Arama

Kapanım Nedir?

Güncelleme: 21 Şubat 2016 Gösterim: 734 Cevap: 0
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
21 Şubat 2016       Mesaj #1
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KAPANIM a. Psik. Öznenin dış dünyayla ilişkiyi reddederek kendi iç dünyasına kapanması. (Eşanl. AUTİSMA.) [Bk. ansikl. böl.]

Sponsorlu Bağlantılar
—Mad. oc. Kapanım yatağı, cevherin yığınlar, damarlar halinde değil, içkökenli kayaç içinde serpiştirilmiş olarak bulunduğu yatak. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. Mad. oc. Kapanım yatakları. Bu yatakların cevher oranı çok düşüktür; Güney Afrika’daki elmaslı bar trda ve Ural sıradağlarındaki platin yat .. nda olduğu gibi, ancak çok değerli mineraller içerdikleri zaman işletilirler. Çözülme, daha sonra alüvyonlanma ya da ayrışma (örneğin işletilebilir garnierite dönüşen nikelli peridodit) sonucu doğal olarak gerçekleşen ikincil bir zenginleşme, bir kapanım yatağının az değeri, minerallerini işletmeye olanak verebilir.

—Psik. 1911'de E. Bleuler’in önerdiği kapanım kavramının kaypaklığı, psikoz kavramıyla olan bağlantısından ileri gelir. Bu nedenle sözkonusu kavram, çocukluk psikozları üzerindeki düşüncelerin gelişiminin odak noktasında yer alır Yazarlara göre kapanım ya nozografik bir özlük ya da
psikopatolojik yapıda bir belirti ya da sorun olarak ele alındı. L. Kanner 1943'te çocukluk kapanımını, birinci yıldan sonra gözüken ve çocuğun hem dünyaya, hem de aynadaki görüntüsüne karşı ilgisizliğiyle, çakıltaşı, sicim vb. nesnelere yönelik basmakalıp jestler ve oyunlarla ortaya çıkan ender nözografik özlük olarak betimledi. Kapanımlı çocuk, ötekilerle ve gerçeklikle iletişim kurmaya çalışmaz. Açıkça saplantılı bir nitelik taşıyan bütün uğraşları, özdeş, benzer uğraşlardır. Konuşmaya başladığında dil her zaman bozuktur ve hiçbir iletişim amacı gütmez. "Ben” ve "evet" sözcüklerine yer vermeyen bu dilin bütün özelliği, "ben" sözcüğünü kullanmamayı, bu sözcüğü yok saymayı amaçlayan kuruluşlar olarak gözükür.
Bu klinik tablo dışında, kapanım teriminin anlamı gittikçe genişledi ve erken çocukluk (5 yaş öncesi) psikozları alanını da kapsadı. Yazarlara göre(F. Tustin, L. Bender ve M. Mahler), kişiliğin erken bozulmasına bağlı yetersiz biçimlerle, örneğin ansefalitten ileri gelen ikincil biçimler arasında bir ayrım yapıldı. Gerilikle birlikte fark tanısı, ortaya genellikle bir sorun çıkardı. Özellikle M. Mahler'e göre kapanım, yaşamın ilk haftalarının normal bir evresi, analık ilkesinin bilincinde olmayan mutlak birincil narsisizm evresiydi. Kapanımlı çocuğun bu aşamasında bir takılma ya da gerilemeden söz edilebilir mi?
B. Bettelheim gibi, bir kurumda kapanımlı çocukların bakımını üstlenmeye girişen öteki yazarlara göre kapanım, çevresinin, özellikle de annesinin sadik isteklerini çözen çocuğun özerk bir tepkisiydi. Canlılarla kurulan her bağlantı, yıkıcı bir bağlantı olarak yaşanıyor ve bu da kapanımı bir savunma durumuna getiriyordu. Çocuk dünyayı zamandışı, cansız bir me kân, kendi vücudunu da bir makine haline dönüştürmek zorundaydı. M. Mannoni'ye göre, ana isteğinde bu çocuğun ancak kısmi nesne olarak, örneğin yalnızca doldurulacak bir ağız olarak bir yeri vardı ve dolayısıyla ne isteyen özne olarak kabul edilebilir, ne de isteyen özne olarak ortaya çıkabilirdi. Yalnızca "sen” ya da "o" olarak adlandırılabilen "ben"in. sürekli yokluğu, çocuğun, bir yasa durumundaki babanın adı yüzünden kendi "ben"i- ni ben-olmayandan ayıramadığını gösteriyordu. Oıdipus üçgeni gerçekleşmiyor, çocuk söylemin öznesi olamıyordu. Dilde ortaya çıkamadığı için de, kişisel bir simgeleştirmeye girişiyordu.
Erginde kapanım, Bleuler’den başlayarak, klinik düzeyde büyük şizofreni belirtilerinden biri olarak görüldü. H. Ey ve transız psikiyatri okuluna göre kapanım, yalnızca gerçeklikle olan dirimsel ilişkinin yitirilmesi olmakla kalmıyor, ayrıca ve özellikle, şizofrenin paranoyit sanrılı hezeyan çekirdeği çevresinde, içine kapalı bir dünyayı yeniden kurması anlamına da geliyordu; bu da şizofreninin olumlu yönüydü. Çocukluk kapanımının birçok özelliğiyle erginlerde de karşılaşılır. Şizofrenleri psikanaliz yoluyla tedavi etmek için yapılan denemelerde (H. Rosenfeld) kapanım, hastanın nesnelerle olan ilişkilerinde geriye çekilerek uyguladığı bir tür savunma olarak ortaya çıkar; bu savunma bir yandan parçalanmış ve bölünmüş, düşman ve korkutucu olarak algılanan dış dünya korkusunu, bir yandan da dürtülerin serbest bırakılmasının yol açabileceği dış ya da iç patlamalar tehlikesini ortadan kaldırmaya yöneliktir Öznenin yabancılaşıp kendini yitirmesine yol açan bir narsis onarım girişimi sözkonusudur. Kapanım süreci, bölünmüş (R. Laing) ve ayrılmış bir benin, parçalanmış bir vücut imgesinin savunma mekanizması olarak görünür. Bu da, S. Freud'un psikozların özgün bir savunma mekanizması olan gerçekliğin yadsınmasını tanımlamak için yaptığı araştırmaya yaklaşır.

Kaynak: Büyük Larousse

X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SİLENTİUM EST AURUM