YANGIN a.
1. Yayılarak önemli zararlara yol açabilen büyük ateş: Yangında yok olan ahşap evler. Orman yangını. Ambarda çıkan yangın. Yangını kontrol altına almak. Kasten çıkarılan yangın. (Bk. ansikl. böl.)
2. Hlk. Hastalık yüzünden yükselen beden ısısı, ateş: Yangından yüzü al al olmuştu.
3. Coşkunluk, kendinden geçme, tutku: Onu unutamıyor, içindeki yangını hiçbir şey söndüremiyordu.
4. Yangın çıkarmak, çevreye zarar verecek, bir yerleri tutuşturacak kadar büyük bir ateş oluşturmak, yangına yol açmak. || Yangın kulesi, itfaiyecilerin yangın söndürmede ya da kurtarma çalışmalarında kullandıkları merdiven; yapıların dışında bir kattan ötekine geçmeyi sağlayan merdiven. || Yangın yeri, yangının olduğu yer. || Yangın yerine dönmek, ortalık karmakarışık bir duruma gelmek, her şey altüst olup birbirine karışmak: O ayaklanmadan sonra kent yangın yerine dönmüştü. || Yangına körükle gitmek, bir anlaşmazlıkta ya da gerginlikte her iki yanı kışkırtıcı bir tutum takınmak: Sözde uzlaştırmak için araya girenler aslında yangına körükle gidiyorlar || Yangına vermek, bir şeyi tutuşturmak, bile bile yakmak. || Yangından mal kaçırır gibi, gereksiz bir telaşla, yersiz bir acelecilikle.
—Ask. Yangın maddeleri, harekât sırasında düşman personeline ya da araç gereç ve binalarına zarar vermek amacıyla kullanılan yakarak tahrip etme gücündeki kimyasal savaş maddeleri. (Bunlardan en önemlisi "termit" adı verilen barut biçimindeki bir maddedir.) || Yangın mermisi, tutuşarak yanabilen hedeflere karşı kullanılan, yangın çıkartıcı özellikte yapılmış mermi.
—Bot. Yangın bitkisi, yangınlara dayanıklı, hatta bazen ondan yararlanan bitki türü. (ABD’deki bazı kozalaklılar, diriörtü yangınla yok olduktan ve otsu bitkilerin rekabeti ortadan kalktıktan sonra tohumlarını döker, bazılarıysa onlara musallat olan mantardan yangınla kurtulduktan sonra gelişir; savanlardaki otların birçoğu da ancak bir yangından sonra çoğalabilir.)
—Cez. huk. Yangına sebebiyet, bir kimsenin dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslek ve sanatta acemilik ya da kurallara uymama nedeniyle yangına neden olması. (Bu suçu işleyenler otuz aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır [Türk cez. k. md. 383].) —Denize. Yangın söndürme gemisi, İTFAİYE GEMİSİ* 'nin eşanlamlısı.
—inş. Yangın bölmesi, yangının bir mekândan ötekine ya da bir yapıdan bitişik yapılara sıçramasını önlemek için düzenlenen boş mekânlar (yalıtım avluları) ya da duvarlar (yangın duvarları). || Yangın çıkışı, bina içindeki kişilerin tehlike anında en kısa zamanda dışarıya çıkmasını sağlamak için yapılan düzenlemelerin tümü. (Genellikle imdat çıkışları, kapılar, yangın balkonları ve merdivenleri bu düzenlemenin ana öğeleridir.) || Yangın duvarı, yangının, özellikle çatılar yoluyla yayılmasını önlemek için bir yapı içinde ya da iki yapı arasında yapılan duvar. (Bk. ansikl. böl.)
—İtfaiye. Yangın hortumu, püskürtülecek su miktarını ayarlamaya ve yönlendirmeye yarayan bir musluğu ya da püskürtücüsü bulunan boru. (Bk. ansikl. böl.) || Yangın musluğu, bir su şebekesinin üzerinde yer alan, bir musluğu olan ve yolun ya da kaldırımın üstüne tespit edilen su alma noktası.
—Kim. Yangın söndürücü, yanan maddelerin havayla ilgisini keserek yangınları söndürmeye yarayan ürün ya da aygıt. (-»SÖNDÜRÜCÜ.)
—Sig. Yangın sigortaları, sigorta konusu değerlerin yangın, yıldınm ve patlama gibi nedenlerle kayıp ve zararlanna karşı sigorta.
—Sil. Yangın bombası, patladığında yangın çıkarmayı sağlayan, yanıcı bir malzemeyle doldurulmuş bomba.
♦ sıf. Tutkun, âşık: O kızı ilk gördüğü günden beri yangındı.
