GÜVERCİN BAKIMININ ESASLARI
1. Mutlaka standartlara uygun kümes veya kümesler.
2. Temizlik ve hijyen
3. Sağlıklı damızlık
4. Finansman
5. Zaman
6. Sportmenlik
1. Kümes
Kümes deyince aklımıza gelen konu; güvercinlerimizin rahat edebileceği, sağlık koşullarına uygun ,yaşamları süresince barınabilecekleri güvercin evlerinden söz ediyorum. Kümesleri, bahçe kümesleri ,tavan arası kümesleri ve teras kümesleri olarak sınıflandırabiliriz. Kümeslerimizin cephesini , şayet şeçeneğimiz varsa rüzgarın daha ılık estiği, sabah güneşini ve gün boyu güneş ışınlarını alabilen doğu veya güney doğu yönlerine kurarsak kuşlarımızın güneş ışınlarından azami derecede faydalanmalarını sağlarız. Böylece sabahın erken saatlerinde kümesin içersindekihavanında ılıklaşmasını sağlarız. Kümeslerin çok lüks olması önemli değildir ancak ihtiyaçlara cevap vermesi çok önemlidir. Bahçe kümeslerini ve terasta inşa edeceğimiz kümesleri yerden 45cm gibi yüksekliğe kaldırırsak, kümesin altında oluşacak hava sirkülasyonu sayesinde kümes tabanının daima kuru kalmasını sağlarız. İyi bir kümeste dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümesin tabanının sürekli olarak kuru kalmasını sağlayan ve kuşlarımızda üst solunum problemleri yaratmayan havalandırma sistemlerinin bulunmasıdır. Bunun için belli zaman dilimlerinde devreye sokacağımız (kuşları yemleme zamanı gibi ) elektrikle çalışan havalandırma sistemlerini tercih edebileceğimiz gibi doğal havalandırma sistemlerini de oluşturabiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümes içersinde kuşlarımızı cereyana maruz bırakmamaktır. Bu nedenle kümeslerde tek cepheden, tercihen kümeslerin ön yüzünde alttan açılacak havalandırma delikleri ile kümesin içersine temiz hava girmesini sağlarız. Tavandan açacağımız havalandırma bacaları ile de kümesteki istenmeyen kötü hava ve kokuların dışarıya çıkmasını sağlarız. Böylece kuşlarımızı hava akımlarına (cereyan) maruz bırakmaksızın kümeslerimizin hava sirkülasyonunu sağlarız.
Ayrıca kümeslerde kuşlarımızın yuva ölçülerini ve şekillerini belli standartlara göre dizayn edersek hem kuşlarımız rahat eder hem de yuva temizliğinde bizler rahat ederiz. Standartlara uygun yuvadan kastım; bir çift kuşun yaşamlarını sürdürebileceği, rahatlıkla eşleşip yavrularını büyütebilecekleri, kolay temizlenebilmesi için altında tercihen yuva ızgarası olan, içersinde 2 adet yumurtalık konulabilen, önleri gerektiğinde kapatılabilmesi için yuva önü bulunan, yetiştirdiğimiz kuşların fiziki yapılarına uygun ölçülerdeki yuvaları kastediyorum. Bu yuvaların ölçüleri kişisel olarak değisse de, normal ölçüler 40x60x40 veya 40X70X40 gibidir. Konuyu biraz açmak gerekirse ideal bir yuva 40 cm derinlik, 60 cm genişlik, 40 cm yüksekliktedir. Bu standartlara sahip bir yuvada bir çift kuş, konulacak 2 adet yumurtalık sayesinde aynı anda bir çift yavru büyütürken, bir çiftte yumurtaya yatabilir. Yuva önleri sayesinde ise kuşlarımızı yuva içersine kapatıp, burada eşleştirerek, yemini ve suyunu burada vererek doğacak yavruların istediğimiz çiftlere ait olduğundan emin olabiliriz. Ayrıca yuva önlerine takacağımız mamalıklara yem koyarak, hem yavruya bakan çiftlere yardımcı olabiliriz, hem de yavruların ebeveyinlerine bakarak çabucak yem yemeyi öğrenmelerini sağlarız. Yuva altı ızgaraları ise kuşlarımızın dışkılarıyla temasını kestiği için yemin dışkı ile bulaşması sonucu oluşabilecek olan enfeksiyonların önlenmesinde rol oynayan çok önemli faktörlerden biridir. Ayrıca haftada bir kez bu ızgaraları kaldırmak suretiyle yuvalıkları kolayca temizleyebiliriz.
