KARİB sıf. (ar. karib). Esk.
1. Yakında bulunan; yakın; "Çamlıca şu âlem-i süflinin semaya karib bir mahalli veya semanın zemine en yakın bir burcüdür" (Samipaşazade Sezai, XIX. yy.).
2. Karib olmak, yakın olmak: "Karib olmuştu kim kasdeyleye cânı cihan üzre" (Nedim, XVIII. yy.).
3. Karib-ül-ahd, yakın zamanda: ''Sekban-ı cedid askeri karib-ül-ahdda ter- tib olmuş olmasıyle..." (Cevdet Paşa, XIX. yy)
♦ be. Yakın olarak, tahmini.
♦ a.
1. Soyca yakın olan, akraba.
2. Komşu.
1. Yakında bulunan; yakın; "Çamlıca şu âlem-i süflinin semaya karib bir mahalli veya semanın zemine en yakın bir burcüdür" (Samipaşazade Sezai, XIX. yy.).
Sponsorlu Bağlantılar
3. Karib-ül-ahd, yakın zamanda: ''Sekban-ı cedid askeri karib-ül-ahdda ter- tib olmuş olmasıyle..." (Cevdet Paşa, XIX. yy)
♦ be. Yakın olarak, tahmini.
♦ a.
1. Soyca yakın olan, akraba.
2. Komşu.
Kaynak: Büyük Larousse
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
SİLENTİUM EST AURUM