Arama

Kalem Nedir?

Güncelleme: 13 Şubat 2016 Gösterim: 12.362 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Aralık 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kalem
isim Arapça ®alem
Sponsorlu Bağlantılar

1 . Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç:
"Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir."-
F. R. Atay.

2 .
Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer:
"Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör herifin istifasını kaybetti."-
M. Ş. Esendal.
3 .
Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç:
"Taşçı kalemi."- .
"Oymacı kalemi."- .
4 .
Çeşit, tür:
"Üç kalem erzak."- .
"Beş kalem ilaç."- .
5 .
mecaz Bazı deyimlerde yazı:
"Kaleme almak."- .
"Kaleme gelmemek."- .
6 .
mecaz Yazar:
"Edebiyatımızın usta kalemlerinden..."- .

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kalem açmak, (üstüne) kalem çekmek, kaleme almak, kaleme gelmek, kaleme, (veya kaleme kâğıda) sarılmak, kaleminden çıkmak, kaleminden kan damlamak, (herhangi bir nitelikte) kalemi olmak, kalemiyle yaşamak, (veya geçinmek) kalem oynatmak ,

Birleşik Sözler
kalem açacağı, kalem aşısı, kalem beyi, kalem efendisi, kalem erbabı, kalem işi, kalem kaşlı, kalem kavgası, kalem kömürü, kalem kulaklı, kalem kutusu, kalem parmaklı, kalem pil, kalem sahibi, kalem şuarası, kalemtıraş, bir kalem, ceffelkalem, çalakalem, dolma kalem, kamış kalem, kara kalem, kömür kalem, kurşun kalem, sabit kalem, tükenmez kalem, bacakkalemi, boya kalemi, çamur kalemi, çelik kalemi, divan kalemi, dudak kalemi, faz kalemi, harcama kalemi, heykelci kalemi, kalafat kalemi, kontrol kalemi, kopya kalemi, nüfus kalemi
X-Sözlük Konusu: ne demek anlamı tanımı.
woltka1001 - avatarı
woltka1001
Ziyaretçi
3 Mart 2012       Mesaj #2
woltka1001 - avatarı
Ziyaretçi
Kalem, kâğıt üzerine yazı veya çizim için kullanılan araçtır.
Kurşun kalem olarak anılan kalemlerin yazar malzemesi, genellikle grafitten (karbonla karıştırılmış kil) oluşur, etrafında da ahşap bulunur. Diğer bir kalem türü ise, mürekkepli kalem olup, binlerce yıldır kullanılmaktadır. Kurşun kalemler sadece 18. yüzyıl'dan beri vardır .
Sponsorlu Bağlantılar
Kalemlerin şekil, renk, biçim, tür, kulanldığı yer gibi birçok tasnifi olmakla beraber "dolma kalem, tükenmez kalem, uçlu(versatil) kalem, boyama kalemi ve çizim kalemi gibi genel adlandırmaları da vardır.
Kalem, tarihte antik Mısırlılar ve Romalılar tarafından kullanılmıştır. Kalem kelimesinin Latincesi pencillus, küçük kuyruk anlamına gelir. Almanca Bleistift, kelimenin tam anlamıyla "kurşun kalem" anlamına gelir.Kalem kelimesi Türkçe'ye Arapça'dan geçmiştir. Yunanca kamış anlamına gelen "kalamos" kelimesinin Arapça'da kalem şekline dönüştüğü düşünülmektedir.



Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KALEM a. (yun. kalamos, kamış’tan ar. Iralem).
1. Yazmaya, resim çizmeye yarayan, çeşitli biçimlerde gereç.
2. Yontmaya yarayan ucu sivri ve keskin araç: Taşçı kalemi.
3. Aşı yapmak için ağaçtan kesilerek hazırlanan ince çubuk: Kalem aşısı yapmak.
4. Bir listede yazılı olan şeylerin her biri; çeşit: iki kalem ilaç. Beş kalem eşya satıldı.
5. Kimi deyimlerde, yazma biçimi, üslup; yazma uğraşı; yazarlık: Kalemi güçlü bir şair. Kaleme almak. Kaleme geçirmek. Kalemiyle geçinmek. Böyle bir yazı ancak onun kafe- minden çıkar.
6. Ed. Yazar: Zamanının en iyi kalemlerinden biridir. Usta bir kalem şöyle diyor.
7. Kur. tar. OsmanlI devleti resmi kurumlarında bürokratik işlemlerin yürütüldüğü bölümlere verilen genel ad. (En önemli kalemler Divanı hümayun, Hazinei amire ve Defterhanei hakani kalemleriydi.)
8. Kalem açacağı, KALEMTi- RAŞ'ın eşanlamlısı. || Kalem açmak, kurşunkalem türünden olan kalemlerin uçlarını yontarak yazacak duruma getirmek. || (Bir şeyin üstüne) kalem çekmek, bir şeyin gereksiz ve geçersiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek. || Kalem efendisi, kalemde çalışan kimse; yazman, kâtip (esk.); elinden yazı çizidembaşka bir iş gelmeyen kimse. || Kalem eri, güzel ve etkili yazı yazarvyaşamını yazıyla sağlayan kimse. || Kalem kaşlı, kaşı ince ve düzgün olan. || Kalem kavgası, yazılı tartışma, polemik. II Kalem kömürü, iyi cins mangal kömürü. I Kalem kulaklı, kulakları dik ve düzgün olan at, geyik vb. için kullanılır. || Kalem kutusu, içine kalem konulan kutu; kalemlik. || Kalem oynatmak, yazı yazmak; bir yazıyı değiştirerek düzeltmek; yazılı bir belge üzerinde gizlice değişiklik yapmak. || Kalem parmaklı, parmakları ince, uzun ve düzgün olan. || Kalem sahibi, iyi ve güzel yazı yazan. || Kalem sapı, ucundaki özel yere uç takılarak mürekkeple yazı yazılan çubuk biçimindeki araç. || Kalem ucu, mürekkeple yazı yazmak için sapa takılan madeni parça. || (Bir şeyi) kaleme almak, onu yazıya dökmek, yazıyla anlatmak; yazmak. || Kaleme gelir, anlatılabilir- liği ya da yazılabilirliği olan anlamında söylenir: Bir yığın şey söylüyor, ama kaleme gelir gibi değil. || Kaleme gelmemek, yazılabilirle ya da anlatılabilme niteliği taşımamak. || Kaleme (kâğıda) sarılmak, vakit geçirmeden yazmaya başlamak. || Kaleminden kan damlamak, güzel ve etkili yazı yazabilme gücü bulunmak: Öyle çok okumuş değildi, ama kaleminden kan damlardı. || Kaleminin ucuna nasıl gelirse, rasgele, uzun uzadıya düşünmeden. II Dolma kalem - DOLMAKALEM. || Kamış kalem, kalem biçiminde yontulan ve Antikçağ’da papirüs ve parşömen üzerine yazmaya yarayan kamış. || Kara kalem KARAKALEM. || Kurşun kalem - KURŞUNKALEM. || Tükenmez kalem - TÜKENMEZ- KALEM.

—Esk. Kalem erbabı, ehl-i kalem, erbab -ı kalem, yazar. || Kalemdan — KALEMDAN. || Kalemgir - KALEMGİR. || Kalem-keş, kalem çeken; yazı yazan; yazıda düzeltme yapan. || Kalem perdaht etmek, kalemi açmak, yontmak. || Kalem-zede, kaleme alınmış, yazılmış..|| Kalem-zen, yazan. || Kalem -i mahsus, özel kalem. || Kalem-i sülüs, sülüs yazıyı yazmak için yapılmış özel bir kalem türü.

—Al. tak. Yuvarlak form kalemi, işlenen malzemeye içbükey bir biçim vermeye yarayan yuvarlak uçlu takım.

—Bilş. Optik kalem, IŞIK KALEMİ’nin eşanlamlısı.4

—Ed. Kalem şuarası, dil, anlatım, hatta vezin bakımından divan şiirinden etkilenen, bazıları saz da çalmayan, okur yazar halk şairlerine verilen ad.

—El sant. Yazmacılıkta kumaş üzerine desen yapmaya ve boyamaya yarayan fırça ya da kamış. || Kalem işi, kumaşı fırça yardımıyla elle boyayarak desenlendirme tekniği. || Kalem işi yazma, üzeri fırça yardımıyla elle desenlendirilmiş ve boyanmış yazma. (Bk. ansikl. böl.)