Kümeslerimizin tabanlarını günlük olarak temizlemiyorsak yere koyacağımız taban ızgaraları sayesinde kuşlarımızın dışkıları ile temasını keseriz. Kuşlar yerdeki dışkılara basmadığı için, bu dışkılar daha kısa sürede kuruyup, temizlik aşamasında ise daha kolay temizlenebilecektir. Kümeslerde kuşlarımızın suluklarını yerden takriben 50cm yükseklikteki sehpaların üstüne yerleştirirsek, içeride uçuşan tozların sulukları kirletmesini belli oranda önlemiş oluruz. Kuşlarımızın mutlaka hergün sularını değiştirip tazeleyelim. Böylece uzun süre suluklarda bayat su kalmayacağından suyun bakteri üretmesini de belli oranda önlemiş oluruz. Günlük verdiğimiz suyu direk çeşme suyu yerine, içersine bir miktar su dezenfektasyonu ilave ederek verirsek, sudan geçmesi muhtemel olan bazı enfeksiyonları önlemiş oluruz. Ayrıca kuşlarımıza yemlerini mutlaka temizlenip dezenfekte edilmiş bir zeminde veya yemliklerde vermeliyiz. Sanırım hiç kimse tuvalette yemeğini yemek istemez. Öyleyse bizlerde kuşlarımıza yemlerini özenle hazırlanmış yemliklerinde sunalım.Alacağımız bu basit tedbirlerle kuşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamış oluruz.
2. Temizlik ve hijyen
Temizlik ve hijyenik koşullar hastalıkların kolayca yayılmasını önleyeceğinden, mutlaka uygulanması gereken önemli tedbirlerdir.
Haftalık yapacağımız kümes temizliği, yerleri, yuvaları, yumurtalıkları, tünekleri ve kümeste kullanılan her türlü ekipmanı kapsamalıdır. Kümes temizliği birkaç aşamalıdır. Birinci aşamada kümesteki her yer ve ekipmanlar (yemlik, suluk vs ) temizlenmelidir. Bu periyotta mümkünse elektrik süpürgesi ile kümesteki her yerin küçük tozları alınır. İkinci periyotta ise bir kova içersine konulan bir miktar dezenfektasyon ilacı karıştırılmış ılık su ile bütün yüzeyler silinmek suretiyle, mikropların barınmasına uygun ortam yaratabilecek olan tozlar silinip temizlenir. Son olarak ta dezenfektasyon pompası ile püskürmek suretiyle kümesteki el girmeyen yerlerde dahil olmak üzere her yer dezenfekte edilir. Bu işleme alternatif olarak pürmüz ile yakmayı da deneyebilirsiniz.
Unutmamak gerekir ki yakma metodu da mikropların imha edilmesinde çok etkilidir. Ancak çok dikkatli olunmasını tavsiye ederim. Zira yangın çıkarabilirsiniz veya kendinize zarar verebilirsiniz.
