Arama

Kapamak Nedir?

Güncelleme: 21 Şubat 2016 Gösterim: 687 Cevap: 2
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KAPAMAK g. f.
1.
Bir şeyi kapamak, onun bir ya da birkaç öğesini, hiçbir aralık, boşluk, açıklık kalmayacak biçimde katlamak, bir araya getirmek: Gözlerini, avuçlarını kapamak. Cep çakısını kapamak. Kitaplarınızı kapayın, sınav yapacağım. Zarfı kapamak.
Sponsorlu Bağlantılar
2.
Bir şeyi (+ tümleç) kapamak, bir şeyi başka bir şeyle örtmek, görülmez duruma gelmesini sağlamak; onun üzerine bir örtü çekmek: Ansızın yağmur bastırınca pamuk balyalarının üstünü brandayla kapadılar. Yakasındaki yırtığı bir atkıyla kapamak.
3. (Bir kapama düzeneğini) kapamak, onu işlevini yerine getirecek, içeriden dışarıya ya da dışarıdan içeriye geçişi engelleyecek biçimde çalıştırmak: Kapıyı, pencereyi kapamak. Camı kapa, çok rüzgâr var.
4. Bir açıklığı, bir geçişi, bir yeri (tümleç +) vb. kapamak, içerisiyle dışarısı arasındaki'geçişi, görüşü vb. olanaksız kılacak bir kapama düzeneği yerleştirmek, bu düzeneği çalıştırmak: Koridorun sonunu duvarla kapamak. Perdeleri kapamak.
5. Bir kabı (bir şeyle) kapamak, bir kabın bir tabağın üstüne, üstündeki açıklığı örtecek bir şey, kapak koymak: Bir tencereyi kapamak. Yemeğin soğumaması için tabağı kapamak.
6. Bir yeri, bir yolu, bir geçidi (bir kimseye, trafiğe vb.) kapamak, oraya girişi yasaklamak; bir şeyden söz ederken geçişi engellemek: Yıkım nedeniyle caddeyi 9.00-18.00 arasında trafiğe kapamak. Sınırı kapamak. Arabanı çek, yolu kapıyorsun. Toprak kayması yolu kapadı.
7. Bir mağazayı, bir kuruluşu, bir hizmet yerini, bir etkinlik alanını vb. kapamak, oradaki etkinliği geçici olarak durdurmak (çalışma saatlerinin sona ermesi, dinlenme tatil vb.) ya da tümüyle son vermek: Mağazayı yaz dönemi nedeniyle on beş günlüğüne kapadılar. Yeterli sayıda öğrenci olmadığı için köy okulunu kapayacaklarmış. Kuyuyu, maden ocağını 'kapamak.
8. Bir yeri, bir geçişi, kapamak, bir yerin, bir geçişin kullanımını, duruma göre, önüne duvar örerek, oradaki kapıyı kilitleyerek engellemek: Büyük bir evde yalnız yaşadığından odaların çoğunu kapamıştı. Bu yıl yazlığı erken kapadık.
9. Bir aygıtı, tesisatı kapamak, işleyişini durdurmak: Televizyonu, radyoyu kapamak. Suyu, elektriği kapamak.
10. Bir şeyi kapamak, bir kimseyle, bir şeyle başka bir kimsenin, şeyin arasına girerek onun görülmesine engel olmak; görüşü engellemek, kesmek: Alnına düşürdüğü perçem yara izini kapıyordu. Önümü kapıyorsun, onu göremiyorum. Güneşi kapayan bulutlar.
11. Bir çukuru, oyuğu vb. kapamak, içini doldurmak; üzerini örtmek: Ölüyü yerleştirdikten sonra mezarı kapamak. Badanadan önce delikleri kapamak.
12. Bedeni, bedenin bir bölümünü kapamak, bir bölümü örtmek: Saçını, başını kapamak. Bu bölgede kadınlar yüzlerini bile kaparlar.
13. Bir basın -yayın organını kapamak, basımına ve yayımına son vermek ya da onu yasaklamak.
14. Bir kimseyi, bir hayvanı (bir yere) kapamak, onu istediği zaman çıkamayacağı bir yere koymak: Bir tutukluyu hücreye kapamak. Aslanı kafesindeki özel bölmeye kapamak.
15. Bir kimseyi, bir yeri kapamak, bir şeyden söz ederken, onun bir yerden çıkmasını engelleyici neden olmak: Kar bizi bütün bir ay boyunca evlere kapadı.
16. Bir kimseyi kapamak, onu bir akıl hastanesine yerleştirmek: Bu adam delirmiş, onu kapamak gerek.
17. Bir borcu, bir hesabı vb. kapamak, ona zaman içinde son vermek, onu ödemek, karşılamak: Bu taksitle birlikte hesabı kapıyorum.
18. Bir açığı, boşluğu vb. (soyut) kapamak, gerekli değişiklikleri yapıp önlemler alarak bir boşluğun, bir eksiğin, bir açığın vb. ortadan kalkmasını sağlamak: Bütçe açığını kapamak için yeni vergiler konulacak. Bu kitap, bir boşluğu kapayacak. Biraz çaba harcasan, arkadaşlarınla arayı kaparsın.
19. Bir şeyi (eylem) kapamak, durdurmak, bitirmek, sona erdirdiğini açıklamak; ondan artık söz etmemek: Bir tartışmayı, bir oturumu kapamak. Bu konuyu lütfen kapayalım, çünkü sinirlerim bozuluyor.

