Turunçgil Yetiştiriciliği
Ana vatanı Güneydoğu Asya, Çin ve Hindistan olan turunçgiller dünyaya buradan yayılmıştır. Tropik ve subtropik iklim alanlarında yetiştirilir. Dünyada 90 bin tona varan ürerimi vardır. Turunçgiller ülkemizde Akdeniz ve Ege Bölgesinde, sahil kesimlerinde yetiştirilir. Elma ve üzümden sonra en fazla üretilen meyvedir. En fazla ihracatı yapılan meyve turunçgillerdir.
Turunçgiller türler bazında incelenirse; portakallar, limonlar, mandarinler, ve altıntoplar başta gelmektedir. Turunç ise iyi anaç özelliğine sahip olduğu için anaç olarak kullanılır. Özellikle satsuma mandarini için trayer citrange, carrizo citrange anaçları daha uygundur.
Turunçgil yetiştiriciliği çok emek, sermaye ve zaman isteyen bir yetiştiricilik şeklidir. Bunun için bahçe tesis ederken ve çeşit seçerken çok dikkatli olunmalıdır. Bir turunçgil bahçesi planlanırken önce ekolojik faktörler yani iklim ve toprak özellikleri tespit edilmelidir.
Yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim olayı, düşük sıcaklıklar (don)'dır. Türlerin düşük sıcaklıklara dayanıklılıkları farklılıklar gösterir.
Limon 0°C, portakal -2°C, altıntop -3°C ve mandarin -4°C'nin altında zarar görür. Zararın şiddeti don olayının süresine bağlıdır. Uzun sürerse zararı da artar.
İkinci önemli iklim faktörü, rüzgardır. Rüzgar hem şiddetiyle (ağaçların kırılması, meyve dökümü), hem de soğukluğuyla turunçgillere zarar verir.
ANAÇ
Akdeniz bölgesinde yetiştirilecek olan bütün çeşitlerin, uygun anacı turunçtur. Satsuma mandarini yetiştirilecek yöreler için ise, anaç olarak üç yapraklı ve melezleri uygun olmaktadır. Melezlerden Troyer ve Carrizo kullanılmaktadır.
TOPRAK
Dikimden önce arazinin toprağı, mutlaka analiz ettirilmelidir. Turunçgil kökleri toprağın 5-120 cm derinliğinde bulunur. Turunçgil bahçesi tesis edilecek yerin toprak derinliği en az 1.5-2 m olmalıdır. Turunçgiller, bitki besin maddelerince ve humusca zengin, süzek geçirgen toprakları tercih ederler.
Turunçgiller için uygun topraklar; hafif ve orta ağır yapıda, iyi drene olabilen, gevşek ve iyi havalanabilen, kumlu, kumlu-tınlı, tınlı, killi tınlı yapıdaki topraklardır. Bunlar içerisinde, süzek ve iyi havalanabilen kumlu-tınlı topraklar ise en uygun olanıdır.
Taban suyu yüksek olan toprakları hiç sevmez. Böyle yerlerde, mutlaka drenaj yapılmalıdır. Ağır bünyeli ve fazla kireçli topraklar da turunçgiller için tercih edilmez.
TURUNÇGİL BAHÇESİ YERİNİN SEÇİMİ
Turunçgil yetiştiriciliğinde bahçe yerinin seçimini bir çok faktör etkilemektedir. Genelde uygun bir bahçe yeri seçimi için üç temel özellik bulunmalıdır.
BAHÇE TESİSİ
Turunçgil yetiştiriciliği için, öncelikle, kaliteli fidan üretimi veya temini gerekir.
Turunçgil yetiştiriciliğinde yüksek verim ve kalite elde etmenin ilk koşulu, virüsten ari sertifikalı fidanlarla bahçe tesis etmektir. 1992 yılından beri Antalya Narenciye ve Seracılık Araştırma Enstitüsü virüsten ari sertifikalı turunçgil aşıgözü ve fidanı üretmekte olup, fidan üreticilerinin ve turunçgil yetiştiricilerinin hizmetine sunmaktadır (Şekil 1).
Sağlıklı fidanlardan, iyi ürün elde edebilmek için, dikiminde de özen gösterilmesi gereklidir. Dikimden önce, arazi parsellere ayrılır. Yabancı ot ve diğer bitkiler temizlenir.
Şekil 1. Virüssüz turunçgil çöğürleri
Kaliteli ve bol meyve elde edebilmek için, bahçenin kenarına rüzgarkıran dikilmelidir (Şekil 2). Bunun için, yayvan ve dikine gelişen serviler tercih edilir. Araları 1 m'den daha sık olmamalıdır.