—ANSİKL. Yangını söndürmek için, büyük bir basınçla su fışkırtmak ya da püskürtmek en etkin ve en masrafsız yoldur; fışkırtılan su, mekanik bir etki yaparak yanan maddeleri dağıtır; püskürtme su ise yangın ocağının sıcaklığını hissedilir biçimde azaltır (15 °C'ta 1 g su, 622 kalori ısıyı tutarak buharlaşır). Bununla birlikte, su kullanmanın uygun olmadığı bazı durumlarda itfaiyeciler köpük (hidrokarbür yangınları ya da yeraltı yangınları) kullanırlar.
Eldeki olanaklar yangını o andaki sınırlar içinde tutmaya yetiyorsa "sınırlı'' bir yangın sözkonusudur. itfaiyeciler, ateş yoğunluğunu yitirdiğinde ve seferber edilen araç gerecin sayısı ve gücü azaltılabildiğinde, yangının "kontrol altına alındığT’nı söylerler. Geriye ancak dağınık ve güçsüz yangın odakları kaldığında (bunlar da açma temizleme çalışmaları sırasında sön- dürülecektir) yangın "sönmüş" kabul edilir.
• Orman yangınları. Yazların kurak geçtiği tüm yörelerde, özellikle de Akdeniz bölgesinde, sık sık ve büyük zararlara yol açan yangınlar çıkar. Ağaçlann altında yetişen bitkilerin miktarı ne kadar çoksa, yangın o kadar kolay yayılır; dolayısıyla, yangının zararını azaltmak için ormana iyi bakmak ve ateşin yayılmasını kolaylaştırabilecek her şeyi uzaklaştırmak gereklidir. Özellikle reçineli ağaçlar büyük bir kolaylıkla tutuşabildiklerinden ateşe çok du- yarlıdırlat. Orman yangınlarıyla mücadele etmek için, ağaçsız alanlar bırakma, gözetleme postaları, ulaşım yolları, su depoları gibi önlemlerin yanı sıra, ateşi dallar ve çeşitli aletlerle dövme, su kamyonları, söndürme uçakları ve rüzgâr elverişliyse, yangın yönünde ağaçların bir bölümünü yakıp kaldırmak gibi etkin önlem alınabilir.
—ikonogr. Bu konuyu canlandıran en ünlü resim hiç kuşkusuz Raffaello’nun Bor- go yangını'dır (Raffaello’nun salonları, Vatikan, 1514). Romanelli'nin Truva yangını (Mazarin galerisi, BıbliothĞque nationale, Paris), A. Van der Neer ve Van Poel’in gece yangınları, Saint-Aubin’in gravüre geçirdiği Saint-Germain fuarı yangını, H. Ro- bert’in Opera yangını (1781, Carnavalet müzesi, Paris), Bir kent yangını (Dresden) ve Bir liman yangını da (Münih) en ünlü yangın resimleri arasındadır. XIX. yy.'da J. F. Höckert’in Stockholm krallık sarayı yangını (Stockholm), Courbet’nin Yangına koşan itfaiyeciler'ı (1850, Petit Palais Paris) ve özellikle Turner’ın Londra parlamentosu yangını (1834-35, Philadelphia ve Cle- veland) sayılabilir. Cehennem sahnelerinde, Bosch ve Bruegel'in şeytanları konu alan tablolarında da yangınlar görülür. So- dom yangını genellikle Lut'un kaçışı temasını işleyen yapıtlarda canlandırılır.
—İnş. Geleneksel inşaatlarda çatılar üzerinde çıkıntı yapan kâgir kalkan duvarları yangın duvarı işlevi görürdü. Günümüzde, bu amaçla yapılan yangın duvarları, mekanik dayanım, alevleri bir yandan ötekine geçirmeme tutuşabilir gazlar yaymama gibi özellikler gösterir. Olağan bir yangın duvarında, doğrudan alevlere maruz olmayan yüzeyde sıcaklık sınırı 140 °C'tır.
—itfaiye Yangın hortumu. Üzerinde bir kundak, bir musluk ve çapı değişebilen bir püskürtücü vardır; bu püskürtücünün çapı küçük hortumlar için 14 mm, büyük hortumlar için 18 mm ve güçlü hortumlar için 21-25 mm’dir. Püskürtücüsünün çapı 30-50 mm arasında değişen hortumlu düzeneklerse bir kule ya da bir tekerlekli kundak üzerine monte edilir.
—Mad. oc. Galerilerdeki hava akımı alevleri körüklediği için maden ocaklarında meydana gelen yangınlar çok büyük tehlikelere yol açar Kimi durumlarda dumanlar yön değiştirerek yangının çıkış kısımlarını basabilir. Bu nedenle ocaklarda kullanılan malzeme ve akışkanlar (özellikle hidrolik akışkanlar) özel parlama standartlarının altında tutulmalıdır.