3. Sağlıklı damızlık
Damızlık seçimimizi yaparken, kuşun gözle görülebilen ve aranılan vasıfları dışında ,sağlık barometrelerinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Zira sağlıklı yavrular ancak sağlıklı damızlıklardan gelir. Dikkat edilecek olursa doğada sadece en sağlıklı ve en güçlü hayvanlar hayatta kalır ve onlar sürünün damızlığını oluşturur. Bizlerde tabiata fazla aykırı davranmamalıyız. Çok çabuk hastalanan bir damızlık kuşun yavruları da aynı olacaktır.Fakat sağlıklı, her türlü koşullarda hayatta kalmayı başarabilen ve hastalıklara karşı ilaç kullanmaksızın direnç gösterebilen bir damızlık, daima dayanıklı bir soyun atası olacaktır. Bilemiyorum bizler belki de posta güvercini yetiştiricisi olduğumuz için ve bu kuşlar sportif amaçlı yetiştirildiklerinden bu konuda çok hassasiyet gösterebiliriz. Ancak başka ırkları da yetiştirmiş olsaydım, aynı düşüncelerle hareket ederdim.
4. Finansman
Kuş bakımı sanıldığı kadar çok basit ve ucuz olmayıp, mutlaka belli oranda finansmana ihtiyaç duyulmaktadır. Bunları belirtmemdeki neden şayet yeni bir arkadaşımız bu hobiye merak salarsa, kendini nelerin beklediğini bilmesi içindir. Bu harcamaları kısaca özetlemek gerekirse; başlangıçta kuş edinebilmek için bir miktar harcama yapılır. Daha sonra kuşun olağan harcamaları vardır.Yem, ilaç, aşı, vitamin, yem katkıları vs. gibi. Form ve Performans ırklarını besleyen arkadaşların harcamaları aşağı yukarı bunlarla biterken, Posta güvercinleri ile uğraşanları daha farklı harcamalar da beklemektedir. Örneğin yarışları tertipleyen organizatörlere yaptıkları harcamalardan dolayı ödenen kuş başı ücret, ayrıca kuşları yarışlara hazırlamak için kişisel arabalarınızla veya yarış arabasıyla yaptıracağınız antrenmanlara harcanan paralar vs. Yaklaşık 80 –100 adet posta güvercini besleyip yarıştıran bir kümesin senelik harcamaları ortalama 1000 $ civarındadır.Bu bakımdan posta güvercini ile profesyonel anlamda uğraşmayı düşünen yeni arkadaşların işin bu yönünü de göz önünde bulundurmalarını tavsiye ederim.
5. Zaman
Hangi ırkları yetiştiriyorsanız yetiştirin, mutlaka bakımı için belirli bir zamana ihtiyaç vardır. Bu zaman diliminde eğer hava müsaitse kuşlarımızı mutlaka dışarı çıkarıp havalandırmalıyız. Bütün günü kümeslerde kapalı olarak geçiren kuşların bu özgürlüğe herşeyden fazla ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Şayet posta güvercini yetiştiricisi ve yarışçısı iseniz size günde en az iki saat gerekiyor demektir. Sabahları 1 saat, akşamları da bir saat olmak üzere günde iki saat uçurtmak gerekiyor.
Başka türlü bu GÖKYÜZÜ SAVAŞÇILARINI formda tutamazsınız.
6. Sportmenlik
Her türlü yarış müsabakalarında olduğu gibi güvercin sporunda da yetiştiricinin diğer yetiştiricilere karşı sportmence davranması gerektiğine inanıyorum. Yetiştirici herşeyden önce başkalarının haklarına saygı gösteren, bilgi birikimini paylaşan, dürüst, birlikte aynı hobiyi paylaşan kişilerinde hobilerini yapmalarına imkan tanıyan, başkalarına ait kuşları yakaladığında, mümkünse sahibine iade etmeyi prensip edinmiş ve elindeki ile yetinmeyi bilen bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun gerçekleştirilebilmesi içinde mutlaka her yetiştirdiğimiz kuşumuza yıl ve isim markası takılmalıdır. Kuş alımlarında kuş sahibi, sattığı kuşla beraber kuşun markasının karşılığı olan kartını veya pedigresini vererek bir anlamda alıcıya kuşun nüfus kağıdına sahip olma imkanı tanımış olur. Sanırım bu tarzda uygulamalar ile hepimizin korkulu rüyası olan kuş HIRSIZLIĞININDA önüne belirli oranda geçmiş oluruz. Güvercin yetiştirmenin bir AMAÇ değil, bizleri birbirleriyle tanıştıran ve kaynaştıran bir ARAÇ olduğu düşüncesinin, hepimizin bu olaya bakış açısını değiştireceğini tahmin ediyorum. Ayrıca hasta kuşunu bir başka yetiştiriciye satmanın da gittiği yerde doğuracağı sonuçlar açısından son derece sportmenlik dışı bir davranış biçimi olduğunu ifade etmeliyim. Şayet kümesimizde herhangi bir hastalık varsa, bunu çevremizdeki kümeslerin sahiplerine bildirip tedbir almalarını sağlamakta herşeyden önce bir insanlık ve sportmenlik görevidir.