Şekil 2. Rüzgarkıranlı turunçgil bahçesi
Eğer arazinin tesviyesi bozuksa, dikim öncesi tesviye yapılır. Daha sonra, önerilen dikim aralıklarına göre, dikim yerleri işaretlenir. Turunçgiller için kare dikim tercih edilir. Çeşitlere göre, dikim aralıkları 5 ila 8 m arasında değişir.
Çizelge 1. Dikim mesafeleri
Ülkemizde, uygun dikim zamanı ilkbahar dönemidir. Şubat ortalarından nisan sonlarına kadar, dikime devam edilebilir. Dikimden önce, fidanlarda budama yapılmalıdır. Naylon (polietilen) torbalarda yetiştirilen fidanlarda da, dikim budaması uygulanmalıdır. Fidanların tutması ve gelişmesi için, bu husus çok önemlidir. Naylon torbalardaki fidanlar, genellikle gölge evlerinde ve seralarda yetiştirildiklerinden; dikimden önce, topluca 10-15 gün süreyle, güneş altında bekletilmelidir.
Dikimin derin olmamasına çok dikkat edilmelidir. Dikimden sonra topak sıkıştırılmalı, fidan başına, en az 35-40 litre can suyu verilmelidir. Dikimi yapılan fidanların gövdeleri, hava şartlarına (özellikle güneşe) karşı korumak amacıyla kalın bir kağıtla sarılmalıdır. Fidan büyüdükçe, kağıdın yerine kireç badanası yapılabilir.
Sık aralıklarla dikilmiş eski bahçelerden, yeterli miktarda ve kaliteli meyve elde etmek için, ağaçların mutlaka seyreltilmesi gerekir. Bu suretle, her türlü bakım işlemi de kolay uygulanabilir hale gelecektir. Seyreltme, verilen plana uygun olarak, köşegen doğrultusunda yapılmalıdır.
BUDAMA
Budama; ağaçların dengeli ve kuvvetli taç oluşturması; verimlilik süresinin uzatılması; fazla ve kaliteli ürün elde edilmesi; uygun olmayan iklim koşullarıyla, hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması; zirai mücadelede başarının artması; hasatta kolaylık; bazı durumlarda, verimden düşmüş ağaçların yeniden kazanılması gibi, yararlar sağlar.
Şekil budaması yapılmış olan fidanlar, bahçeye dikilince, 2-3 yıl süreyle budama yapılmaz. Eğer fidanlarda şekil budaması yapılmamışsa, bu işlem bahçede uygulanır (Şekil 3).
Şekil 3. Turunçgil fidanında şematik olarak şekil budaması
Fidan meyveye yatıncaya kadar, yalnız ana dallarla, bundan çıkan iskelet dalları kısaltılır. Sıkışıklık yapan, istenmeyen sürgünler çıkarılır.
Ağacın ortasından geçip, çatallaşma ve karışıklık yaratan dallar, mutlaka alınmalıdır.
Budama öncesi ve budamada ağaç değiştirirken, budama aletleri mutlaka ilaçlarla muamele edilmelidir. Turunçgillerde budama zamanı, kış soğukları tehlikesinin ortadan kalktığı, ağaçların yeteri kadar uyanmadığı, Şubat-Mart aylarıdır. Ancak uçkurutan hastalığıyla bulaşık olan limon bahçeleri, sıcak aylarda (Temmuz-Ağustos) budanmalıdır.
Genel olarak, dikkat edilecek hususlar şu şekilde olmalıdır:
Öncelikle kuru dallar alınır. Obur dalların, büyümesine müsaade etmeden, her zaman alınması gereklidir. Birbiri üzerine binmiş ve sürtünme meydana getiren dallardan, alttaki dallar çıkartılır. Baş parmak ve daha kalın dalların kesim yeri, kesimden bir gün sonra, mutlaka macunlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME
Turunçgillerde, yıllık bakım işlerinden toprak işlemede; toprak ya işlenmez yada en az düzeyde işlenir. Toprak işlemenin genelde amacı, yabancı otları imha etmektir. Bu işlem uygun ot öldürücü ilaçlarla da yapılabilir.
Akdeniz ve Ege bölgesi koşullarında toprak; kışın örtülü bırakılarak, yazın işlenir. Turunçgiller, derin işlenmeye çok hassas olup; bu yapıldığında, kökler, büyük oranda zarar görürler. Buna bağlı olarak, meyve küçük kalır ve ağaçlarda gelişme yavaşlar. Turunçgillerde en uygun toprak işleme derinliği, 8 ila 12 cm civarındadır. Toprak, mutlaka tavlı olduğu zaman işlenmelidir. Toprak işleme aletleri ağır olmamalıdır. Ağır işleme, toprağın sıkışmasına neden olur; bu durumda ağaçların beslenmesi engellenir.
