LEVHA a. (ar. levha).
1. Herhangi bir malzemeden yapılmış, kalınlığı değişen yassı ürün.
2. Bir yere asılmak üzere yapılan ve üzerinde bir yazı bulunan metalden, taştan, kâğıttan vb. plaka: Duvarda sureler yazılı bir levha asılıydı. Sokak levhalarına bakmak. Kapıya "Bugün kapalıyız" diye bir levha asmışlar.
3. Tablo resim.
4. Tabela.
5. Manzara, görünüm: Baba oğulun kucaklaşması oldukça kederli bir levha oluşturmuştu.
—Esk. Levha yı mutahhar, tertemiz kâğıt; kirlenmemiş hafıza: "Ta çocuklukta mâhı gufranın / şöyle bir levha-i mutahharda /bana manzür olurdu timsâli" (Tevfik Fikret). || Levha-yı nuhuset, uğursuzluk levhası. || levha-yı zihayat, canlı tablo; "Hayatının bu hatıraları birer levha-yı zihayat gibi fikrinde yaşamakta idi" (H. Z. Uşaklı- Qil)
—Aydınlt. Elektroışıl levha, elektroışıldamayla ışık üreten yassı ışık kaynağı. (Aslında ışıklı bir kondansatör [Destriau etkisi] olan elektroışıldar bir levha, metal, cam ya da plastikten bir taşıyıcı, yansıtıcı ve elektrik iletkeni bir katman, bir flüorışıl maddeler katmanı, iletken saydam bir katman ve bir iletken vernik katmanından oluşur. Levha, gerilim ve besleme frekansıyla orantılı olarak artan görece düşük bir ışıltı verir.)
—Denize. Levha omurgası, bir geminin ana öğesini oluşturan ve teknenin altında boy ekseni doğrultusunda uzanan ağaç ya da çelik omurga. (Günümüzde metal gemilerde, kaplama saclarına göre daha kalın olan sac levhaların birbirine eklenmesiyle oluşturulur.)
—Din. Musa levhaları, Kutsal Kitap’a göre Musa'nın Sina dağında Tanrı'dan aldığı iki taş levhaya verilen ad. Yasanın on emri bu levhalarda yazılıydı.
—Dy. Mesafe tayin levhası, hat boyunca yerleştirilen ve makiniste kolayca seçilemeyecek bir işaretle karşılaşacağını bildiren, dik, dar ve uzun levha. (Ardışık olarak işaretin 300, 200 ve 100 m önüne yerleştirilen ve beyaz zemin üzerine sırasıyla, 3,2,1 eğik siyah şeritten oluşan bu levhalardan üç tane bulunur.)
—Elektron. Bir elektron tüpünün anotuna verilen ad. || Mikrokanal levhası, ışılçoğaltıcı olarak çalışan çok büyük sayıda çok ince (yaklaşık 40 um) kanalın yan yana getirilmesiyle oluşturulan ve görüntü yeğinleştiricileri yapmaya olanak veren op- tikelektronik düzenek. || Saptırma levhası, katot tüplerinde bir elektrik alanının etkisiyle elektron demetini saptırmaya yarayan elektrot.
—Elektrotekn. Akümülatör levhası, bir akümülatörde, levhanın pozitif ya da negatif olmasına göre yapışı farklılık gösteren bir etkin madde hamuru taşıyan eylemsiz bir çerçeveden oluşmuş elektrotların her biri.
—Geom. ve Fiarıekan. |R2 nin karelenir bir tıkız kümesi olan (düzlem levha) ya da İR3 ün bir yüzey parçası olan (uzay levha), üzerinde bir kütle dağılımı tanımlanabilen maddesel sistem.
—Havc. Borda levhası, bir uçakta pilotun önünde, pilot mahallinin ön camı üzerinde bulunan ve içine başlıca borda aygıtlarının (yapay ufuk, yükseltiölçer, badin hızölçeri, puşula, motorların devir sayısı ve sıcaklık göstergeleri, yakıt deposu göstergeleri, meteoroloji radarı vb.) kadranları ya da katot ışınlı ekranları yerleştirilen levha. (Bk. ansikl. böl.)
—İda. huk. Kimi meslek kuruluşlarında, üyelerin adlarının yazıldığı liste.
—İnş. Kaplama olarak kullanılan büyük metal (kurşun, çinko vb.) plaka. (Eskiden sütun kasnakları arasına da kurşun levhalar yerleştirilir, böylece basıncın dağılması sağlanarak taşın çatlaması önlenirdi.) || Ekleme levhası, çinko çatı örtülerinde bindirmelikleri birleştirmeye yarayan çinko şerit. || Kaplama levhası, özellikle sanayi yapılarında dış duvarları ya da iskeleti kaplamada kullanılan, serbest genleşmeli, düşey ve ince, koruyucu levha.
—Jeomorfol. Rüzgâr levhası, topaklaşmış ve tıkız kar kabuğu; yağdığı yerde kalan toz haldeki karın üstünde oluşur ve yerinden kopması bir çığa yol açar.