—Elektroakust. Oyma kalemi, ses kaydında bir plağa izleri oymaya yarayan ve kazıyıcı bir uç taşıyan alet.

—Grav. Kazıma kalemi, ucu pahlı kesilmiş çelik bir çubuk ve bir saptan oluşan, bir elle tutulup öbür elin avuç içiyle levha üzerinde iterek kullanılan gravürcü aleti. || Kazıma ve parlatma kalemi, gravürcünün, maden levhasındaki çapakları almakta, gereksiz kazımaları ya da düzgün olmayan bölümleri düzleştirmekte kullandığı çelik alet. || Oluklu kalem, ağaç ya da linolyum üzerine gravürde zemini boşaltmaya yarayan alet.

—Güz. sant. iki kalemli desen, bir kara kalem ve bir beyaz kalemle, ya da bir san- ginle, genellikle renkli kâğıt üzerine yapılan desen. || Renkli kalem, ucu doğal ya da yapay olarak renkli bir maddeden yapılan kalem. || Sabit kalem, kuruyken gri, suyla ıslatılınca mor yazan kalem. (Grafit ve arap zamkından yapılan, anilinle renklendirilen bu kalem, kopya işlemlerinde kullanılır.) || Seramik kalemi, mat cam, porselen ya da verniklenmemiş emay -seramik üzerine desen çizmekte kullanılan bir tür pastel. || Taşbaskı kalemi, taş- baskı üzerinde çalışmak için kullanılan, sabun, balmumu, içyağı ve kurumdan yapılmış kalem. || Yağlı kalem, düz ve parlak bir yüzey (cam, plastik, vb.) üzerinde çalışabilmeyi sağlayan yağlı uçlu kalem Üç kalemli desen, genellikle renkli kâğıt üzerine bir kara kalem, bir sangin ve bir de beyaz tebeşir çubuğuyla çizilen desen. (Bk. ansikl. böl.)

—Hat. Kalem ya da kamış kalem, ucu yontularak yazmaya elverişli duruma getirilen kamış. (Bk. ansikl. böl.) || Arap harfleriyle yazılan yazi türlerinin her biri (nesih kalemi, sülüs kalemi gibi). || Bir hattatın kendine özgü yazış üslubu. || Kalem açmak, kamış kalemin ucunu yazabilecek duruma getirmek. (Bk. ansikl. böl.) || Kalem sırçası, kamış kalemlerin üzerindeki parlak tabaka. (Kalem açıldıktan sonra mürekkebi iyi çekebilmesi için önce küllü bir bezle bu tabaka silinir.) || Kalem tepsisi, kalemlerin konduğu ince, uzun tepsi. (Ahşaptan, altın ve gümüşten yapılmış değerli örnekleri vardır.) || Kalem yastığı, MAKTA'nın eşanlamlısı.

—Huk. Mahkeme kalemi, mahkemelerin yazı işlerini yürüten daire. (Mahkeme başkâtibi [yazı işleri müdürü), zabıt kâtibi ve dosya memurlarından oluşur. Mahkeme kalemi, yargıcın emri altında çalışır.)

—İkt. tar. Kalem zeametleri, OsmanlIlar’ da kâtiplere verilen zeamet. (Memurlara hâzineden maaş verilmediği için kendile- line zeamet verilirdi.)

—isi. Allah'ın ezelde insanların alınyazılarının (kaderlerinin) nasıl olacağını bildirdiğine inanılan araç.

—İşlem. Plaket kalemi, takımın çalışan bölümünü oluşturan plaketin ya da plaketlerin yerleştirilmesi için bir ya da birçok yuva içeren kesme takımı gövdesi.

—Kozmet. Boyarmadde ağırlıklı ince, uzun makyaj çubuğu; göz ve kaşların makyajı ile dudakların kenarına çizgi çekmede kullanılır.

—Kuyumc. Kuyumcu kalemi, kuyumculukta taş mıhlama, işleme, oyma işlemlerinde kullanılan alet (düz kalem, oyma kalemi, havşa kalemi, setina kalemi gibi türleri vardır.) || Küçük kalem, altın ya da gümüş parça üstünde çekiç yardımıyla çeşitli süsler yapmakta^ullanılan, ucu içbükey ya da dışbükey yarıdaire, yıldız, vb. biçiminde çelik kalem.

