NAZİK sıf. (fars. nazik).
1. Çevresindekilere ya da karşısındakine kibar, saygılı davranan, onları kırmamaya özen gösteren kimse için kullanılır: Bana karşı herza-' man çok nazikti. Böylesine nazik bir insanla çalışmak büyük zevk.
2. Bir kirm senin bu niteliği gösteren tutum ve davranışı için kullanılır (genellikle nezaket cümlelerinde): Nazik mektubunuz için teşekkür ederim. Nazik bir davet, sevinerek kabul ediyorum.
3. ince yapılı, narin, zarif: Kolları arasına aldığı nazik bedenini incitmekten korkarak sıktı. Nazik eller.
4. Dikkat ve özen gösterilmesini gerektiren şey için kullanılır; Nazik bir araçtır, çabuk bozulabilir. Nazik bir iş, savsaklamaya gelmez. Nazik bir görev.
5. Gerekli önlemler alınmazsa kötüleşebilecek bir durum için kullanılır; kritik: Nazik bir durum. Nazik bir dönemden geçmek.
6. Çok naziksiniz, yaptığı ya da yapmayı kabul ettiği bir şeyden dolayı bir kimseye teşekkür etmek için kullanılan kalıp nezaket sözü.
—Esk. Nazik-beden, nazik-vücud, ince, narin bedenli. || Nazik-eda, davranışları saygılı, terbiyeli olan. || Nazik-endam, vücudu güzel, ölçülü olan. || Nazik-güzin, nazik-ter, aşırı nazik olan. || Nazik-hayalan, Tanrı'nın yarattıklarını düşünenler, şairler, filozoflar. || Nazik-hulk, nazik-mizaç, yaradılış bakımından, huyca nazik olan. || Nazik-ten, yapısı güzel, ölçülü olan. || Nazik-terin, çok nazik.
—Bahç. Yetiştirildikleri yerlerin hava değişikliklerine dayanamayan bitkiler için söylenir.
—Dökme. Nazik tayyar - ELMEĞE.
♦ be. Nazik, kibar, ince bir biçimde: Benimle çok nazik konuştu.
Kaynak: Büyük Larousse