GÜVERCİNLERİN EŞE ATIMI
Bölgelere göre değişmekle beraber, kışı ayrı geçiren eşler genellikle şubat ayı içerisinde eşe atılırlar. İlk kez eş olacak güvercinlerin, eşe atılma tarihinden 1-2 hafta önce birbirlerine tanıtılmaları, yani yeterli büyüklükte boş bir bölmeye kapatılmaları, eşe atma tarihinde bu kuşların eş olmalarını kolaylaştırmaktadır.
Eşe atma tarihinden çok önce eş olacak kuşların belirlenmesi, eşsiz olanlara eş bulunması tamamlanmalıdır. Mümkünse tüm kuşlar aynı zamanda eşe atılmalıdırlar. Böylece, eşe atma tarihinden 8-12 gün sonra tüm çiftler yumurtlarlar. Yavru alınmayacak çiftlerin altına yumurta sürülmesi gerektiğinde, tüm kuşlar neredeyse aynı zamanda yumurtladıklarından hiç sorun yaratmaz. Yine yavrular yumurtlamadan 17 gün sonra toplu olarak çıkarlar. Anaçların yavru dönemine göre beslenmeleri sorunu da böylece çözülür.
GÜVERCİNLERİN BARINDIRILMALARI
Yurdumuzda güvercinler oldukça yüksek paralar karşılığı alınıp satılırken barındırılmaları konusuna yeterli titizlik gösterilmemektedir. Çoğu kuşçumuz rastgele bulduğu malzemelerden kuşlarına barınak yapmaktadır. Halbuki güvercin yetiriciliğinde başarının anahtarı barınağın kuşların gereksinimlerine uymasından geçer. Mevcut kümeslerde yetersiz havalandırma ilk anda göze çarpan en önemli unsurdur. Güvercinlerimizin soğuktan zarar görmeyecekleri gerçeğinden hareketle kümes havalandırılmasına dikkat edilmelidir. Hava cereyanı ve nem hayvanlarımızın sağlığını olumsuz olarak etkiler. Bu nedenle kümeslerin bir tarafında ve yeterli büyüklükte havalandırma pencereleri bulunmalıdır. Hatta bunun yanısıra, hava cereyanının doğrudan hayvanların bulundukları (yuvalık, tünek) yere gelmemesine dikkat ederek havalandırma bacaları da konulmalıdır. Böylece güvercinlerin dışkısından kaynaklanan nem ve amonyağın da kümesten atılması sağlanır. Havalandırma pencereleri veya açıklıklarının hakim rüzgar tarafında olmamasına dikkat edilmelidir. Buna bağlı olarak kümeslerin önünün genellikle güney, güneydoğuya bakmasını önerebiliriz.
Sorunlu diğer bir nokta altlıktır. Kümeslerimizin tabanının beton olması ve sık sık dışkının temizlenmesi en idealidir. Ancak zaman darlığı nedeniyle birçok kuşçu bunu yapamamaktadır. Kümeslerde altlık olarak kuru kum-kireç karışımı konulabilir. Bu takdirde dahi belli aralıklarla bu kum yenisiyle değiştirilmelidir. Avrupa’da Posta güvercini yetiştiricilerinin kullandığı diğer bir altlık türü ise kalın buğday sapıdır. Bu şekilde altlık ıslandıkça veya kirlendikçe üzerine yenisi konulur.