1. Yayılarak önemli zararlara yol açabilen büyük ateş: Yangında yok olan ahşap evler. Orman yangını. Ambarda çıkan yangın. Yangını kontrol altına almak. Kasten çıkarılan yangın. (Bk. ansikl. böl.)
Sponsorlu Bağlantılar
3. Coşkunluk, kendinden geçme, tutku: Onu unutamıyor, içindeki yangını hiçbir şey söndüremiyordu.
4. Yangın çıkarmak, çevreye zarar verecek, bir yerleri tutuşturacak kadar büyük bir ateş oluşturmak, yangına yol açmak. || Yangın kulesi, itfaiyecilerin yangın söndürmede ya da kurtarma çalışmalarında kullandıkları merdiven; yapıların dışında bir kattan ötekine geçmeyi sağlayan merdiven. || Yangın yeri, yangının olduğu yer. || Yangın yerine dönmek, ortalık karmakarışık bir duruma gelmek, her şey altüst olup birbirine karışmak: O ayaklanmadan sonra kent yangın yerine dönmüştü. || Yangına körükle gitmek, bir anlaşmazlıkta ya da gerginlikte her iki yanı kışkırtıcı bir tutum takınmak: Sözde uzlaştırmak için araya girenler aslında yangına körükle gidiyorlar || Yangına vermek, bir şeyi tutuşturmak, bile bile yakmak. || Yangından mal kaçırır gibi, gereksiz bir telaşla, yersiz bir acelecilikle.
—Ask. Yangın maddeleri, harekât sırasında düşman personeline ya da araç gereç ve binalarına zarar vermek amacıyla kullanılan yakarak tahrip etme gücündeki kimyasal savaş maddeleri. (Bunlardan en önemlisi "termit" adı verilen barut biçimindeki bir maddedir.) || Yangın mermisi, tutuşarak yanabilen hedeflere karşı kullanılan, yangın çıkartıcı özellikte yapılmış mermi.
—Bot. Yangın bitkisi, yangınlara dayanıklı, hatta bazen ondan yararlanan bitki türü. (ABD’deki bazı kozalaklılar, diriörtü yangınla yok olduktan ve otsu bitkilerin rekabeti ortadan kalktıktan sonra tohumlarını döker, bazılarıysa onlara musallat olan mantardan yangınla kurtulduktan sonra gelişir; savanlardaki otların birçoğu da ancak bir yangından sonra çoğalabilir.)
—Cez. huk. Yangına sebebiyet, bir kimsenin dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslek ve sanatta acemilik ya da kurallara uymama nedeniyle yangına neden olması. (Bu suçu işleyenler otuz aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır [Türk cez. k. md. 383].) —Denize. Yangın söndürme gemisi, İTFAİYE GEMİSİ* 'nin eşanlamlısı.
—inş. Yangın bölmesi, yangının bir mekândan ötekine ya da bir yapıdan bitişik yapılara sıçramasını önlemek için düzenlenen boş mekânlar (yalıtım avluları) ya da duvarlar (yangın duvarları). || Yangın çıkışı, bina içindeki kişilerin tehlike anında en kısa zamanda dışarıya çıkmasını sağlamak için yapılan düzenlemelerin tümü. (Genellikle imdat çıkışları, kapılar, yangın balkonları ve merdivenleri bu düzenlemenin ana öğeleridir.) || Yangın duvarı, yangının, özellikle çatılar yoluyla yayılmasını önlemek için bir yapı içinde ya da iki yapı arasında yapılan duvar. (Bk. ansikl. böl.)
—İtfaiye. Yangın hortumu, püskürtülecek su miktarını ayarlamaya ve yönlendirmeye yarayan bir musluğu ya da püskürtücüsü bulunan boru. (Bk. ansikl. böl.) || Yangın musluğu, bir su şebekesinin üzerinde yer alan, bir musluğu olan ve yolun ya da kaldırımın üstüne tespit edilen su alma noktası.
—Kim. Yangın söndürücü, yanan maddelerin havayla ilgisini keserek yangınları söndürmeye yarayan ürün ya da aygıt. (-»SÖNDÜRÜCÜ.)
—Sig. Yangın sigortaları, sigorta konusu değerlerin yangın, yıldınm ve patlama gibi nedenlerle kayıp ve zararlanna karşı sigorta.
—Sil. Yangın bombası, patladığında yangın çıkarmayı sağlayan, yanıcı bir malzemeyle doldurulmuş bomba.
♦ sıf. Tutkun, âşık: O kızı ilk gördüğü günden beri yangındı.