—Marangl. Büyük boyutlu ince plaka: örneğin yonga levha, Uf levha, formika levha. || Küçük boyutlu ince parçalan birleştirerek elde edilen büyük tabla. || Levha yapma, bir çatma ya da çerçevede, küçük tahtaları birleştirerek bir levha elde etmek işlemi.
—Matbaac. Bir kitapta bir sayfanın tamamını ya da büyük bir bölümünü kaplayan, aynı konuya ilişkin resimlemeler bütünü. || Bazı konuların, sistemli olarak, bir göz atışta tamamı görülebilecek biçimde sunulduğu tablo (soykütüğü levhası, kronolojik levha).
—Metalürj. Kurşun levha, kurşunun had- delenmesiyle elde edilen düz ürün.
—Ormanc. Kabuk levha, sanayide kullanılmak üzere büyük parçalar halinde çıkarılan ağaç kabuğu. || Lif levhası, sulu bir ortamda ya da kuru yöntemle birleştirilerek biçimlendirilmiş lif demetlerinden oluşan odun-selüloz levhası. (Bk. ansikl. böl.) || Parke levhası, levhalardan oluşan bir parkenin orta bölümünü oluşturan tahta yaprak. || Tanecikli levha, genellikle sentetik bir yapıştırıcı ile birleştirilmiş parçacıklardan oluşan odun-selüloz levhası. (Bk. ansikl. böl.)
—Polim. Kalınlığı 2 mm'den daha fazla olan düz plastik plakaya uzlaşımsal olarak verilen ad.
—Sil. Dipçik taban levhası, bir ateşli silahın dipçiğini sağlamlaştırmak ve korumak için dipçiğin tabanına takılan,metal levha. || Zırh levhası, askeri malzemelerin, gemilerin zırhlarında kullanılan metal parça.
—Yerbil. İnce levha, İNCE KESİTin eşanlamlısı. || (Taşküre) levhası, taşküre kalınlığında (yaklaşık 100 km), mekanik olarak bükülmez davranış gösteren küresel bir takke biçiminde, toplu ölçekte yapısal birim. (Sismik olarak tanımlanan levha sınırlarının [sismik çizgiler] üç ana tipi vardır: rifler düzeyinde ıraksak sınır [okydhus sırtları ve kıtaiçi riftlerin yığışımından doğan yayılma kuşakları]; okyanus çukurlan düzeyinde yakınsak sınır [etkin kıta kenarları ya da ada yaylarının dalma-batma kuşakları]; dönüşüm kuşakları düzeyinde ötelenme sınırı. Üç levhanın birleşme yeri üçlü bir nokta oluşturur. Levhalar tektoniğine göre Yer küre bugün, altı ana levhaya ayrılmıştır: Avrasya levhası, Afrika levhası, Amerika levhası, Antarktika levhası, kuzeyde Himalaya sıradağıyla sınırlanan Hindistan levhası ve Büyük Okyanus levhası. Bu ana levhalardan başka, belli sayıda mikrolevha da vardır [Adriya, Ege, Arabistan, Karayib vb.].)
—Zool. Başka organlara bağlı olmayan ya da bir bütünün bir bölümünü oluşturan her çeşit düz yapı. (Kemiksiz levha, deri levhası, vb.) || Ambulakrum levhası, deri- sidikenlilerde ambulakrum olukçuğunu çevreleyen deri kökenli iskelet parçası. || Dip levhası, derisidikenlilerin disklerinde bulunan deri kökenli iskelet bölümü. || Diş levhası, çeşitli balıklarda (vatoz, denizkedisi, ciğerlibalıklar vb.) dişlerin kaynaşmasıyla oluşmuş, avları (örneğin yumuşak çalar) öğütmeye yarayan yapı. || Karın levhası,
1. omurgalılarda şeritlere ayrılarak solom boşluğunu oluşturan mezodermin karın bölümü;
2. kaplumbağa bağasının karnı koruyan bölümü. || Kuluçka levhası, kuşlarda oldukça damarlı ve tüysüz karın bölgesi. (Kuluçka döneminde yumurtaları örterek olgunlaşmalarını sağlar.) || Sinir levhası, omurgalılarda sırt ipiyle karşılaşınca kalınlaşan ve sırt ipiyle birlikte sinir sistemini oluşturan üstderi parçası.
—ANSİKL. Havc. Borda levhası, pilotun değişik rakamları ve simgeleri bir araya getirerek, gereksinim duyduğu bilgileri istediği an görüntülendirdiği sayısal göstergelerin ve renkli katot ışınlı ekranların ortaya çıkmasıyla, son yıllarda önemli bir gelişme gösterdi, ileri düzeyde yapılan ergonomi çalışmaları, yorulmayı sınırlamak için bilgilerin daha basit ve daha homojen bir biçimde sunulmasını sağladı. Genel eğilim, kadran sayısını azaltarak katot ışınlı ekran kullanımına gidilmesi yönündedir.
Kaynak: Büyük Larousse