—Mak. san. Oluklu kalem, kesici ucu yuvarlak iç kesimleri işlemeye yarayan torna kalemi.

—Marangl. Ağaç işlerinde zıvana yuvası, diş boşluğu ya da kanal boşaltmada kullanılan ve çelik bir lamayla bir saptan oluşan kesici alet. (Bk. ansikl. böl.)

—Muhs. Bütçe maddelerinden her biri, bir hesabın taslı.

—Müc. Elmas tozu kullanılarak değerli taşları oymaya yarayan bakır çubuk.

—San. Bara kalemi, bara BiÇAĞi'nın eşanlamlısı.

—Seram. Kalem açmak, Kütahya çiniciliğinde, seramiklerin temizlenmesinde ve bezenmesinde kullanılan fırçanın hazırlanması sırasında, kılların suya batırılıp uçlarının istenen uzunlukta kesilmesi işlemi.

—Spor. Okun sap kısmı.

—Süslem. sant. Kalem çekmek, CETVEL ÇEKMEK'in eşanlamlısı. || Kalem fırça, TÜY KALEM’in eşanlamlısı. || Kalem işi, doğrudan doğruya duvarın taş yüzeyine, sıva üzerine ya da ahşaba renkli boyalarla fırça kullanılarak yapılan süsleme. (Bk. ansikl. böl.)

—Tarım. Kalem aşısı — AŞI.

—Tarönc. Üst Yontmataş dönemi taş endüstrisinde çok kullanılan, yanal bir façeta ve eğik, keskin bir uçtan oluşan araç. (Bir taş kütlesi, taş parçası ya da yassı düz bir taştan küçük ince levhalar kesilerek elde edilirdi.) || Küçük kalem, üzerinde bir çentik açılıp kırılan bir çakmak taşından ince bir levha koparılarak yapılan alet.

—Taşoc. Sivri kalem, MURÇ'un eşanlamlısı.

—Teknol. Tornalama işleminde talaş kaldırmak için kullanılan ve kesici kenarı işparçasının eksenine dik tutulan takım. (Eşanl. BIÇAK.)

♦ sıf. Kalem biçiminde olan: Kalem keski. Kalem ruj.

—Eczc. Kalem ilaç, küçük silindir biçiminde katı preparat. Etken maddelerin eritilip kalıba dökülmesiyle ya da yumuşak bir hamur katıldıktan ve karışım yuvarlak çubuk haline getirildikten sonra kurutularak elde edilir. (Kalemler, ilacı bir organın içine yerleştirmek [dölyatağı bujisi], deriye sürmek [mentollü ya da kâfurlu kalem] ya da yaraya sürmek [gümüş nitrat kalemi] amacıyla kullanılır.)

—Metalürj. Kalem maça, ortam basıncının bir kör besleyici özüne etki etmesini sağlayan geçirgen maça.

—Nük. müh. Kalem dozölçer, biçimi bir kalemi andıran dozölçer.

—ANSİKL. El sant. Kalem işi yazmalar en makbul yazma türüdür. Bugün artık yapılmamakta, geçmiş dönemlerden kalma örnekleri de giderek azalmaktadır. Kalem işi yazmada desen ilkin kâğıt üzerine çizilir. Kumaş gergefe gerilir ve desen altına yerleştirilerek kopya edilir. Deseni kumaşa geçirme yöntemlerinden biri de silkme yöntemidir Kâğıda çizilmiş desen, kontur- larından iğneyle sık sık delinir. Bu delikler üzerinden tülbentten yapılmış bir torba içine konmuş kömür tozu ya da toz boya hafif hafif tamponlanarak geçirilir. Böylece desen alta geçmiş olur. Fırça ile önce konturlar çizilir, daha sonra renkli kısımları boyanır. İstanbul’un Kandilli semtinde yapılan yazmalar, kalem işi yazmaların en güzel örneklerindendi.