—ANSİKL. Yangını söndürmek için, büyük bir basınçla su fışkırtmak ya da püskürtmek en etkin ve en masrafsız yoldur; fışkırtılan su, mekanik bir etki yaparak yanan maddeleri dağıtır; püskürtme su ise yangın ocağının sıcaklığını hissedilir biçimde azaltır (15 °C'ta 1 g su, 622 kalori ısıyı tutarak buharlaşır). Bununla birlikte, su kullanmanın uygun olmadığı bazı durumlarda itfaiyeciler köpük (hidrokarbür yangınları ya da yeraltı yangınları) kullanırlar.
Eldeki olanaklar yangını o andaki sınırlar içinde tutmaya yetiyorsa "sınırlı'' bir yangın sözkonusudur. itfaiyeciler, ateş yoğunluğunu yitirdiğinde ve seferber edilen araç gerecin sayısı ve gücü azaltılabildiğinde, yangının "kontrol altına alındığT’nı söylerler. Geriye ancak dağınık ve güçsüz yangın odakları kaldığında (bunlar da açma temizleme çalışmaları sırasında sön- dürülecektir) yangın "sönmüş" kabul edilir.
• Orman yangınları. Yazların kurak geçtiği tüm yörelerde, özellikle de Akdeniz bölgesinde, sık sık ve büyük zararlara yol açan yangınlar çıkar. Ağaçlann altında yetişen bitkilerin miktarı ne kadar çoksa, yangın o kadar kolay yayılır; dolayısıyla, yangının zararını azaltmak için ormana iyi bakmak ve ateşin yayılmasını kolaylaştırabilecek her şeyi uzaklaştırmak gereklidir. Özellikle reçineli ağaçlar büyük bir kolaylıkla tutuşabildiklerinden ateşe çok du- yarlıdırlat. Orman yangınlarıyla mücadele etmek için, ağaçsız alanlar bırakma, gözetleme postaları, ulaşım yolları, su depoları gibi önlemlerin yanı sıra, ateşi dallar ve çeşitli aletlerle dövme, su kamyonları, söndürme uçakları ve rüzgâr elverişliyse, yangın yönünde ağaçların bir bölümünü yakıp kaldırmak gibi etkin önlem alınabilir.
—ikonogr. Bu konuyu canlandıran en ünlü resim hiç kuşkusuz Raffaello’nun Bor- go yangını'dır (Raffaello’nun salonları, Vatikan, 1514). Romanelli'nin Truva yangını (Mazarin galerisi, BıbliothĞque nationale, Paris), A. Van der Neer ve Van Poel’in gece yangınları, Saint-Aubin’in gravüre geçirdiği Saint-Germain fuarı yangını, H. Ro- bert’in Opera yangını (1781, Carnavalet müzesi, Paris), Bir kent yangını (Dresden) ve Bir liman yangını da (Münih) en ünlü yangın resimleri arasındadır. XIX. yy.'da J. F. Höckert’in Stockholm krallık sarayı yangını (Stockholm), Courbet’nin Yangına koşan itfaiyeciler'ı (1850, Petit Palais Paris) ve özellikle Turner’ın Londra parlamentosu yangını (1834-35, Philadelphia ve Cle- veland) sayılabilir. Cehennem sahnelerinde, Bosch ve Bruegel'in şeytanları konu alan tablolarında da yangınlar görülür. So- dom yangını genellikle Lut'un kaçışı temasını işleyen yapıtlarda canlandırılır.
—İnş. Geleneksel inşaatlarda çatılar üzerinde çıkıntı yapan kâgir kalkan duvarları yangın duvarı işlevi görürdü. Günümüzde, bu amaçla yapılan yangın duvarları, mekanik dayanım, alevleri bir yandan ötekine geçirmeme tutuşabilir gazlar yaymama gibi özellikler gösterir. Olağan bir yangın duvarında, doğrudan alevlere maruz olmayan yüzeyde sıcaklık sınırı 140 °C'tır.
—itfaiye Yangın hortumu. Üzerinde bir kundak, bir musluk ve çapı değişebilen bir püskürtücü vardır; bu püskürtücünün çapı küçük hortumlar için 14 mm, büyük hortumlar için 18 mm ve güçlü hortumlar için 21-25 mm’dir. Püskürtücüsünün çapı 30-50 mm arasında değişen hortumlu düzeneklerse bir kule ya da bir tekerlekli kundak üzerine monte edilir.
—Mad. oc. Galerilerdeki hava akımı alevleri körüklediği için maden ocaklarında meydana gelen yangınlar çok büyük tehlikelere yol açar Kimi durumlarda dumanlar yön değiştirerek yangının çıkış kısımlarını basabilir. Bu nedenle ocaklarda kullanılan malzeme ve akışkanlar (özellikle hidrolik akışkanlar) özel parlama standartlarının altında tutulmalıdır.


Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 20 Mart 2016 00:07
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.