SULAMA
Genellikle, yaz aylarının kurak geçtiği; Akdeniz ve Ege Bölgelerinde, turunçgillerde sulama gerekir. Sulama suyu yeterli miktarda bulunmalı ve iyi kalite özellikleri taşımalıdır. Sodyum, klor ve bor gibi elementler, suda çok düşük miktarlarda bulunmalıdır.
Ülkemizde, turunçgillerin sulanmasında genellikle, çanak veya tava ile karık usulü, uygulanır. Yeni kurulan turunçgil bahçelerinde, karık usulü tercih edilmelidir.
Türlerin su ihtiyacı değişiktir. En çok limonlar su ister. Daha sonra birbirine yakın miktarlarda altıntop ve portakallar gelir. En az su mandarinlere verilir. Yıllık su ihtiyacı, 875-825 mm arasında değişir.
Sulama aralıklarının tespitinde, hava kuraklık durumu ve toprak yapısı, en önemli faktörlerdir. Nisan-Mayıs aylarında başlayan sulamalar, havaların çok kurak seyrettiği, Temmuz-Ağustos aylarında, daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İklime bağlı olarak yapılan sulamalar, Ekim-Kasım aylarına kadar devam eder. Turunçgillerde 15 ila 35 gün arayla yapılacak yüzey sulaması genellikle yeterlidir.
Damla ve yağmurlama sulama da, ülkemiz turunçgil bahçelerine girmiş bulunmaktadır. Bunların, verim ve kalite artışı yönünden önemli avantajları vardır. Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yörelerde, başarıyla kullanılabilir.
GÜBRELEME
Turunçgillerde tekniğine göre gübreleme için, mutlaka yaprak ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir. Analiz için yaprak ve toprak örnekleri, Eylül ortasından Kasım başına kadar olan dönemde ve mutlaka uzman elemanlarca alınmalıdır.
Turunçgillerin gübrelenmesi ile ilgili, yaprak ve toprak analizleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı İçel, Antalya, Alata ve İzmir-Bornova'daki, uzman elemanların çalıştığı, modern laboratuvarları bulunan, araştırma enstitülerinde yaptırılabilmekte ve gübreleme tavsiyeleri buralardan kısa sürede alınabilmektedir. Gübrelerin mutlaka bu tavsiyeler doğrultusunda verilmesi gerekir.
Genelde, en fazla miktarda gübre limonlara, en az mandarinlere, orta derecede portakal ve altıntoplara verilir. Gübrelemede, ilk uygulama Kasım-Aralık aylarında yapılır. Bu devrede fosforlu ve potaslı gübrelerle, çiftlik gübresi; ağacın taç hizasına açılacak 15-20 cm derinlik ve genişlikteki, çukur veya bant içerisine verilerek üzeri kapatılıp bahçe sulanır.
Azotlu gübrelerin ilk uygulaması ise, çiçeklenme devresinden önce yani tomurcuklanma dönemidir. Bu dönem genellikle Şubat sonu-Mart başına rastlar. Azotlu gübre, ağaçların taç çevresinde serpilerek verilir. 2. uygulama ise; Mayıs ayı ortalarından, Haziran ayının ilk haftasına kadar olan devrede, sulama suyuyla birlikte yapılır.
Gerek gübre miktarında, gerekse veriş şekil ve zamanlarında, tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır.
HORMON UYGULAMASI
Turunçgillerde bitki gelişmesini düzenleyiciler (hormonlar) genellikle, meyve tutumunun arttırılması, (Klemantin mandarini) amacıyla kullanılır. Bunlarla birlikte, bazı çekirdeksiz çeşitlerde (Washington ve Yafa portakalları ile altıntoplar) haziran dökümü ve hasat önü dökümlerinin azaltılması için de kullanılabilir. Bunun için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Aksi halde, beklenilen amacın tam tersi bir tepki elde edilebilir.
Uygulamalarda, bu faydaları sağlamak üzere, ruhsat alınmış maddeler kullanılmalıdır. Ruhsatı olmayan maddelerin kullanımı; hem beklenen faydanın çıkmamasına neden olur, hem de insan ve çevre sağlığı yönünden zararlar meydana getirebilir.
HASAT
Eğer yıllık bakım işleri tekniğine göre yapılmışsa; hasatta üreticinin yüzü gülecek ve daha çok ve daha kaliteli meyve elde edilecektir. Hasat, uzman işçiler tarafından ve tekniğine uygun olarak yapılmalıdır.