—Hat. Eski Mısır kökenli bir yazı aracı olan kalemler, Batı’da XII. yy.'a kadar görülür. Hattatlarca kullanılan bu kalemler, genellikle Irak ve İran'dan gelen kamışlardan yapılırdı. Kalem yapılacak iyi bir kamışın serçeparmak kalınlığında, orta sertlikte, kızıl ya da beyaz renkte, düzgün ve sağlam damarlı olması gerekiyordu. Yazılacak yazıya göre çeşitli kalınlıkta kalemler vardı. Bunların cava" kalemi, hint" kalemi, celi" kalemi gibi türleri bulunuyordu. İslamlıkta kalem kutsal sayıldığından kimi hattatlar kalemlerin yongalarını saklardı. Hattatlar arasında kalem kullanışlarına göre ad alanlar da vardı (Siminkalem, Aheninkalem, Zerrinkalem).

Kalem açmak, hüner gerektiren bir işti. Önce kamış iki boğum yerinin üzerinden kesilir; sol avucun içinde başparmağın ayasına doğru yatırılarak kalemtıraşla eğik olarak yontulurdu. Sivrice uç bölümü tıraş edilerek düzeltilirdi. Yassı ve dil gibi uzamış ucu yazılacak yazının kalınlığına göre inceltilirdi. Maktanın üzerinde, ucun ortasına dikine bir yarık açılır ve maktanın yuvasına oturan kalemin üstüne sol elin başarmağıyla sıkıca bastırılarak inceltilmiş uç eğikçe kesilirdi.

—isi. “Kalem” sözcüğü Kuranda iki defa tekil, iki defa da çoğul (aklâm) olarak geçer. Kalem adı ile anılan surenin ilk ayetinde değerinden ötürü kalem üzerine ant içilir. Alâk (ikra) suresinin başında "Allah kalem ile öğretti, insana bilmediğini öğretti” denilir ve böylece kalem kullanabilme, Allah’ın insana en büyük lütuflarından sayılır.

—Marangl. Marangoz kalemi, çelik bir lamayla bir saptan oluşur. Lamanın kesici ağzı gördüğü işlere göre çeşitli biçimler alır (düz, oluklu, kavisli);,kenarlar, pahlı ya da düz olabilir. Pahlı lama, kalemin dar açılı iç köşelere kolayca girmesini sağlar. Sap, kalemi tutmaya ve elle ya da bir vurma aletiyle (tokmak) kuvvet uygulamaya yarar. Sert ağaçtan, plastikten ya da metal alaşımdan yapılan saplar vardır.
Başlıca kalem türleri şunlardır: düz kalemler, diş ve kanal boşaltmada, alıştırmada, kenar temizlemede kullanılır ve kesici ağızları düzdür; delik kalemleri, delik açmaya yarayan kalın lamalı kalemlerdir; oluklu kalemler'den çeşitli olukları açmada, delik içi gibi eğik yüzeyleri yontmada ya da tıraşlamada yararlanılır, lamaları kavislidir; oyma kalemleri oyma, şekillendirme ve alıştırma işlemlerinde kullanılır; çok değişik ağız biçimleri vardır (düz ağızlı, eğik ağızlı, düz oluklu, düz üçgen ağızlı vb.); cermen menteşe kalemi, cermen menteşe yuvası açmaya yarar; sürgü kalemi'yle sürgü ve kilit dillerinin karşılıkları açılır.

