Arama

Tritikale Yetiştiriciliği

Güncelleme: 9 Aralık 2009 Gösterim: 7.420 Cevap: 0
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
9 Aralık 2009       Mesaj #1
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Tritikale - Tritikale Nedir - Tritikale Yetiştiriciliği

Sponsorlu Bağlantılar
Bir “Buğday x Çavdar” melezi olan tritikale bir amfidipioid tahıl türüdür. Tritikale, melezlemede kullanılan ana-babalarının kromozom sayılarına bağlı olarak, tetraploid, heksaploid veya oktoploid olabilir. Zamanımızda başarılı olan ve yaygın olarak kullanılan tipleri, makarnalık buğday ve çavdar melezinden elde edilen hekzaploid ( 2n = 42 ) formda olan sekonder ampidiploidlerdir.

Tritikalenin yüksek verimliliği ve kısmen kurak bölgelere adaptasyonu makarnalık buğdaydan, düşük verim fakat ekstrem soğuk, kuraklık, asit topraklara adaptasyonu ve farklı coğrafya ve iklimler de yetiştirilme özelliği çavdardan gelmektedir. Son 25 yıldır dünyada yapılan tritikale tarımı, tritikalenin buğdayın verim potansiyeline ve çavdarın dayanıklığına sahip olduğunu göstermektedir. Kısaca, tritikale ana ( buğday ) ve babasının ( çavdar ) yetişebildiği tüm çevrelerde başarı ile yetiştirilmektedir. Yeni bir tür olan tritikale Polonya, Rusya, Almanya, Amerika ve Avusturya’da başta olmak üzere dünyada 2,9 milyon hektardan fazla bir alanda ekimi yapılmaktadır.

TATLICAK – 97


Ülkemizde Bahri Dağdaş Milletlerarası Kışlık Hububat Araştırma Merkezi ( Konya ) tarafından geliştirilen ve 1997 yılında tescil ettirilen TATLICAK – 97 bir tritikale ( buğday x çavdar melezi ) çeşididir. Tritikale buğdaya göre çevreden kaynaklanan canlı ve cansız stres şartlarına karşı buğda ve arpadan daha fazla dayanıklıdır. Asitli ve alkali topraklar, iz element noksanlığı ( bakır, çinko ve magnezyum ) veya iz element fazlalığı ( bor ) ve kuraklığa karşı dayanıklıdır.

Konya bölgesinde verimi sınırlayan Zn ( çinko ) eksikliğinden tritikalenin, buğday, arpa ve yulafa göre daha az etkilendiği bildirilmiştir.

Özellikleri:
Kuru alanlara uyumu iyi olan çeşit yüksek yağışlı veya bir kere sulanabilen alanlarda yüksek verim vermektedir. Özellikle Kuzey Geçit, Batı Geçit ve Toros bölgesine uyumu gayet iyidir. Çavdardan bazı özellikleri almış olduğundan problemli ( tuz, bor fazlalığı, çinko noksanlığı, mikroelement noksanlığı, bazı hastalıklar ) alanlarda buğday ve arpadan daha iyi netice alınabilmektedir. Ortalama kuruda 200 -500 kg. geçit bölgeleri veya sulu şartlarda 350-650 kg. arasında verim alınabilmektedir.

Boyu 110-120 cm. olup, başak rengi açık kahverengi ve kılçıklıdır. Ülkemizde tritikale yetiştirilmesi ve tritikale kullanımı yaygın değildir. Tritikale yem bitkileri desteklenmesi kapsamı içersindedir. Üretimi bölgemizde her geçen yıl artmaya başlayan bu tritakale çeşitli hayvan yemi, özellikle kanatlı yemi olarak büyük potansiyel taşımaktadır. Dane amber renkli, uzun orta büyüklükte, unsu yapıdadır. Hazmolur protein ve lisin miktarı buğday ve arpadan daha yüksektir. Protein yüzdeleri yıl ve yere göre % 12-14, hektolitre ağırlığı 70-75 kg, bin dane ağırlığı 34-39 gr. arasında değişmektedir. Erkenci bir çeşit olup dane dökmez, harman olma kabiliyeti iyidir.

Mikro element noksanlığına karşı arpa ve buğdaydan daha toleranslıdır. Bu nedenle çinko noksanlığının yaygın olduğu İç Anadolu Bölgesinde arpa ve buğdayın önemli verim düşüşleri gösterdiği alanlarda daha iyi netice alınabilmektedir. Kışa ve kurağa toleransı iyidir. Yaprak hastalıklarına tarla şartlarında dayanıklıdır.

Yetiştirilmesi:

Bölgemizde ekimin 20 Eylül -15 Ekim tarihleri arasında yapılması gerekir. Dekara 22-23 kg. tohum kullanılmalıdır. Ekimden önce sistemik tohum ilaçları ile tohum ilaçlanmalıdır.

Gübrelemede toprak tahlili esastır. Başka türlü tavsiye edilmemişse ekim sırasında dekara İç Anadolu Bölgesinde kuruda 6-7 kg P2O5 ve 2-3 kg. N ( 15 kg. DAP veya 15 kg. TSP + 15 kg % 21’lik amonyum sülfat ) tavsiye edilir. Yağışın daha yüksek olduğu geçit bölgelerinde veya bir sulama yapılması halinde dekara 8-9 kg. P2O5 ve 3-4 kg N ( 20 kg. DAP veya 20 kg. TSP + 15 kg % 21’lik amonyum sülfat ) uygulanmalıdır. Toplam N miktarı bahar mevsiminde dekara kuruda 6-7 kg. yüksek yağışlı veya bir kez sulanabilen alanlarda 9 kg.a tamamlanmalıdır. Bu amaçla kuruda erken dönemde ( Şubat-Mart ) dekara 20 kg. amonyum sülfat ( % 21 N ), 10 kg. üre atılabilir. Kuruda fazla gübre kullanılmamalı ve gübre uygulaması mümkün olduğunca erken yapılmalıdır. Yağışlı yıllarda kullanılacak üst gübre miktarı birkaç kg fazla tutulabilir. Yağışın yüksek olması veya bir sulama halinde yapılacak üst gübrelemede erken dönemde dekara 25 kg. amonyum sülfat veya 12 kg. üre kullanılabilir. Daha geç yapılacak gübrelemede, 17 kg. % 33’lük amonyum nitrat veya 20 kg. % 26’lık amonyum nitrat uygulanabilir. Sulama halinde bir miktar gübrenin geç döneme bırakılması kaliteli dane elde etmede faydalı olabilir. Bu durumda erken dönemde tek uygulamada kullanılan mitardan daha az miktarda üre ( 8 kg/da ) veya amonyum sülfat ( 17 kg/da ) uygulanarak geri kalan kısmı daha sonra amonyum nitrat ( dekara % 33’lükten 5 kg. veya % 26’lıktan 7 kg.) ile tamamlanabilir. Bir su verilecek alanlarda suyun mümkünse sapa kalkma döneminde verilmesi uygun olur. Fazla sulama bu çeşitte yatma problemlerine sebep olabilir. Dane dökme problem olmadığı için hasat kaybı düşüktür.



Benzer Konular

15 Şubat 2010 / Misafir Ziraat
16 Şubat 2010 / Misafir Ziraat
15 Şubat 2010 / Misafir Ziraat
23 Mart 2010 / Misafir Ziraat
7 Şubat 2010 / Misafir Ziraat