Kümesin büyüklüğünün içeride barındıracağınız güvercin sayısı ile doğru orantılı olmasına dikkat edilmelidir. Güvercin sayısının yüksek olduğu nispeten küçük kümesler, hastalıklardan tutun da dölsüz yumurtaya kadar birçok sorunun ana nedenidir. Ülkemiz yetiştiricisi bu konuyu da yeterince dikkate almamaktadır. Güvercin literatüründe verimli kümeslerde 1 m3’e bir çift güvercin düşmesi gerektiği bildirilmektedir. Elbette ki bu standart bir çiftten yıl boyunca elde edilecek yavru sayısını dikkate almaktadır.
Mümkünse kümesin birkaç bölmeye ayrılmasının bazı noktalarda büyük yararı vardır. Örneğin, salgın hastalıklarda, bir bölmedeki kuşlar hastalanınca, yeterli titizlik gösterilirse diğer bölmedekilerin hastalanmaları önlenebilir. Bunun yanısıra yeme düştükten sonra yavruların anaçlardan ayrılması daha iyi gelişmelerini sağlamaktadır. Ayrıca kışın eşlerin ayrılması gerekmektedir. Bu takdirde de birden fazla bölmeye gereksinim vardır.
Anaçların bulunduğu bölmede her çift için bir yuvalık ve en az güvercin sayısı kadar tünek bulunmalıdır. Yuvalıkların yeterince büyük olması gerekir. İdeal yuvalık büyüklüğü 70 cm x 40 cm x 40 cm olmasına rağmen yer durumuna göre yuvalıkların boyutları ile oynanabilir. Ancak 50 cm x 35 cm x 35 cm boyutlarından daha küçük yuvalıklar önerilmemektedir. Yuvalıkların tamamen kapatılabilmesi gereksiz olarak pisletilmelerini önlerken, diğer yandan istediğiniz kuşa istediğiniz yuvalığa alıştırma kolaylığı da sağlar. Hatta bu yuvalıkların yarıdan kapatılabilmesi eşleştirmede de kolaylık getirir. Erkek güvercin yuvaya alıştırıldıktan sonra eş olarak verilecek dişi yuvalığa kapatılır. Erkek güvercin yuvalıktaki kapatılmayan bölmeye girip çıkabilir. Böylece erkeğin dişi kuşu dövmesi önlenir ve eşleşme çok çabuk gerçekleşir.
Her bölmede güvercin sayısından fazla sayıda bireysel tünek bulunmalıdır. Tüneklerde hayvanların birbirlerini kirletmemelerine dikkat edilmelidir. Bu amaçla çatı şeklinde bireysel tünekler kullanılabileceği gibi diğer pratik bir tünek şekli kümesin bir duvarının 7 cm genişliğinde tahta ile her kuş için 30 cm aralıklarla bölünmüş bir çerçevedir.
GÜVERCİNLERİN YILLIK BAKIMI
Bu yazımda sizlere güvercinlerin bir günlük değil bütün bir yılı kapsayan bakımlarından kısaca bahsetmek istiyorum; güvercin bakımından kastım bir güvercinin bütün yıl boyunca geçireceği devreleri inceleyip, içerisinde bulunduğu şartlara uygun olarak bakılmasıdır. Herhangi bir güvercin için önemli olan devreleri aşağıda belirtmek istiyorum.
1. Tüy dönemi
2. Kış Dönemi
3. Yarış Dönemi
4. Yavru Dönemi
Yukarıda bahsettiğim dönemlerin bazıları sadece Posta Güvercinleriyle ilgili olup diğer ırklarla da uyum göstermektedir. Bu bakımdan her yetiştirici kendi baktığı kuşlarına uygun olarak senelik bakım programları geliştirebilir. Çünkü konunun temel mantığı yetiştirilen her güvercin için aynıdır.
