplin altına almak için Galata ve Beyoğlu’nun değişik yerlerinde karakollar (kulluk) kurdurdu. Kalyoncu kulluklarının amirleri "başağa" diye anılırlardı (Galata başağası vb.). Kulluklarda görevli kalyonculara ise, kalyoncu çavuş denirdi. 1827'de kalyoncu sınıfı ile birlikte kalyoncu kullukları da kaldırıldı.
1. Kalyonlarda görevli deniz eri.
Sponsorlu Bağlantılar
—El sant. Kalyoncu bıçağı, eskiden daha çok kalyoncuların kullandığı bir tür uzun bıçak. (Yaklaşık bir arşın [68 cm) uzunluğundaydı. Sapı ince ve zarif, ağzı düz olurdu.)
—ikt. tar. Kalyoncu bedeliyesi, Osmanlılarca, Tanzimat'tan önce, yelkenli gemilerde kürekçi ve yelkenci olarak çalışanların gündeliklerini ödemek üzere halktan toplanan para. Bu para, yerine göre dört, yedi, sekiz, dokuz ve on eve bir kürekçi hesabıyla alınırdı.
—Kur. tar. Kalyoncu kulluğu, OsmanlIlar' da kaptanpaşalığa bağlı olarak kurulan karakollara verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Denize. Osmanlı donanmasında kullanılan yelkenli büyük savaş gemilerine kalyon denildiğinden, denizcilerede bu ad verilmiştir. Kalyoncu sınıfı 1682’de kuruldu ve buharlı gemilerin icadına kadar devam etti. Bu sınıf gerek mali gerek idari bakımdan bahriyenin diğer sınıflarından tamamen farklıydı. Bu nedenle kalyoncular başlı başına bir ocak sayılırdı. Kalyoncu.terimi daha sonra bütün bahriye için kullanıldı.
—Kur. tar. Cezayirli Gazi Haşan Paşa, kalyoncuları disiplin altına almak için Galata ve Beyoğlu’nun değişik yerlerinde karakollar (kulluk) kurdurdu. Kalyoncu kulluklarının amirleri "başağa" diye anılırlardı (Galata başağası vb.). Kulluklarda görevli kalyonculara ise, kalyoncu çavuş denirdi. 1827'de kalyoncu sınıfı ile birlikte kalyoncu kullukları da kaldırıldı.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SİLENTİUM EST AURUM