KARGIŞ a. Esk.
1. Beddua, ilenç, lanet: "Sapma yolundan bin karış, şerri... hayr işe duruş / Gönül yıkıp alma karış hatırlara girhayme kur" (Yunus Emre, XIV. yy.).
2. Kargış etmek, vermek, kargımak, kargışlamak.
—Ed. Sözlü halk edebiyatında kalıplaşmış beddualara verilen ad. [Karşt. ALKIŞ] Örn.: ''Bir eline aldığı pul olsun dökülsün, bir eline aldığı kül olsun savrulsun." Halk şairleri yoksulluğa, kadere, yaşamlarını olumsuz biçimde etkilemiş kişilere dizi halinde kargışlar yönelten şiirler de söylemişlerdir: "Yata yata her bir yanın çürüsün / Zebaniler etrafını bürüsün" (Tokatlı Nuri).
1. Beddua, ilenç, lanet: "Sapma yolundan bin karış, şerri... hayr işe duruş / Gönül yıkıp alma karış hatırlara girhayme kur" (Yunus Emre, XIV. yy.).
Sponsorlu Bağlantılar
—Ed. Sözlü halk edebiyatında kalıplaşmış beddualara verilen ad. [Karşt. ALKIŞ] Örn.: ''Bir eline aldığı pul olsun dökülsün, bir eline aldığı kül olsun savrulsun." Halk şairleri yoksulluğa, kadere, yaşamlarını olumsuz biçimde etkilemiş kişilere dizi halinde kargışlar yönelten şiirler de söylemişlerdir: "Yata yata her bir yanın çürüsün / Zebaniler etrafını bürüsün" (Tokatlı Nuri).
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SİLENTİUM EST AURUM