Arama

Vakit Nedir?

Güncelleme: 30 Haziran 2015 Gösterim: 5.666 Cevap: 1
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
1 Aralık 2007       Mesaj #1
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
vakit -kti
isim Arapça va®t
Sponsorlu Bağlantılar

1 . Zaman:"Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te."- Y. K. Beyatlı.
2 . Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler:"Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil."- .
3 . Çağ: "Vaktin bilginleri."- .
4 . Belirlenmiş olan zaman:
"Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti."- S. Kocagöz.
5 . Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz.
6 . mecaz Geçim, para bakımından elverişli durum:"Onun bu kadar para vermeye vakti yok."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller:vakit geçirmek,vakit kazanmak,vakitler hayrolsun,vakit nakittir,vakit öldürmek,vakit saat aramamak,vakti gelmek,(bir iş birinin) vaktini almak (veya yemek),vaktini şaşmamak,vakti olmak,vakti olmamak

Birleşik Sözler:vakit kaybetmeden,vakit vakit,vaktikerahet, vaktizamanında,ahir vakit,beş vakit,dar vakit,kimi vakit,tez vakit,akşam vakti,ezan vakti,horoz vakti,iftar vakti,ikindi vakti,imsak vakti,kerahet vakti,kuşluk vakti,namaz vakti,okuma vakti,öğle vakti,paydos vakti,sabah vakti,yatsı vakti,zeval vakti,bir vakitler
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
30 Haziran 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
VAKİT, -kti a. (ar. vakt).
1. Ölçülebilir bir nicelik olarak düşünülen ve akışı ilerleyişi açısından ele alınan süre; zaman: Vakit ilerliyor, bizse hiçbir şey yapmıyoruz. Üstünden biraz vakit geçsin her şey unutulur.
Sponsorlu Bağlantılar
2. Önceden saptanmış olan an; zaman: Vakit geldi, artık hazırlanalım, ilaçlarımı vaktinde almalıyım.
3. Belli bir olayın gerçekleştiği ya da belli bir işe ayrılan, belli bir iş için alışılmış saatler: Seher vakti. Uyku, yemek, iş vakti, ingilizler' in çay vakti.
4. Bir etkinlik, bir üretim türü vb. ile belirlenen dönem; mevsim, zaman: Hasat vakti.
5. Bir olayın, bir durumun belirlediği dönem ya da hakkında konuşulan çağ; zaman: Kemer sıkma vakti. Savaş vakti. Vaktin iteri gelenleri.
6. Bir iş için tanınan süre; mühlet, zaman: Borcumu ödeyebilmem için bana biraz vakit tanı.
7. Bir kimsenin istediği gibi yararlanabileceği süre; boş zaman: Vaktini kitap okuyarak geçiriyor. Çocuklar bütün vaktimi alıyor. Biraz vaktiniz var mı?
8. Uygun, elverişli zaman; fırsat, olanak: Vakit bulursam sinemaya giderim. Bir şey söylememe vakit kalmadan lafı ağzıma tıktı.
9. Geçim, para bakımından olanak: Hali vakti yerinde bir aile. Çocuklarını okutmaya vakti yok.
10. Zaman belirten tamlayanlarla birlikte "iken" anlamı taşır: Tan vakti. Öğle vakti.
11. Ettiği, edeceği biçimindeki ortaçlardan sonra gelerek eşzamanlılığı gösteren belirteçler yapar; zaman: Öfkelendiği vakit kıpkırmızı kesiliyor. Döneceği vakit ben burda olmayacağım.
12. Vakit geçirmek, oyalanmak için bir şeyle uğraşmak: Beklerken gazete okuyarak vakit geçirdim. || Vakit kaybetmeden, hemen, derhal, çarçabuk: Vakit kaybetmeden gel. || Vakit kazanmak, bir sonucu geciktirmek için türlü nedenlerle süreyi uzatmak. || Vakit, vaktini öldürmek, zamanını iş yapmadan ya da boş şeylerle harcamak: Kahvede vakit öldürüyor. |] Vakit vakit, zaman zaman: Vakit vakit midemde ağrı oluyor. || Vakti gelmek, ölmek üzere olmak, eceli gelmek. || Vakti olmak, acele etmeye gerek olmamak. || Vakti olmamak, bir iş ya da bir kimse için ayıracak zamanı bulunmamak. || Vaktini almak, vaktini yemek, bir işin yapılması, gerçekleşmesi için epeyce zaman harcanmak: Bu yöntem çok vaktini alır. || Vaktini şaşmamak, her şeyi aksatmadan tam zamanında yapmak. || Vaktiyle, uygun zamanda: Vaktiyle söyteseydin bir şeyler yapardık; çok eski bir zamanda: Vaktiyle bir ülkede acımasız bir kral varmış.