Bütün ürünler gibi, turunçgillerin de, hasat zamanının tespiti çok önemlidir. Zamanında erken veya daha geç yapılacak hasat; meyve kalitesini düşürür ve dayanıklılığını azaltır. Hasat, mutlaka olgun meyvelerde yapılmalıdır. Olgunluğun tespitinde, genellikle meyvede usare oranı, şeker, asitlik ve meyve kabuk rengi değişimleri göz önüne alınır. Esasen, uzun yıllar boyunca hasat yapıldığından, hasat zamanının belirlenmesinde, fazla bir yanılma olmaz.
Hasat temizlenip ilaçlanmış makasla yapılmalı ve saplar uzun bırakılmalıdır.
Hasat sırasında, hava açık veya güneşli olmalı, ağaçlar ıslak olmamalıdır. Hasatta merdiven kullanılmalı; hasat yapılırken ağaçlara zarar verilmemelidir. Hasada başlarken, önce ağaçların, etek dallarındaki meyveler toplanmalıdır. Hasat edilen meyvelerin zarar görmemesi için, toplama kaplarının içleri, düzgün olmalı veya gerekli önlemler alınmalıdır.
Hasat edilen meyvelerden, bereli ve hastalıklı olanları ayıklandıktan sonra, taşıma kaplarına konulmalıdır. Taşıma kapları, hastalık bulaşmalarını önlemek için, doğrudan toprağa konulmamalıdır. Toplanmış meyveler, bahçede bir gece bekletilmelidir.
AMBALAJLAMA
Her ne kadar, hasat edilen meyveler, az miktarda olduklarında, bahçenin kenarında tasnif edilip ambalajlanabilirse de; meyve çoğaldığında ve iyi bir ambalaj yapmak için, mutlaka paketleme evleri kullanılmalıdır. Türkiye'de üretilen bütün meyveleri işleyecek kapasitede paketleme evleri bulunmaktadır. Bunlar yetiştirme bölgelerine dağılmış durumdadır.
Taşıma kapları ile topluca paketleme evlerine getirilen meyveler, burada, bantlar üzerinde önce ayıklanır, daha sonra yıkama bölümlerinde, özel ilaçlı sıvılarla ve fırçalarla temizlenir. Gerekirse (özellikle ihracat için) mumlanır ve kurutulur. Daha sonra, çaplarına göre boylanarak, uygun boyutlardaki ambalaj sandıklarına yerleştirilir (Şekil 4). Bu suretle, meyveler iç ve dış pazarlama için, hazırlanmış olur.
Şekil 4. Ambalajlanmış turunçgil meyveleri
DEPOLAMA
Turunçgillerde en ihmal edilen hususlardan birisi de depolamadır. Halbuki, depolamanın çok önemli avantajları bulunmaktadır. Bunlar:
Turunçgil meyveleri, adi depolarda veya makineyle soğutulan depolarda muhafaza edilirler. Kış aylarında, adi depo olarak havalandırılabilen herhangi bir oda kullanılabilir. Havalar ısındıktan sonra, bu odalarda meyve muhafaza edilmez. Ülkemizde, "yatak limonculuğu" denilen işlem, buna örnektir. Kış aylarında hasat edilen limonlar, Mart ayına kadar üretildikleri yerlerdeki adi depolarda saklanır. Havalar ısınınca, Ürgüp'teki tabii mağaralara götürülür. Bu şekilde limonlar, Ağustos ayına kadar muhafaza edilebilmektedir.
Meyveler, adi depoya veya makine ile soğutulan modern depolara konmadan önce, ambalajlanmalıdır. Depolanacak meyveler, ambalajlanmadan önce veya ambalajlama sırasında, hastalıklara karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. Aynı şekilde, soğuk depolarda temizlenip ilaçlanmalıdır. Kullanılacak ilaçlar için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır.
Soğuk depolara ambalajlanmış meyveler, ambalaj kaplarının arasından hava geçebilecek şekilde istiflenmelidir.
Turunçgil meyvelerinin depolanmasında, nispi rutubet genellikle %85-90 olmaktadır. Depo sıcaklıkları ile muhafaza süreleri, türler itibariyle aşağıdaki gibidir:
Sponsorlu Bağlantılar
Turunçgiller türler bazında incelenirse; portakallar, limonlar, mandarinler, ve altıntoplar başta gelmektedir. Turunç ise iyi anaç özelliğine sahip olduğu için anaç olarak kullanılır. Özellikle satsuma mandarini için trayer citrange, carrizo citrange anaçları daha uygundur.
Turunçgil yetiştiriciliği çok emek, sermaye ve zaman isteyen bir yetiştiricilik şeklidir. Bunun için bahçe tesis ederken ve çeşit seçerken çok dikkatli olunmalıdır. Bir turunçgil bahçesi planlanırken önce ekolojik faktörler yani iklim ve toprak özellikleri tespit edilmelidir.