TÜY DÖNEMİ
Yarışlar bittikten sonra veya fantastik güvercin yetiştiricilerinin yavru alma sezonlarının bitiminde yani Eylül ayı itibariyle büyük tüy değiştirme dönemi başlar. Yuva pozisyonuna ve sağlık durumlarına göre kuşlar bu dönemde eski tüylerini düşürüp, yeni tüylerine kavuşurlar. Normalde sağlıklı bir güvercin hiçbir tıbbı müdahaleye gerek duymaksızın bu dönemi en iyi şekilde geçirir. Bu noktadan hareketle kuşlarımız tüy dönemine girmeden önce eşlerinden ayrılıp, erkek ve dişiler ayrı ayrı kümeslere konulmalıdır. Bu sayede kuşlarımız yavru ve yumurta gibi stres arttıran ve tüyegirmeyi geciktiren faktörler ortadan kaldırıldığı için daha kolay tüy dönemini geçirirler. Ben normalde Ağustos ayının ilk haftası kuşlarımı ayırırım. Şayet gerek görürsem bazı hastalıklara karşı ön tedavi uygularım. Zira sağlık barometreleri olumlu olmayan kuşlar mükemmel bir tüy dönemi geçirmez. Tüy dönemini en iyi şekilde geçirmeyen bir güvercinden ne yarışçı olur nede damızlık olur. Ayrıca tüy dönemi esnasında kuşlarımıza vereceğimiz antibiyotik türü ilaçlar, kuşlarımızın tüy yapılarında olumsuz etkiler yaratacağı için bütün ön tedavileri bu dönemden önce tamamlamalıyız. Şayet bulunduğunuz ilde kuşlarınızın dışkılarını tetkik ettirebileceğiniz laboratuarlar var ise mutlaka Kurt, Koksidiyoz, Salmonella vs. gibi hastalıklara karşı testlerini yaptırınız. Test sonuçları (+ ) pozitif ise bulgulara göre tedavilerini yapınız. Tüy dönemi kuşlarda çok yoğun stres oluşturduğu için, özellikle bakımı ve alt yapısı iyi olmayan kümeslerde çeşitli hastalıklar baş gösterir. Bazı kuşlar bu dönem öncesinde iyi hazırlanmadığı için tüye giremez ve ölebilirler. Bütün sorunların temelinde sağlık problemleri ve uygun olmayan yaşam koşulları yatar. Bu nedenle kuşlarımızın sağlıklı kalabilmeleri için uygun ortamları sağlamalıyız. Tüy döneminde kuşlarımız yeni tüylerinin oluşabilmesi çeşitli vücut rezervelerini kullanır. Bu nedenle döneme uygun olarak verilecek olan zengin ve bol çeşitli karışımlar içeren Tüy Dönemi Yemlerini tercih etmeliyiz. Ayrıca haftada 1 veya 2 gün sularına multivitamin verilmelidir. Suya veya yeme vereceğimiz sıvı yada toz minerallerde kuşlarımızın iyi bir tüye sahip olmasını sağlar. Bu konuyla ilgili Avrupa da çok çeşitli firmaların tüy programları ve ürünleri mevcuttur. Ben reklama girmemek için burada ürün adı belirtmiyorum. Sizlere tüy döneminde haftada 1 veya 2 gün olmak üzere kuşlarınıza Isırgan Otu çayını demleyip içme suyu olarak vermenizi tavsiye ediyorum. Aslında bu tür bitkisel çayları uzmanların hazırlayıp tavsiye ettikleri oranlarda mevsimine göre vermenizi öneririm. Bu sayede, hazırlanan çayın özelliğine göre kuşlarımızı doğal yöntemlerle hastalıklara karşı korumuş oluruz. Tüy döneminde Sayın Yavuz İşçen’inde yazılarında belirttiği gibi dış ve iç parazitlere dikkat edilmelidir. Haftada en az 2 defa kuşlarımıza banyo yaptırırsak ve bu banyolardan bir tanesine güvercinler için hazırlanmış banyo tozlarını kullanırsak, hem tüylerin dökülmesine yardımcı oluruz, hem de istenmeyen parazitlerden kuşlarımızı korumuş oluruz. Şayet banyo tozu bulamazsanız banyo sularına bir miktar elma sirkesi ve sofra tuzu da katabilirsiniz. Her dönemde bakımın temel taşlarından olan bol çeşitli GRİT (güvercin taşı ) ürünlerini de vermeyi ihmal etmemek gerekir.