—Esk. Vakti ahar, başka zaman. || Vakti asr, ikindi zamanı. || Vakti fecr, tanyerinin ağarma zamanı. || Vakti fursat, şansın, fırsatın ele geçtiği zaman. || Vakti gurubi, Güneş'in batışına göre saptanan saat; alaturka saat. || Vakti hacet, gerekli zaman. || Vakti hazar, barış zamanı. || Vakti merhun, beklenen, gözlenen zaman ya da çağ. || Vakti muhtar, seçilmiş uygun zaman; düğün, ziyafet ya da savaş için saptanan zaman. || Vakti nücumi, yıldızlara göre saptanan saat. || Vakti saadet, Hz. Muhammet’in yaşadığı yıllar. || Vakti sefer, savaş zamanı. || Vakti zevali, Güneş' in öğle zamanındaki konumuna göre saptanan saat; alafranga saat. || Vakti zuhr, öğle zamanı.

—Ed. -* ZAMAN.

—isi. Farz, vacip ve bazı nafile ibadetlerin yerine getirilmesi için belirlenmiş zaman. (Bk. ansikl. böl.)

—isi. huk. Vakti zaruret, Hazine'ye gelir sağlamak için miri toprakların özel kişilere emsal değeriyle satılmasını gerektiren durumlar.

—Tasav. Sufinin içinde yaşadığı andaki Tanrı korkusu, üzüntü ya da sevinç gibi ruhsal durumu. (Bk. ansikl. böl.)

—ANSİKL. İslam dininde namaz, oruç, kurban kesme gibi ibadetler bunlar için belirlenen vakitten önce yerine getirilemez. Zekât ve fıtır sadakası gibi bazı ibadetler ise vaktinden önce yapılabilir, ibadetlerin vaktinde yapılmasına eda denir. Geçerli bir özür olmaksızın ibadetlerin vaktinde eda edilmemesi günahtır. Ancak, hangi nedenle olursa olsun vaktinde yapılmayan ibadetin, günahtan kurtulmak için, uygun en kısa zaman içinde yerine getirilmesi gerekir ve buna kaza denir.

—Tasav. Sufilere göre salik (Tanrı yolcusu) sürekli içinde yaşadığı anın hükmü altındadır; vakit onu ne yana sürüklerse o yana gider. Bu anlamda vakit, bir bakıma Tanrı iradesidir. Sufi ibn ül-vakt (vaktin çocuğu), yani anı yaşayan kişidir. Sufinin hali vakte göre değişir; bazen kabz (sıkıntı, bunaltı), bazen bast (sevinç, ferahlama) halinde bulunur. Ayrıca ibn ül-vakt olmak geçmiş ve geleceğin kaygılarını, üzüntülerini ya da umutlarını bir yana bırakarak anı değerlendirmeyi gerektirir. Sufiler tanrısal ruh ve tecellilerin salikin gönlüne doğuşuna ya da bu doğuşun gerçekleştiği zamana da vakt derler. Vakit, Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde çıkan bazı süreli yayınların adı.

—Filip Efendi tarafından 1875’ ten başlayarak İstanbul’da çıkarılan “Her nevi havadisten bahseder' 'günlük gazete. Önemli güncel haberlerin yanı sıra edebiyata da ağırlık veren gazete, ilk kez kadınlar için de haftalık özel bir ek veriyordu. 1879'da kapandı. —1910-1914 yıllarında Urenburg kentinde haftada üç kez olmak üzere yayımlanan “edebi ve siyasi türkçe gazete".

—Hakkı Tarık’la (Us) Asım Bey'in (Us) sahibi, Ahmet Şükrü'nün (Esmer) sorumlu müdürü olduğu günlük gazete. 17 kasım 1917'den başlayarak İstanbul’da çıkarılan gazete, özellikle Kurtuluş savaşı'nı destekleyen basın organları arasında yer aldı. Başyazarlığını Ahmet Emin’ in (Yalman) yaptığı gazetenin yazarları arasında Ali Ekrem (Bolayır), Selim Ragıp (Emeç), Reşat Nuri (Güntekin), Halil Lütfi (Dördüncü) vb. bulunuyordu. Ruşen Eşref (Ünaydın), Hüseyin Cahit (Yalçın), Ziya Gökalp, Halide Edip (Adıvar) gibi yazarlar da zaman zaman gazeteye yazıyorlardı. Aynı gazete Cumhuriyet döneminde de yayınını sürdürdü ve uzun süre bir gazetecilik okulu olma durumunu korudu. Yazı kadrosunda Nurettin Artam, Sadri Et- hem (Ertem), Nizamettin Nazif (Tepede- lenlioğlu), Cevat Fehmi (Başkut) gibi gençlere yer veren Vakit, 1940'lı yılların ortalarından sonra yayın yaşamına giren yeni gazetelerin karşısında önemini yitirmeye başladı. Kadrosunu, gazetecilik anlayışını, teknik olanaklarını yenileyememe vb. nedenlerle geniş okur kitlesine ulaşamadı. H. T. Us'un ölümünden (1956) bir süre sonra kapandı.

Kaynak: Büyük Larousse


Benzer Konular

28 Kasım 2011 / Misafir Soru-Cevap
22 Ocak 2015 / muhammed alkan Soru-Cevap
28 Aralık 2015 / Misafir Taslak Konular
11 Mart 2012 / İmanagelenadam Soru-Cevap