—Süslem. sant. Freskten farklı olarak kalem işleri kuru sıva üzerine uygulandığından daha yüzeysel kalır. Anadolu türk sanatının başlangıç dönemlerinden kalma kalem işleri, daha çok taş üzerine kırmızı renklerden oluşur. Tonoz, kubbe vb. örtü düzenlerinde günümüze ulaşan örnekler arasında Divriği Ulu camisi ve darüşşifa- sı belirtilebilir. Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminde bezemeler daha zenginleşti (Beyşehir Eşrefoğlu camisi, Afyonkarahisar Ulu camisi, Sivrihisar Ulu camisi, Kastamonu Kasaba köyü camisi). Erken osmanlı dönemi kalem işleri arasında Bursa Yeşil cami, İznik Kırgızlar türbesi, Edirne Muradiye ve Üçşerefeli camileri belirtilebilir. Klasik ve daha sonraki dönemlerin kalem işleri ise onarımlarla özgünlüklerini yitirmiştir. Edirne’deki Sejimiye camisi’nin büyük kemerlerindeki, Üsküdar Yenivalide camisi ve Çinili cami'deki özgün kalem işleri onarımlar sırasında ortaya çıkarıldı. Topkapı sarayı’nın hârem bölümünde de özgünlüğünü korumuş örnekler vardır. Ahşap üzerine yapılmış kalem işleri kubbelerde ya da mahfil tavanların
da, evlerin ahşap bölümlerinde görülür. Bunlar rumi, hatayi motifli, geç dönemlerdeyse barok ve rokoko üslubundadır (Topkapı Takkeciibrahimağa camisi, Üsküdar Atikvalidesultan külliyesi camisi müezzin mahfili).
Kalem, ikinci meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde çeşitli illerde yayımlanan bazı dergi ve gazetelerin adı. Bunlardan haftalık bir mizah dergisi olan ilki Salah Gimcoz ve Celal Esat (Arseven) tarafından yarısı türkçe, yarısı fransızca olmak üzere 3 ağustos 1908 - 29 mayıs 1911 tarihleri arasında 130 sayı yayımlandı. Yazarları arasında Mithat Cemal (Kuntay), Cenap Şahabettin, Süleyman Nazif, Ahmet Rasim, Refik Halit (Karay), Hüseyin Suat (Yalçın) vb. adlar yer alıyordu, ilk türk karikatür sanatçısı Cemil Cem'in çizgileri de bu dergide yayımlandı.

— Hüseyin Suat, Kemal Salih (Sel) ve ressam Vahidettin tarafından İstanbul'da çıkarılan dergi birkaç sayı sonra kapandı.

— imtiyaz sahibinin ilyas Sınai, yazı işleri müdürünün Mustafa Nihat Ûzön olduğu aylık edebiyat ve sanat dergisi. 15 mart 1938 - 1 haziran 1939 arasında çıktı. Yazarları arasında Ahmet Kutsi Tecer, Rüştü Şardağ, Sadri Ertem, Suut Kemal Yetkin, Melahat Özgü, Haşan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç vb. bulunuyordu.

— Adana’da 1948-1950 yılları arasında yayımlanan aylık "milliyetçi fikir ve sanat dergisi” 15. sayıdan, Ankara'da 1958'de yayımlanan "siyaset, ilim ve sanat gazetesi”de 5. sayıdan sonra kapandılar.


Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
13 Şubat 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
kalem ingilizcesi

1. pencil.
2. pen.
3. chisel; gouge.
4. office handling the paperwork for a governmental department.
5. item, entry (in a register, account).
6. sort, kind.
7. scion, slip.
8. shaft (of an arrow).
9. writing, the act of writing.
10. slang penis, cock, dick.

– açmak
1. to sharpen a pencil.
2. to point a reed (for use as a pen).

–e almak /ý/ to write out, draw up, put down on paper.
– çekmek /a/ to cross out.
–inden çýkma written by.
–inden çýkmak to be written by.
– darbesi stroke of the pen.
– efendisi formerly official employed in a government office, Ottoman bureaucrat.
– gezdirmek /üzerinde/ to revise, edit.

– iþi
1. hand-drawn.
2. hand-carved.

–inden kan damlamak colloq. to write effectively and movingly; to write things that bring tears to the eyes.
– kaþlý with thin, finely shaped eyebrows.
– kulaklý animal with long, pointed ears.
– kutusu pencil box.
–i kuvvetli (someone) who writes well.

– oynatmak
1. to write.
2. /üzerinde/ to correct, edit.
3. /üzerinde/ to spoil (a piece of writing) by alteration.

– parmaklý with long, tapering fingers.
– sahibi (someone) who writes well.
– sapý penholder (for a nib).
–e sarýlmak to take pen in hand, take up one´s pen.
– savaþý war of words.
– ucu nib, penpoint.
–iyle yaþamak to live by one´s pen, make a living by writing.

– yontmak
1. to sharpen a pencil.
2. to point a reed pen.

– yürütmek to write.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

30 Ağustos 2015 / SEDEPH Genel Galeri
29 Nisan 2014 / ThinkerBeLL Mühendislik Bilimleri
7 Eylül 2008 / tknmzklm Taslak Konular
6 Mart 2010 / _KleopatrA_ X-Sözlük
1 Ocak 2013 / Misafir Taslak Konular