Yetiştiriciliğini sınırlayan en önemli iklim olayı, düşük sıcaklıklar (don)'dır. Türlerin düşük sıcaklıklara dayanıklılıkları farklılıklar gösterir.
Limon 0°C, portakal -2°C, altıntop -3°C ve mandarin -4°C'nin altında zarar görür. Zararın şiddeti don olayının süresine bağlıdır. Uzun sürerse zararı da artar.
İkinci önemli iklim faktörü, rüzgardır. Rüzgar hem şiddetiyle (ağaçların kırılması, meyve dökümü), hem de soğukluğuyla turunçgillere zarar verir.
ANAÇ
Akdeniz bölgesinde yetiştirilecek olan bütün çeşitlerin, uygun anacı turunçtur. Satsuma mandarini yetiştirilecek yöreler için ise, anaç olarak üç yapraklı ve melezleri uygun olmaktadır. Melezlerden Troyer ve Carrizo kullanılmaktadır.
TOPRAK
Dikimden önce arazinin toprağı, mutlaka analiz ettirilmelidir. Turunçgil kökleri toprağın 5-120 cm derinliğinde bulunur. Turunçgil bahçesi tesis edilecek yerin toprak derinliği en az 1.5-2 m olmalıdır. Turunçgiller, bitki besin maddelerince ve humusca zengin, süzek geçirgen toprakları tercih ederler.
Turunçgiller için uygun topraklar; hafif ve orta ağır yapıda, iyi drene olabilen, gevşek ve iyi havalanabilen, kumlu, kumlu-tınlı, tınlı, killi tınlı yapıdaki topraklardır. Bunlar içerisinde, süzek ve iyi havalanabilen kumlu-tınlı topraklar ise en uygun olanıdır.
Taban suyu yüksek olan toprakları hiç sevmez. Böyle yerlerde, mutlaka drenaj yapılmalıdır. Ağır bünyeli ve fazla kireçli topraklar da turunçgiller için tercih edilmez.
TURUNÇGİL BAHÇESİ YERİNİN SEÇİMİ
Turunçgil yetiştiriciliğinde bahçe yerinin seçimini bir çok faktör etkilemektedir. Genelde uygun bir bahçe yeri seçimi için üç temel özellik bulunmalıdır.
- Yetiştirilecek tür ve çeşit için en yüksek ve en düşük sıcaklıklar bakımından uygun, rüzgar zararından arınmış bir iklimBahçe tesisi için seçilen alan özellikle sıkça donlara maruz kalmamalı, en az on yıllık iklim kayıtları gözden geçirilmelidir. Don gölü oluşumuna uygun çukur ve alçak araziler ile vadi tabanlarında bahçe tesisinden kaçınılmalıdır. Fazla yağış alan alçak arazilerde ise suyun drene edilebilme olanakları iyice incelenmelidir.
- İç drenaja sahip, yeterince derin ve verimli, yeksenak bir toprak
- Sulama için yeter miktarda ve iyi kalitede su
BAHÇE TESİSİ
Turunçgil yetiştiriciliği için, öncelikle, kaliteli fidan üretimi veya temini gerekir.
Turunçgil yetiştiriciliğinde yüksek verim ve kalite elde etmenin ilk koşulu, virüsten ari sertifikalı fidanlarla bahçe tesis etmektir. 1992 yılından beri Antalya Narenciye ve Seracılık Araştırma Enstitüsü virüsten ari sertifikalı turunçgil aşıgözü ve fidanı üretmekte olup, fidan üreticilerinin ve turunçgil yetiştiricilerinin hizmetine sunmaktadır (Şekil 1).
Sağlıklı fidanlardan, iyi ürün elde edebilmek için, dikiminde de özen gösterilmesi gereklidir. Dikimden önce, arazi parsellere ayrılır. Yabancı ot ve diğer bitkiler temizlenir.
Şekil 1. Virüssüz turunçgil çöğürleri
Kaliteli ve bol meyve elde edebilmek için, bahçenin kenarına rüzgarkıran dikilmelidir (Şekil 2). Bunun için, yayvan ve dikine gelişen serviler tercih edilir. Araları 1 m'den daha sık olmamalıdır.
Şekil 2. Rüzgarkıranlı turunçgil bahçesi
Eğer arazinin tesviyesi bozuksa, dikim öncesi tesviye yapılır. Daha sonra, önerilen dikim aralıklarına göre, dikim yerleri işaretlenir. Turunçgiller için kare dikim tercih edilir. Çeşitlere göre, dikim aralıkları 5 ila 8 m arasında değişir.