—Cerr. Cerrahi ya da kaza sonucu oluşan bir yarayı dikmek.

—Elektrotekn. Anahtarı kapamak, akım geçişini sağlamak için düğmesini çevirmek. || Devreyi kapamak, sözkonusu devreden akım geçişini sağlayan sürekli, iletken bir bağlantı kurmak.

—inş. Tonozu kapamak, tonozun kilittaşını yerine koymak.

—Kuyumc. Bir kalıp parçasını çekiçle daraltmak.

kapanmak dönşl. f.
1.
Bir yere kapanmak, kapalı bir yere çekilerek dış dünyayla bağlantılarını kesmek: Günlerdir odasına kapandı, kimseyle görüşmek istemiyor. Kütüphaneye kapanıp ders çalışmak.
2. Bir kimseden söz ederken, yüzü bir yere gelecek biçimde eğilmek:
Masaya kapanmış ağlıyordu. Dizlerine kapanıp yalvardı.
3. Bir yara sözkonusuysa, iyileşmek:
Aldığı yaralar bir türlü kapanmak bilmiyor.
4. Göz sözkonusuysa, herhangi bir dış etkiyle gözkapağı şişerek göz merceğini örtmek ya da görme fonksiyonunu
yitirmek: Gözkapağmda arpacık çıkınca, sağ gözü kapanmış. Gözleri tamamen kapanmış, artık göremiyor.
5. Gökyüzü sözkonusuysa, bulutlanmak kararmak: Hava iyice kapandı, yağmur boşanacak.

—Spor. Boksta, rakibin yumruklarından korunmak için gard alarak hücumu düşünmeden savunma yapmak. || Değişik sporlarda savunmayı güçlendirmek.

—Spor ve Oy. Oyunda kapanmak, bir oyuncudan ya da bir takımdan söz ederken, hücum yapmayı düşünmeden, yalnızca savunma yapmak.

kapanmak dönşl. f„ edilg. f.
1. Bir kapama düzeneğinden söz ederken, kapalı bir duruma gelmek ya da getirilmek: Pencere rüzgârdan kapandı. Kapı iyi kapanmamış.
2.
(Bir şeyden) kapanmak, kapalı, geçit vermez bir duruma gelmek ya da getirilmek: Kardan bütün yollar kapandı.
3. Bir çukurun, bir oyuğun içi dolmak ya da doldurulmak, üzeri örtülmek:
Bütün çukurlar kapanmış.

edilg. f.
1. Bir kurumun, bir kuruluşun, bir mağazanın vb. etkinliği geçici ya da sürekli olarak durdurulmak:
Okullar kapandı. Ekonomik bunalım nedeniyle birbiri ardına kapanan işyerleri. Burada bir sinema vardı, ama kapanmış.
2. Bir eylemden söz ederken, durmak, durdurulmak, bitirilmek, artık söz edilmemek:
Tartışma burada kapansın lütfen. Bu konu artık kapandı.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kapamak
(-i durum ekiyle kullanılan fiil)
Sponsorlu Bağlantılar

1 . Bir açıklığı örtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek:
"Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı."- H. E. Adıvar.
2 . (hava için) Bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak.
3 . Bir şeyin görünmesine engel olmak.
4 . Geçişi engellemek.
5 . Tıkamak, içini doldurmak.
6 . (su, elektrik için) Gelişini kesmek.
7 . Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
8 . Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
9 . Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek:
"Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar."- H. R. Gürpınar.
10 . Ortalıktan alıp saklamak.
11 . Karşılamak, denk gelmek.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kapamak ingilizcesi

1. /ý/ to close, shut.
2. /ý/ to plug up, stop up.
3. /ý/ to block (a view, a road).
4. /ý/ to cover, conceal, hide, obscure; to veil.
5. /ý/ to close down, shut down (a business); to suppress, abolish (an organization).
6. /ý/ to turn off (a faucet, electricity, a radio).
7. /ý/ to settle, pay up (an account).
8. /ý/ to drop (a matter).
9. /ý, a/ to lock up (someone, something) in (a place).
10. /ý/ to stockpile, hoard.
11. /ý/ to close up (the space between rows or ranks).
12. /ý/ to reduce (the space between printed lines).
SİLENTİUM EST AURUM