KIŞ DÖNEMİ
Genellikle kışın yavru almayı düşünmeyen kümeslerde kuşlar erkek ve dişiler ayrı ayrı tutulur. Bu dönemde kuşlar havalarında kötü gitmesi sebebiyle çok fazla uçurulmaz. Aslında bu dönem posta güvercinleri için dinlenme dönemidir .Zira bu kuşlar baharda ve yazın yeterince dışarıda bulunup, yarışıp, yavru baktıkları için oldukça yorulmuşlardır. Bu nedenle onlara bir nevi kış uykusuna yatıp, bünyelerini toparlamaları için gerekli ortamın sağlanması şarttır. Bu sezonda kuşlara yem olarak yüksek oranda arpa içeren hafif yemler verilir. Böylece aşırı derecede kilo almaları önlenir. Kışın çok soğuk havalarda kuşların yem yeme ihtiyacı artacağından kuşlara ekstradan yem verilmesinde fayda vardır. Kışın ayrıca kuşlarımızın sularına karıştırarak vereceğiniz bir miktar bal veya pekmez gibi doğal ürünler kuşların soğuğa karşı direnmeleri açısından hayati önem taşır.
YARIŞ DÖNEMİ
Kış döneminin bitiminde baharla birlikte yeni yarış sezonu başlar. Bu dönemden genel ilgi alanı olmadığı için çok fazla bahsetmeyeceğim. Kısaca şunu belirtmem gerekirse, bütün kuşlarımızın gerekli görülen hastalıklara karşı ön tedavileri yapılır ve özellikle PARAMİKSOVİRÜS, SALMONELLA, ÇİÇEK gibi hastalıklara karşı önleyici aşıları yapılır. Bu aşılama periyodunu bütün kuşçuların, hangi ırk kuşu beslerse beslesin , kuşlarını eşe atmadan önce yapmalarını tavsiye ediyorum. Unutmamak gerekir ki; 1 GRAM TEDBİR, 1 TON TEDAVİYE BEDELDİR.
YAVRU (ÜRETİM) DÖNEMİ
Kuşlarımızı eşe atıp yavru almadan önce dışkılarını test ettirip, gerekli ise hastalıklara karşı tedavileri yapılır. Daha sonra bütün kuşlar eşlenip yavru (üretim) dönemi başlar. Bu dönemde de kuşlarımızın ekstradan vitaminlere, minerallere, aminoasitlere ve yumurta kabuğunun sağlam oluşabilmesi için kalsiyum ve benzeri elementlere ihtiyacı bulunmaktadır. Vereceğimiz bu ürünlerle hem kuşlarımızın kolay yumurtlamasını sağlarız, hem de doğacak yavruların iskelet yapılarının en iyi şekilde oluşmasını sağlarız. Ayrıca bu döneme uygun olarak yemlemede mutlaka uzmanların hazırlamış olduğu DAMIZLIK VEYA ÜRETİM yemlerinin rasyonlarına itibar edilmesi gerekmektedir. Yavrular 25-30 günlük olunca ebeveyinlerinden ayrılarak kendileri için özel olarak hazırlanmış kümeslere alınır. Böylece kart kuşlar arasında ezilmeleri önlenip yaşıtları arasında daha iyi gelişmeleri sağlanır. Yavrular ayrıldıktan bir hafta sonra Trikonamasis ve Koksidiyosis’e karşı ön tedavileri yapılır. Bu sayede yuvada almaları muhtemel olan enfeksiyonlar baskı altına alınmış olur. Daha sonra bu yavrular özellikle Paramiksovirüs ve Pox’a (çiçek) karşı aşılanır. Bu dönemde yavrulara ilk 3 ay boyunca gelişmelerini en iyi bir şekilde karşılamaları için YAVRU YEMİ verilir.