Çizelge 1. Dikim mesafeleri
Ülkemizde, uygun dikim zamanı ilkbahar dönemidir. Şubat ortalarından nisan sonlarına kadar, dikime devam edilebilir. Dikimden önce, fidanlarda budama yapılmalıdır. Naylon (polietilen) torbalarda yetiştirilen fidanlarda da, dikim budaması uygulanmalıdır. Fidanların tutması ve gelişmesi için, bu husus çok önemlidir. Naylon torbalardaki fidanlar, genellikle gölge evlerinde ve seralarda yetiştirildiklerinden; dikimden önce, topluca 10-15 gün süreyle, güneş altında bekletilmelidir.
Dikimin derin olmamasına çok dikkat edilmelidir. Dikimden sonra topak sıkıştırılmalı, fidan başına, en az 35-40 litre can suyu verilmelidir. Dikimi yapılan fidanların gövdeleri, hava şartlarına (özellikle güneşe) karşı korumak amacıyla kalın bir kağıtla sarılmalıdır. Fidan büyüdükçe, kağıdın yerine kireç badanası yapılabilir.
Sık aralıklarla dikilmiş eski bahçelerden, yeterli miktarda ve kaliteli meyve elde etmek için, ağaçların mutlaka seyreltilmesi gerekir. Bu suretle, her türlü bakım işlemi de kolay uygulanabilir hale gelecektir. Seyreltme, verilen plana uygun olarak, köşegen doğrultusunda yapılmalıdır.
BUDAMA
Budama; ağaçların dengeli ve kuvvetli taç oluşturması; verimlilik süresinin uzatılması; fazla ve kaliteli ürün elde edilmesi; uygun olmayan iklim koşullarıyla, hastalık ve zararlıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması; zirai mücadelede başarının artması; hasatta kolaylık; bazı durumlarda, verimden düşmüş ağaçların yeniden kazanılması gibi, yararlar sağlar.
Şekil budaması yapılmış olan fidanlar, bahçeye dikilince, 2-3 yıl süreyle budama yapılmaz. Eğer fidanlarda şekil budaması yapılmamışsa, bu işlem bahçede uygulanır (Şekil 3).
Şekil 3. Turunçgil fidanında şematik olarak şekil budaması
Fidan meyveye yatıncaya kadar, yalnız ana dallarla, bundan çıkan iskelet dalları kısaltılır. Sıkışıklık yapan, istenmeyen sürgünler çıkarılır.
Ağacın ortasından geçip, çatallaşma ve karışıklık yaratan dallar, mutlaka alınmalıdır.
Budama öncesi ve budamada ağaç değiştirirken, budama aletleri mutlaka ilaçlarla muamele edilmelidir. Turunçgillerde budama zamanı, kış soğukları tehlikesinin ortadan kalktığı, ağaçların yeteri kadar uyanmadığı, Şubat-Mart aylarıdır. Ancak uçkurutan hastalığıyla bulaşık olan limon bahçeleri, sıcak aylarda (Temmuz-Ağustos) budanmalıdır.
Genel olarak, dikkat edilecek hususlar şu şekilde olmalıdır:
Öncelikle kuru dallar alınır. Obur dalların, büyümesine müsaade etmeden, her zaman alınması gereklidir. Birbiri üzerine binmiş ve sürtünme meydana getiren dallardan, alttaki dallar çıkartılır. Baş parmak ve daha kalın dalların kesim yeri, kesimden bir gün sonra, mutlaka macunlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME
Turunçgillerde, yıllık bakım işlerinden toprak işlemede; toprak ya işlenmez yada en az düzeyde işlenir. Toprak işlemenin genelde amacı, yabancı otları imha etmektir. Bu işlem uygun ot öldürücü ilaçlarla da yapılabilir.
Akdeniz ve Ege bölgesi koşullarında toprak; kışın örtülü bırakılarak, yazın işlenir. Turunçgiller, derin işlenmeye çok hassas olup; bu yapıldığında, kökler, büyük oranda zarar görürler. Buna bağlı olarak, meyve küçük kalır ve ağaçlarda gelişme yavaşlar. Turunçgillerde en uygun toprak işleme derinliği, 8 ila 12 cm civarındadır. Toprak, mutlaka tavlı olduğu zaman işlenmelidir. Toprak işleme aletleri ağır olmamalıdır. Ağır işleme, toprağın sıkışmasına neden olur; bu durumda ağaçların beslenmesi engellenir.
SULAMA
Genellikle, yaz aylarının kurak geçtiği; Akdeniz ve Ege Bölgelerinde, turunçgillerde sulama gerekir. Sulama suyu yeterli miktarda bulunmalı ve iyi kalite özellikleri taşımalıdır. Sodyum, klor ve bor gibi elementler, suda çok düşük miktarlarda bulunmalıdır.
Ülkemizde, turunçgillerin sulanmasında genellikle, çanak veya tava ile karık usulü, uygulanır. Yeni kurulan turunçgil bahçelerinde, karık usulü tercih edilmelidir.
Türlerin su ihtiyacı değişiktir. En çok limonlar su ister. Daha sonra birbirine yakın miktarlarda altıntop ve portakallar gelir. En az su mandarinlere verilir. Yıllık su ihtiyacı, 875-825 mm arasında değişir.
Sulama aralıklarının tespitinde, hava kuraklık durumu ve toprak yapısı, en önemli faktörlerdir. Nisan-Mayıs aylarında başlayan sulamalar, havaların çok kurak seyrettiği, Temmuz-Ağustos aylarında, daha sık aralıklarla yapılmalıdır. İklime bağlı olarak yapılan sulamalar, Ekim-Kasım aylarına kadar devam eder. Turunçgillerde 15 ila 35 gün arayla yapılacak yüzey sulaması genellikle yeterlidir.
Damla ve yağmurlama sulama da, ülkemiz turunçgil bahçelerine girmiş bulunmaktadır. Bunların, verim ve kalite artışı yönünden önemli avantajları vardır. Özellikle sulama suyunun yetersiz olduğu yörelerde, başarıyla kullanılabilir.
GÜBRELEME
Turunçgillerde tekniğine göre gübreleme için, mutlaka yaprak ve toprak analizlerinin yaptırılması gerekir. Analiz için yaprak ve toprak örnekleri, Eylül ortasından Kasım başına kadar olan dönemde ve mutlaka uzman elemanlarca alınmalıdır.
Turunçgillerin gübrelenmesi ile ilgili, yaprak ve toprak analizleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı İçel, Antalya, Alata ve İzmir-Bornova'daki, uzman elemanların çalıştığı, modern laboratuvarları bulunan, araştırma enstitülerinde yaptırılabilmekte ve gübreleme tavsiyeleri buralardan kısa sürede alınabilmektedir. Gübrelerin mutlaka bu tavsiyeler doğrultusunda verilmesi gerekir.
Genelde, en fazla miktarda gübre limonlara, en az mandarinlere, orta derecede portakal ve altıntoplara verilir. Gübrelemede, ilk uygulama Kasım-Aralık aylarında yapılır. Bu devrede fosforlu ve potaslı gübrelerle, çiftlik gübresi; ağacın taç hizasına açılacak 15-20 cm derinlik ve genişlikteki, çukur veya bant içerisine verilerek üzeri kapatılıp bahçe sulanır.
Azotlu gübrelerin ilk uygulaması ise, çiçeklenme devresinden önce yani tomurcuklanma dönemidir. Bu dönem genellikle Şubat sonu-Mart başına rastlar. Azotlu gübre, ağaçların taç çevresinde serpilerek verilir. 2. uygulama ise; Mayıs ayı ortalarından, Haziran ayının ilk haftasına kadar olan devrede, sulama suyuyla birlikte yapılır.
Gerek gübre miktarında, gerekse veriş şekil ve zamanlarında, tavsiyelere mutlaka uyulmalıdır.
HORMON UYGULAMASI
Turunçgillerde bitki gelişmesini düzenleyiciler (hormonlar) genellikle, meyve tutumunun arttırılması, (Klemantin mandarini) amacıyla kullanılır. Bunlarla birlikte, bazı çekirdeksiz çeşitlerde (Washington ve Yafa portakalları ile altıntoplar) haziran dökümü ve hasat önü dökümlerinin azaltılması için de kullanılabilir. Bunun için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır. Aksi halde, beklenilen amacın tam tersi bir tepki elde edilebilir.
Uygulamalarda, bu faydaları sağlamak üzere, ruhsat alınmış maddeler kullanılmalıdır. Ruhsatı olmayan maddelerin kullanımı; hem beklenen faydanın çıkmamasına neden olur, hem de insan ve çevre sağlığı yönünden zararlar meydana getirebilir.
HASAT
Eğer yıllık bakım işleri tekniğine göre yapılmışsa; hasatta üreticinin yüzü gülecek ve daha çok ve daha kaliteli meyve elde edilecektir. Hasat, uzman işçiler tarafından ve tekniğine uygun olarak yapılmalıdır.
Bütün ürünler gibi, turunçgillerin de, hasat zamanının tespiti çok önemlidir. Zamanında erken veya daha geç yapılacak hasat; meyve kalitesini düşürür ve dayanıklılığını azaltır. Hasat, mutlaka olgun meyvelerde yapılmalıdır. Olgunluğun tespitinde, genellikle meyvede usare oranı, şeker, asitlik ve meyve kabuk rengi değişimleri göz önüne alınır. Esasen, uzun yıllar boyunca hasat yapıldığından, hasat zamanının belirlenmesinde, fazla bir yanılma olmaz.
Hasat temizlenip ilaçlanmış makasla yapılmalı ve saplar uzun bırakılmalıdır.
Hasat sırasında, hava açık veya güneşli olmalı, ağaçlar ıslak olmamalıdır. Hasatta merdiven kullanılmalı; hasat yapılırken ağaçlara zarar verilmemelidir. Hasada başlarken, önce ağaçların, etek dallarındaki meyveler toplanmalıdır. Hasat edilen meyvelerin zarar görmemesi için, toplama kaplarının içleri, düzgün olmalı veya gerekli önlemler alınmalıdır.
Hasat edilen meyvelerden, bereli ve hastalıklı olanları ayıklandıktan sonra, taşıma kaplarına konulmalıdır. Taşıma kapları, hastalık bulaşmalarını önlemek için, doğrudan toprağa konulmamalıdır. Toplanmış meyveler, bahçede bir gece bekletilmelidir.
AMBALAJLAMA
Her ne kadar, hasat edilen meyveler, az miktarda olduklarında, bahçenin kenarında tasnif edilip ambalajlanabilirse de; meyve çoğaldığında ve iyi bir ambalaj yapmak için, mutlaka paketleme evleri kullanılmalıdır. Türkiye'de üretilen bütün meyveleri işleyecek kapasitede paketleme evleri bulunmaktadır. Bunlar yetiştirme bölgelerine dağılmış durumdadır.
Taşıma kapları ile topluca paketleme evlerine getirilen meyveler, burada, bantlar üzerinde önce ayıklanır, daha sonra yıkama bölümlerinde, özel ilaçlı sıvılarla ve fırçalarla temizlenir. Gerekirse (özellikle ihracat için) mumlanır ve kurutulur. Daha sonra, çaplarına göre boylanarak, uygun boyutlardaki ambalaj sandıklarına yerleştirilir (Şekil 4). Bu suretle, meyveler iç ve dış pazarlama için, hazırlanmış olur.
Şekil 4. Ambalajlanmış turunçgil meyveleri
DEPOLAMA
Turunçgillerde en ihmal edilen hususlardan birisi de depolamadır. Halbuki, depolamanın çok önemli avantajları bulunmaktadır. Bunlar:
• Ağaç üzerinde oluşan kaliteyi, meyve tüketilinceye kadar muhafaza etmekBu avantajlardan yararlanabilmek için, meyveler mutlaka, soğuk depolara konularak muhafaza edilmelidir.
• Pazara düzenli olarak meyve arz edilerek, fiyat istikrarı sağlamak
• Özellikle ihracat için, toplu ve düzenli meyve temin etmek
Turunçgil meyveleri, adi depolarda veya makineyle soğutulan depolarda muhafaza edilirler. Kış aylarında, adi depo olarak havalandırılabilen herhangi bir oda kullanılabilir. Havalar ısındıktan sonra, bu odalarda meyve muhafaza edilmez. Ülkemizde, "yatak limonculuğu" denilen işlem, buna örnektir. Kış aylarında hasat edilen limonlar, Mart ayına kadar üretildikleri yerlerdeki adi depolarda saklanır. Havalar ısınınca, Ürgüp'teki tabii mağaralara götürülür. Bu şekilde limonlar, Ağustos ayına kadar muhafaza edilebilmektedir.
Meyveler, adi depoya veya makine ile soğutulan modern depolara konmadan önce, ambalajlanmalıdır. Depolanacak meyveler, ambalajlanmadan önce veya ambalajlama sırasında, hastalıklara karşı mutlaka ilaçlanmalıdır. Aynı şekilde, soğuk depolarda temizlenip ilaçlanmalıdır. Kullanılacak ilaçlar için, resmi kuruluşlardaki uzmanlara başvurulmalıdır.
Soğuk depolara ambalajlanmış meyveler, ambalaj kaplarının arasından hava geçebilecek şekilde istiflenmelidir.
Turunçgil meyvelerinin depolanmasında, nispi rutubet genellikle %85-90 olmaktadır. Depo sıcaklıkları ile muhafaza süreleri, türler itibariyle aşağıdaki gibidir:
- Mandarin: 3-4 °C'de 2-3 ay
- Portakal: 5-6 °C'de 5-6 ay
- Altıntop: 7-9 °C'de 6-7 ay
- Limon: 10-12 °C'de 7-8 ay
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!